fever | hyunchan

24

changlix oneshot paylaştım bence okuyun çünkü düşündüğümden daha güzel oldu

profilden bulabilirsiniz ismi "dancer"

•••

Pazartesi Felix evime gelmiş, günlerdir ona anlatacak zaman kolladığım olayları dinlemek üzere yatakta yan bir şekilde yanıma uzanmış bana bakıyordu. Ben ise neyi nasıl anlatmam gerektiğini düşünüyordum.

"Bugün anlatacak mısın acaba?"

"Keyfim bilir, bekleyip göreceğiz."

Felix gülüp kendisini yatakta geri bıraktı. Sırt üstü uzanmış, ellerimi karnımda birbirine kenetlemiş tavanı izliyordum. "Başkalarının sırlarını veya diğerlerine varlığından bahsetmedikleri yönlerini insanlara yaymamalıyım, değil mi?" diye sordum.

Felix yine yan dönerek dirseğine yaslandı. "Yaymamalısın." dedi. "Ama yayacağın şey seni etkileyen bir şeyse bence en azından o şey hakkında birileriyle konuşmaya hakkın var."

"Emin misin?" "Evet, hyung... Hadi, anlat. Daha fazla içinde tutarsan patlayacak gibi gözüküyorsun."

Derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım. Felix merakla bana bakarken tavanı izlemeyi sürdürüyordum. "İki hafta kadar önce Chan'a gittim." dedim her şeyi en baştan anlatmanın en mantıklısı olduğuna karar verip.

"İki hafta önce Jeongin gezide değil miydi? Niye gittin Hannah'nın yanına?"

"Hannah için değil, Chan için gittim."

Felix birkaç saniye sessiz durup "Neden?" diye sordu. "Kötü hissediyordu, yanında birisine ihtiyacı olduğunu hissetim." "Pekala... Sonra ne oldu?" "Neden yanında olacak kişi olmak istediğimi sormayacak mısın?" Omuzlarını silkip gülümsedi. "Bir bildiğin vardır, ayrıca muhtemelen anlatacağın şeyi bitirince daha mantıklı olacak neden oraya gittiğin."

Kafamı sallayıp gözlerimi geri tavana çıkardım. "Bize yemek yaptı, şarap içtik. Chan sarhoş oldu, rahatlamaya ihtiyacı var diye içmesini engellemeye falan da çalışmadım. Şu, çok uzun süredir üzerinde çalıştıkları dava var ya? Hani kimseye anlatmadığı? Ondan bahsetti bana."

"Vay canına." Felix'in kaşları hafifçe çatılmıştı. "Sarhoş olduğu için mi, yoksa sana güvendiği için mi?"

"Güvendiği için olsa benden önce Changbin veya Minho'ya anlatırdı. Sarhoş olduğu için anlattı muhtemelen."

"Anladım, mantıklı... Ee, sonra?"

"Sonra..." Chan'ın resmen kollarımın arasında ağladığını anlatmak istiyor muydum? "Üzerimde uyuyakaldı."

"Ne? Bekle, bekle, bekle... Ne ara üzerine çıktı?"

"Konuşurken biraz... Nasıl desem? Sarıldı." Felix'in ağzı açılırken alt dudağımı ısırdım. Başkaları hakkında konuşmak sevdiğim bir şey değildi. Chan'ı sırtından bıçaklıyor gibi hissetmiştim.

"Sonra, uyuyakaldı. Ben de... Uyandırdım onu işte. Yatağına yatırıp eve dönecektim. Sonra Chan... Şey..."

"Ne? Söylesene artık."

"Beni öptü."

"Hasiktir!" Felix ağzından kaçan küfürle hızlıca elleriyle ağzını kapadı. Birkaç saniye bekleyip ellerini indirmeden yine "Hasiktir!" diye bağırdı.

Boğuk çıkan sesi ve kocaman olmuş gözlerine gülmeden edemedim. "Küfür mü ettin sen?"

"Ne demek beni öptü? Hasiktir! Nasıl? Neden? Geri öptün mü? Anlatsana!"