31

8.8K 542 1.1K
                                    

LÜTFEN OKUYUN BURAYI

normalde spoiler olur diye bölüm başlarına uyarı koymuyorum ama bu bölüme gerekebilir diye düşündüm

uyarı ⚠️: bölümde homofobik söylemler ve fiziksel şiddet var
rahatsız olma ihtimaliniz varsa o kısımlar gelince atlayın lütfen
zaten anlarsınız nerede olduğunu

iyi okumalar 💖

•••

"Bak geliyorsun benimle ama Minho da orada, farkındasın değil mi?" Omuzlarımı yukarı kaldırıp montumun içine gömülerek boynumu soğuktan korumaya çalışırken Jisung'a bir bakış attım. Gayet rahat bir şekilde elleri cebinde yürümeye devam ediyordu.

"Dedim ya sana, eskisinden daha çok görüşmeye başladık. Sadece yatmak için de değil üstelik; kampüste denk gelince oturup muhabbet ediyoruz, kafeteryada karşılaşırsak birlikte yiyoruz... Eskisi kadar utanmıyorum yanında olmaktan."

"Peki o zaman." Jisung'a, Minho'nun ona sincap yanaklım olarak seslenişinden veya sevgili gibi davranarak onu utandırmaktan zevk aldığından bahsetmemiştim. Konuşmanın kalanını, muhtemelen en önemli kısmını, kaçırdığım için ilk duyduklarımı paylaşmak tehlikeli olabilir diye düşünmüştüm.

Kafeye girdiğimizde Minho ve Hyungwon kasanın arkasında gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Muhabbetlerine o kadar dalmışlardı ki kasanın başına geldiğimizde ben hafifçe öksürene kadar farkımıza varmadılar.

"Ah, hoş geldiniz. Selam Sungie, naber?" Minho kasanın başına geçip bize gülümsediğinde hafifçe geri gülümsedim. "İyiyim hyung, sen nasılsın?" "İyiyim ben de. Siparişleriniz varsa alayım mı?"

"Ben latte alabilir miyim?" Minho, Jisung'a kafasını sallayıp önündeki ekrana siparişi girdi. "Sen, Hyun? İster misin bir şey?" "Mesaim başlıyor şimdi, sağ ol yine de Minho."

Minho Jisung'un kartını okuturken Hyungwon'a bakıp "Sen niye buradasın hâlâ? Mesain biteli bir saat olmadı mı?" diye seslendim. Hyungwon tam cevap vermek üzere ağzını açmışken Minho "Benim için kaldı." diye atladı. "Yalnız kalıp sıkılmamı istemedi. Muhabbet ediyorduk zaten zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız. Değil mi Wonnie?"

Omzunun üzerinden arkadaki çocuğa doğru baktığında Hyungwon gülümseyip kafasını salladı. "Sen geldiğine göre çıkarım artık. Min, akşamı unutma sakın." İşaret parmağını Minho'ya doğru uzattı ve göz kırpıp çalışan odasına ilerledi.

"Akşam..." Jisung sessizce konuşmaya başlayınca ona döndüm. Sertçe öksürüp daha yüksek bir sesle devam etti. "Akşam bizim planımız yok muydu, hyung?"

Minho birkaç saniye çatık kaşlarla düşünüp sonra "Aa, evet." diye mırıldandı. "İptal diyelim o zaman, olur mu? Hyungwon ile dışarı çıkacağım." Jisung hızlıca kafasını sallayıp "Olur, olur. Problem yok." dedi. Sesi kendinden emin çıksa da gözlerindeki donukluktan anlaşılıyordu üzüldüğü.

"Harika. O zaman geç otur sen, ben getiririm kahveni birazdan." Jisung bir şey demeden masalara doğru ilerlemeye başlayınca ben de çalışan odasına girip çantamı bıraktım. "Minho'yla dışarı çıkacakmışsınız?" Montunun önünü kapatan Hyungwon bana kısa bir bakış atıp "Evet, sana bahsettiğim ama senin gitmek için hep çok meşgul olduğun bar var ya? Oraya gideceğiz." dedi.

"Laf sokma, gerçekten çok meşgulüm." Kaşlarımı çatıp ona baktığımda kafasını kaldırıp gülümsedi. "Laf sokmuyordum. Kırdıysam üzgünüm, Jin. Bu akşam bize katıl derdim ama... Minho'yla biraz daha... Şey... Özel buluşacağız."

fever | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin