10

7.4K 697 414
                                    

buyrun size uuupuzun bir bölüm

•••

İçeri girdiğimde kafenin sahibi olan otuzlu yaşlarının sonundaki Bay Park bir masada oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Beni gördüğünde "Hyunjin, gel biraz." diye seslendi. Kasanın arkasından merakla bize bakan Hyungwon'a korkak bakışlar göndererek Bay Park'ın karşısına oturdum. "Merhaba, efendim."

En azından geç kalmamıştım. Yani, mesailerimizin başlamasından en az on beş dakika önce burada olmamızı istiyordu Bay Park ama Hyungwon ve ben kendi sistemimizi kurduğumuz için yalnızca bir iki dakika erkenden geliyorduk. Aynı bugün olduğu gibi.

"Merhaba, nasıl gidiyor Hyunjin? Nasılsın?" "İyiyim efendim, siz?" "İyiyim, ama kulağıma gelen bazı şeyler olmasa daha iyi olabilirdim." "N-ne gibi şeyler?" "Müşterilerin rahatsız olduğu şeyler yaşanmaya başlanmış burada. Kavga, gürültü falan." Ağzımı aralayıp ne söylemem gerektiğini düşünürken Bay Park devam etti.

"Dinle, Hyunjin, kısa süredir burada çalışıyorsun ama senden oldukça memnunum. Sürekli seni görmeye gelip bir ton içecek ve yiyecek alan arkadaşlarına da minnettarım... Ancak," masada bana doğru eğilip daha kısık sesle konuştu. "Bu insanlar, düzeni bozan şeylere gelemezler." Eliyle hafifçe etraftaki müşterileri gösterdi. "O yüzden seni uyarmak zorunda olduğumu düşündüm. Lütfen biraz daha dikkatli olmaya çalış, tamam mı? Yoksa bir dahakine uyarmaktan fazlasını yapmam gerekebilir."

"Özür dilerim Bay Park, merak etmeyin, bir daha olmayacak." Bay Park kafasını sallayarak yerinde geri yaslandı. "Ne kavgası çıktı? Yardımcı olabileceğim bir problemin varsa her zaman bana gelebilirsin, biliyorsun değil mi?" "Teşekkür ederim efendim. Kavga çıktığını söyleyemem aslında. Birbirimizden pek haz etmediğimiz bir tanıdığımla biraz sesimizi yükselterek konuşmuş, gergin bir ortam oluşmasına neden olmuş olabiliriz. Tekrardan özür dilerim, bir daha olmayacak."

Bay Park kafasını sallayıp kolundaki saate baktı. "Tamam, bunu da hallettiğimize göre ben gideyim. Bu arada, tahminimden iyi iş yapıyor burası. Üçüncü bir eleman almayı veya aynı anda iki eleman olacak şekilde mesai planlamaları yapmayı planlıyorum. Bir şeyler kesinleştikçe tekrar konuşuruz ama haberin olsun. Hyungwon'a da söylersin. Eğer iş arayan arkadaşlarınız varsa onları düşünebilirim." "Tamam, efendim. Teşekkürler. İşimin başına döneyim ben, iyi günler." Ayağa kalkıp eğildim ve kasanın arkasına geçtim.

Hyungwon bizi dinlerken zaten kuru olan bardakları kurulamakla meşgulmüş gibi davranıyordu. Önlüğümü giyerken yanıma yaklaştı. "Önlüğünü giydiğine göre kovulmadın, değil mi?" "Hayır be oğlum, kovulmadım. Bay Park da şikâyet geldiği için zorunlu olarak yaptı bu konuşmayı, onun da sikinde değil yoksa. Ha, bir de şey, yeni eleman falan düşünüyormuş. İş arayan tanıdığın varsa haber ver."

Hyungwon kafasını sallayıp bardağı bıraktı. "Bu kafeye iki gay eleman fazlaydı, hetero biri gelsin de ortalamamız dengelensin." Önlüğünü çıkarırken söylediklerine güldüm. "Gay biri gelirse flört etmeden duramazsın çünkü, değil mi?" Hyungwon bana göz kırpıp ceketini almak için odaya girdi. Geri çıktığında yanıma gelip hafifçe omzuma vurdu. "Sen de dikkat et bak, olmasın bir daha öyle şeyler." "Tamam, anne. Git hadi işim gücüm var." "Kolay gelsin, Jin."

Hyungwon kafeden çıkarken içeri Felix, Jisung ve Seungmin girdi. Kapıda birbirlerine selam verdikten sonra direkt kasaya geldiler.

Kazağının ve montunun şapkasını kapatmış, bir de güneş gözlüğü takmış Jisung'a gülerek bakıp "Ne oldu, kamyon mu geçti üzerinden?" dedim. İşaret parmağıyla gözlüğünü burnuna indirip bana baktı ve sonra gözlüğü geri yukarı kaldırdı. "Seungmincim bana bi kahve alıver hayatım, oturuyorum ben." diyerek köşedeki masaya geçip kafasını masaya yasladı.

fever | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin