9

6K 662 187
                                    

güzel yorumlarınız için teşekkür ederek başlayabilir miyim 🥺

heeeepsine teker teker cevap vermem korkunç kaçabilir diye nerdeyse heeeepsine cevap veriyorum hehe

gerçekten çok teşekkür ederim ilginiz için 😭💞

iyi okumalarr

•••

Uyanalı ne kadar olmuştu bilmiyordum ama normal şartlarda uyandıktan sonra yatağımda boş boş yatacağım süreden çok da uzun bir süredir yerimden kalkmıyordum. Uyandığımda kimin odasında olduğumu sorguladığım bir senaryo değildi bu, dün geceyi hatırlıyordum. Yani, çoğunu. En azından yatağında yattığım kişinin Chan olduğunu bilecek kadar hatırlıyordum.

Kim gibi koktuğunu düşünmemeye çalıştığım yastıktan kafamı kaldırıp yatakta doğruldum. Ellerimle yüzümü kapatıp odanın kapısının ardında beni bekleyen şeyi düşündüm. Ne tür bir yüzleşme olacaktı bilmiyordum ama öğrenmek istediğim de söylenemezdi. Odanın etrafında gözlerimi gezdirerek kıyafetlerimi bulmaya çalıştım ama başarısız bir girişimdi.

Ayağa kalkıp ayaklarımı yerde sürüyerek kapının önüne geldim. Kulağımı kapıya yaslayıp ardından gelen sesleri dinlemeye çalıştım ama hiçbir şey duyulmuyordu. Saatin kaç olduğunu ya da bu saatte evde kimsenin olup olmadığını bilmiyordum. Yavaşça kapıyı açıp koridorda sessizce ilerleyerek tuvalete girdim. Yüzümü yıkayıp ellerim ıslakken saçlarımı biraz düzeltmeye çalıştım.

Gözlerim şişmişti ama çok uyumaktan değil de dün geceki ağlama seansım dolayı olduğunu tahmin ediyordum. Tanrım... Chan'la konuştuklarımızın büyük kısmını hatırlamıyordum ve kim bilir neler anlatmış veya söylemiştim? Acaba ne için ağladığımı sanıyordu? Anlatmış mıydım ona her şeyi? Yoksa gay olduğumu söylemiş miydim? Tamam, bi daha bu kadar içmiyorum. İmkânı yok.

Tuvaletten çıkıp salona doğru ilerledim. Girmeden önce kapının yanında gizlenerek gözlerimi içerde gezdirdim. En azından artık evde yalnız olmadığımı biliyordum. Chan her zaman oturduğu yerde oturuyordu. Elinde bir bardak, kucağında da bilgisayarı vardı. Hannah etrafta mı diye kalan koltuklara bakındım ama başka birisini göremedim. Derin bir nefes aldıktan sonra içeri girdim.

"Günaydın." diye mırıldandım Chan'ın dikkatini çekmek için. Gözleri ekranından bana döndüğünde hafifçe gülümsedi. "Günaydın." Rahatsızca kıpırdanarak ayakta dikilmek yerine bir şeyler yapmam gerektiğine karar verip boğazımı temizledim. "Telefonum nerede biliyor musun? Ya da kıyafetlerim?" "Kıyafetlerin tuvaletteki çamaşırlıkta asılı, telefonun da... ceketinin cebindedir herhalde, girişteki dolapta o da." Parmağını salonun kapısına doğru kaldırdı. Kafamı sallayıp odadan çıktım.

Önce bahsettiği dolabı açıp ceketimi buldum ve ceplerini karıştırarak telefonumu aramaya koyuldum. Bulup ekran tuşuna bastığımda çalışmadığında derin bir nefes daha alıp salona döndüm. "Şarjı bitmiş de... Şarj aletini kullanabilir miyim? Açılmasına yetecek kadar doldursam yeter." "Tabii ki, bekle, odamda şarj aletim."

Chan bilgisayarını kenara bırakıp ayağa kalktı ve önümden geçip odasına doğru ilerlemeye başladı. Peşinden salondan çıktım ama arkasından odasına gitmek yerine tuvalete gidip etrafta çamaşırlık bulmaya çalıştım. Az önce girdiğimde dikkatimi nasıl çekmediğini anlamadığım kıyafetlerimi kucağıma alıp üzerimi değiştirmek için kapıyı kapatmaya dönmüştüm ki Chan tuvaletin girişinde belirip elindeki beyaz tişörtü bana uzattı.

"İstersen bunu giy. Bilmiyorum gömleğin tam kurudu mu ya da alkol kokuyor mu. Bununla daha rahat edersin" "Yok, sağ ol, sıkıntı değil." Kafasını sallayıp havadaki elini geri indirdi. "Telefonunu şarja takayım mı?" Telefonumu ona uzattım. "Olur, sağ ol."

fever | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin