6

6.5K 713 613
                                    

Ertesi gün Jisung'un evinde takılırken Hyungwon birkaç saatliğine onun yerine kafeye geçip geçemeyeceğimi sormuştu. Biz de çocuklarla beraber kafeye gelmiştik. İçeri girerken cam kenarındaki masada tanıdık simalar görünce bir an rüya gördüğümü sanmıştım. Dudaklarım aralanmış bir şekilde Chan'la bakışırken tam gülümseyip el sallayacaktım ki biri "Hyunjin!" diye bağırdı. Kafamı kasanın arkasındaki Hyungwon'a çevirdim. Önlüğünü çıkarıp kenara bıraktı ve ceketini alıp koşarak bana doğru geldi. Yanıma ulaşınca beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim! Hayatımı kurtardın." Hyungwon benden ayrılırken "Acil bir iş dediğin şeyin bir booty call olduğunu bile bile yerine bakmaya geldim Wonnie, bana borçlusun." "Hehehe, tamam, kolay gelsin." Omzuma vurup aceleyle kafeden çıktı. Gözlerimi tekrar Chan'a çevirdiğimde Hyungwon'un koşarak caddeye ilerleyişini izlediğini gördüm.

"Hyung, kasaya geçsene birileri geliyor." dedi Felix beni sırtımdan itekleyerek. Kasaya yaklaşan iki kızı görünce hemen tezgâhın arkasına geçerek montumu çıkarıp kendiminkini almaya vaktim yok diye Hyungwon'un çıkardığı önlüğü giydim. Kasanın başına geçip aralarında kıkırdayan iki kıza baktım. "Hoş geldiniz, sizin için ne hazırlayabilirim?"

Kızlardan biri "Oppa." deyince gözlerim irileşti. "Bu senin için." Konuşan kız bana bir mektup uzattı. Uzanıp kızın elinden mektubu alıp üzerine baktım. Hyunjin Oppa yazıyordu ve birkaç kalp çizilmişti. "Affedersiniz, kimden bu?" "Benden." dedi kız. "N-neden? Ne bu?"

Mektubu incelemeyi bırakıp kızlara baktım. "Sizi tanıyor muyum?" "Aynı okuldayız, ama tanışmamıştık hiç. Ben Yoo Ae-Ri." Ne yaşandığı konusunda cidden hiçbir fikrim olmadan kızlara bakmayı sürdürdüm. Neden tanıtıyordu kendini? "Bugün çalışmadığını görünce çok üzülmüştüm, tam gidiyordum ki birden geldin. Resmen kader!"

Kızlar aynı anda kıkırdamaya başlayınca korku dolu gözlerle duvar kenarı masasında oturmuş arkadaşlarıma baktım. Hepsi merakla bizi izliyorlardı. "Mektubumu oku, tamam mı oppa?" diye sordu kız kasanın üzerinden hafifçe eğilip. "Nasıl cevap vereceğin içinde yazıyor." "T-tamam?" Kızlar gülmeye devam ederek hızlıca kafeden dışarı çıktılar.

Yaşananları kavramaya çalışırken üç arkadaşım koşarak kasaya gelip sorular sormaya başladılar. "Onlar kimdi?" "Aşk mektubu mu o?" "Ne dedin?" "Gayim dedin mi?" "Üzülmüş gibi değillerdi, kabul mu ettin yoksa?" "Tanıyor musun kızları?" "Durun lan." dedim en son. Üçü de susup beni dinlemeye başlayınca "Ne aşk mektbu?" dedim.

Jisung gözlerini devirip elimdeki mektubu aldı ve onunla kafama vurdu. "Ne demek ne aşk mektbu? Salak mısın oğlum sen? Bu aşk mektubu işte, itiraf mektubu vermiş kız sana." "Neden ki?" "Gerçekten salaksın sen." Jisung mektubu tezgaha bırakıp "Seungmin, sen anlat, uğraşamayacağım ben. Tuvaletteyim." dedikten sonra tuvaletlere giden koridora doğru ilerledi.

"Ya hyung," dedi Felix. "Hani oluyor ya dizilerde, kızlar erkeklere aşk itirafı mektupları veriyorlar. Onlardan verdi kız sana." "Ama neden?" "Ya illa sesli mi söyleyelim? Yakışıklısın da ondan!" diye çıkıştı Seungmin. "Şşş, sessiz ol." dedim parmağımı dudaklarıma bastırıp. "Alnında ben gayim yazmıyor sonuçta nerden bilsin kız?" "İlk defa mı aldın bu mektuplardan, hyung?" Kafamı salladığımda ikisi de şaşırmış sesler çıkardı. "Lisede nasıl kimse aşık olmadı sana ya? Gerçi lisede böyle gözükmüyordun sen, doğru." dedi Seungmin. "Siktirin gidin yaa." Felix'e dönüp devam ettim. "Sen hariç." Felix gülüp kafasını salladı.

"Ne yapacaksın, hyung?" "Okurum mektubu nasıl reddediliyorsa öyle reddederim yani, ne yapacağım başka?" "Bakabilir miyim?" Mektubu Felix'e uzattım. "Gidin oturun hadi, müşteri geliyor." İkisi de masalarına döndü. Kafeye giren iki ayrı arkadaş grubu kasada sıraya girince hemen en öndekilerin siparişlerini almaya başladım. Art arda yedi kişinin siparişini aldıktan sonra son kişiye döndüm.

fever | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin