Harry Potter/Bir dahi ve çapulcular|Sirius Black

Rüya

Hayatını ihtimalleri hesaplayarak geçiren bir insan için en sinir bozucu şey beklenmeyen gelişmelerdir.

Frea odasında oturmuş bir şekilde ne yapacağını düşünüyordu.Hayal olamayacak kadar gerçekti rüyası.Remus,James,Lily ve Sirius...Sinirle fısıldadı "Peter." gözleri kısılmış,odaklanmış halde odanın köşesine bakıyordu.Annesinin içeriye girmesi ile dikkatini ona verdi "Hadi Frea salonu temizle,baban tarladan gelecek." bu bir kabus olmalı diye düşündü genç kız,düşüncelerinin aksine azından çıkan kelimeler birbirinden alakasızdı "Tabiki anne,aksini düşünemezdim." samimi olmayan bir gülümseme ile annesine bakıp ayağa kalktı ve yavaş ama sert adımlarla salona indi.Bir kukla gibi hissediyordu,demek istediklerini diyemiyordu.Cadı mahkemelerinin olduğu bu dönemde bütün bunlar...

Lily küçük yemekhanede bir köşede tek başına oturmuş yemek yiyordu.Olaylar bir rüya gibi gelmeye başlamıştı.Asıl rüya olan bu gerçekliği kabullenmiş ve adeta yetimhanede doğmuş gibi burayı benimsemişti.Eli karnına gitti,uyandığından beri karnında tuhaf bir his vardı.

Remus kütüphanede oturmuş kitaplara bakıyordu,görevlinin yanına gidip sordu "Rüyalar hakkında bir kitap var mı?" "Rüya mı tatlım burada bunlardan bahsedemeyiz.Çık kütüphanemden!" en başta sesi sevecen çıkan kadının biranda bir trole dönüşen sesi ile Remus ne yapacağını bilemeyip koşarak oradan çıkmıştı.Kapıya sırtını yaslayıp yavaşça yere çökerken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Sirius yataktan yeni kalkmıştı,yavaşça ve sallanarak Hufflepuff yatakhanesine doğru gitmiş ve etrafta olan meyve sepeti tablosunu aramıştı,tabloyu bulup armutu gıdıkladı,ardından tablo ev cinlerinin yemek yaptığı yere açıldı.Bir ev cinine gidip istediği yemekleri söyledi ardından ufacık bir tabureye oturup beklemeye başladı.Şüphesiz Sirius artık rüya sandığı gerçeğini unutmaya başlamıştı.

  James kalbinde tarif edemediği bir sızıyla uğraşıyordu.Gözleri sürekli birisini arıyordu ama tek gördüğü şey her seferinde kişiliğine ters bir şekilde umutsuz Sirius,yorgun bir Remus ve her zamanki gibi aç bir Peter oluyordu.Kafasına düşen paket ile yaşlı baykuşuna lanetler okudu ve bir süre sadece kafasını ovaladı.Annesinden gelmiş bir mektupu,üstünde "Sirius,Remus,Lily,Frea ve sen varken sadece okuyun." yazıyordu,istemeden de olsa Lily diye fısıldadı,okuduğu isim ile sızı daha da artmıştı.

Frea etrafı içinden söylenerek temizlemiş ve annesinden gizli dışarıya çıkmıştı,annesi "Engizisyon tek başına dolaştığını görürse seni cadı sanar,ormandan uzak dur,tarlaya gidemezsin sen bir kızsın." diyerek onu ger seferinde evine kapatıyordu,bir Slytherin olarak Frea tabiki kandırmada ustaydı ve bir şekilde aradan sıyrılıyordu.Ormanda yürürken ağaçları ve bitkileri inceliyordu,gördüğü bir ağaç ile yerine çivilendi "Söğüt." ağacın biran için hareket ettiğine yemin edebilirdi "Bir rüyada gibi beni uyandırsan olmaz mı?" diye fısıldadı ağacın köklerine dokunurken,elinde hissettiği ateşe benzer ısı ile ilk elini geri çekmek istemişti ama bir anıdan gelen yakınlık hissi ile elini kökün üstünde tutmaya devam etti.Kafasına düşen dal parçası ile dehşetle elinde tuttuğu dala baktı "Asam..." .

Lily odasında uzanmışken dışarda kar yağdığını gördü,bununla beraber yerinden kalkmıştı,dolaba koşup eline geçirdiği bir kumaş parçasına asıldı ve dışarıya koştu.Etrafta gülerek dört dönerken ayağı yerde olan bir şeye takıldı ve düşmesine sebep oldu.Üstüne sardığı pelerin rüzgarla beraber uzağa uçarken arkasından koştu,yere eğilip pelerini alırken aşina olduğu desenler ile duraksadı.Ciğerlerine dolan tanıdık koku ile hem karnında hemde kalbinde bir sızı hissetti.Yere çöküp o soğukta hasta olup olmayacağını düşünmeden dakikalarca ağladı.

Remus kendisini yerden kaldırıp üstünde olan sersemlik ile büyük ana salona yemek yemeye gitmişti.James'in kafasına düşen paket ile istemeden gülmüştü,merlin bilir ne kadar zaman geçmişti gülmeyeli.

Sirius sallanarak mutfaktan çıkmış ve ana salona girmişti,gördüğü James,Remus ve Peter ile duraksadı,Petera karşı hala anlamlandıramadığı bir nefret besliyor,asasını çıkarıp ona öldüren lanet atmamak için zor duruyordu.

James bir süre elinde tuttuğu mektuba düşünceli şekilde baktı,Lily diye düşündü,aklına akın eden düşünceler ile gözlerini sertçe kapattı.Peter dan gelen soru ile kanlanmış gözlerini açıp çocuğa dikti "Sorun ne çatalak?" "Bir sorun yok annemler gezi için Sirius ve Remus a imza atacak benimde gelmemi istiyorlar." Peter anladığına dair kafasını salladı ardından ise masadan kalkıp gitti. James diğerlerine dönüp çabuk olun,şamarcı söğüdün altına." dedi ve hızla oradan uzaklaştı.