Tüm yaptığımız planlara karşı o gece dolunay olduğunu Remus da ben de unutmuştuk.Yaptığım dolunay iksiri bitmişti ve benim bu kadar kısa sürede onu hazırlamam mümkün değildi. "Sorun değil Remus hogsmeade kaçmıyor,bu gün dinlen akşam koridor nöbetini ben tutucam,bir şekilde bahane üretirim senin için,o sırada James,Sirius ve Peter seni barakaya götürür." Remus bu gün yapacakları şeyi iki gündür planlıyordu ve şimdi bir lanet yüzünden her şeyin bozulmuş olması onu cidden rahatsız ediyordu.Akşam olduğunda ve dolunay en tepeye vardığında derin bir nefes aldım,tüm geceyi o tek nefesle geçirecek gibi sıkıntılıydım.Uzun bir gece nöbetinden sonra odama çıktım ve Remus'un odasından yedek kıyafet alıp bağıran barakaya doğru gitmeye başladım,birinci sınıf Hogwarts öğrencileri Remus'un dönüşürken olan çığlıklarını duyduktan sonra oraya bu ismi vermişti...Barakaya varınca Remus'un kurt halini hala oyalamaya çalışan Sirius ve James i gördüm Peter bir fare olarak onun ayaklarına dolanıp düşürmeye çalışıyordu,çocukların ne kadar yorulmuş olduğunu görünce elimdeki kıyafetleri hızla yere bırakıp animagus formuma dönüştüm.Dişi bir beyaz kurt olarak ne kadar yara almadan durabilirim bilmiyordum...
(Gerçekte nasıldı hatırlamıyorum ama burada ısırması lazım lanetin aktarılması için pençesiyle zarar verince lanet geçmiyor.)
Gece bitmiş ve ufukta güneş doğarken en sonunda bizde bitmiştik,Remus her ne kadar kontrolünü tam kaybetmesede bize ve kendine zarar vermişti.En çok Remusu zaptetmeye çalışan ben ve Sirius oldukça berbat durumdaydık,Sirius'un kolu benim ise göğüsümde pençe izleri vardı.Remus yerde baygın yatarken acı ve rahatlamanın verdiği o tuhaf hisle derin bir nefes aldık.James ilk kendine gelen oldu,bizim yaralarımıza baktıktan sonra koşarak Remus'un yanına gitti,ufak tefek sıyrıklarla ilgilendikten sonra yere oturup bir süre nefeslendi.Herkes kendine geldikten sonra yatakhanelere dağıldı.
Frea aynada kendi bedenine bakarken bir yandan da çıplak göğüsüne bandaj sarmaya çalışıyordu,James her ne kadar gerekli büyüleri yapsa da kurt pençesi kolay kapanmazdı.Bir süre bandaj sarmakla uğraştıktan sonra başardı ve tekrardan Remus'un yanına gitmek için odadaki banyodan çıktı.Yavaşça ses çıkartmamaya özen göstererek çalışma masasının sandalyesini Remus'un yattığı yatağın yanına çekti.Bir süre öylece oturup yüzünü izledi,ardından ise yorgunlukla yüzünü Remus'un koluna yaslayarak uykuya daldı.
Öğlene doğru uyanan Remus kolunda ağırlıkla uyandı,kafasını yavaşça sola doğru döndürdü ve Frea'nın yüzüne baktı,güneş ışığı kızın yüzüne vurmuştu ve Frea da bu durumdan rahatsız bir şekilde gözlerini kısmış bir şekilde uyuyordu,elini huzurla uyuyan kızın gözüne siper etti,ardından elini saçına doğru götürdü ve yavaşça okşamaya başladı.Frea bütün bunların sonunda uyandı "İyi misin bir yerin mi acıyor?" telaşla yerinden fırladı genç kız,o anda göğüsünde olan ağrı artsa da Remus'un bu yarayı bilmemesi daha iyi olur diye düşünerek kendini sıktı.
"İyiyim,yorgun gözüküyorsun biraz uyu." dedi Remus oldukça sakin ve şefkatli bir sesle "Bir sorun olursa seslen duyarım ." dedi Frea esneyerek.Tam kapıdan çıkarken Remus heyecanla sordu "Yarın gitmeye ne dersin,dolunay yüzünden gidemedik." Frea tam iksir hazırlıklarına başlamam gerek diyecekken Remus'un yüzüne ne kadar masum ve heyecan içinde baktığını gördü "Güzel olur,seni öğlen alırım." dedi Frea gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter/Bir dahi ve çapulcular|Sirius Black
Fanfiction[TAMAMLANDI] Frea soğuk terler dökerek sürekli yattığı yerden fırlıyordu.Nazik bir ses tekrardan onu sorun olmadığını söyleyerek yatırdı.Remus,Frea'nın elini tutarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu genç kız tüm gece boyunca yattığı yerden defalarca...