Bir dolunay gecesi...Severus Snape bir süredir izlediği çapulcuların garip davranışlarını farketmiş ve bu tuhaflığı çözmeyi kafaya takmıştı,Sirius Black'den aldığı ufak bir ipucu sayesinde dolunay gecesi Şamarcı söğüte gitmeye hazırlanıyordu.Bu ipucunu duyan tek kişi Severus değildi tabiki,adeta her yerde kulağı olan Frea Gry,Sirius'un yaptığı kötü şakayı bozması gerektiğini biliyordu,düşüncesizce yapılmış olan bu eylem hem Remus'a hemde dolunay gecesine ile karşılaşacağını bilmeyen Severus'a zarar verebilirdi.
Gecenin karanlığında çapulcular,Severus ve Frea adeta zamana karşı yarışıyordu,Sirius merakla Severusun tuzakla düşmesini bekliyor,Frea ise bir şekilde Severus'u durdurmanın yolunu arıyordu.Karanlık koridorda sadece Frea'nın nefes sesleri varken duyduğu bir kurt uluması ile duraksadı genç kız "Remus..." diye fısıldadı ve daha hızlı bir şekilde koşmaya başladı.Bahçeye çıktığında uzun düz siyah saçları gördüğünde onun korkudan donmuş olan Severus olduğunu anladı Frea,hızlıca Severus'a doğru koşarken Remus'un üstlerine atılması bir olmuştu.O gün,o arbedede ne yaşandı kimse düzgün hatırlamıyordu,sabah bahçede sadece yaralı bir şekilde yatan Frea ve üç çapulcu vardı,Severus ve Lupin ise kayıptı...
Severus'a yavaşça yaklaşırken oldukça dikkatliydi genç adam "Obliviate" diyerek fısıldadı ve kimse onu görmeden karanlığa karışıp çıktı Slytherin yatakhanesinden.
Günler geçtikçe Frea'nın yaraları iyileşirken izler bırakmış ve Remus ortaya çıkmasına rağmen Frea'nın yüzüne bakacak cesareti kendinde bulamamıştı.Frea ilk gün uyandığında yanında üç çapulcu ve Lily varken şimdi kimse yoktu,kendi kendine tekrarladı "Kimseye güvenme seni yarı yolda bırakacak kadar,kimseyi sevme seni incitecek kadar ve kimseyi tanıma kendini unutacak kadar." bu söz bir kaç yıl önce Frea'nın tüm hayatını anlatıyordu,şimdi ise güvenmişti ve yarı yolda kalmıştı,sevmişti ve yalnız kalmıştı en önemlisi ise Çapulcular ve Lily'i öyle çok tanımış ve inanmıştı ki kendini unutmuştu.
Yattığı yatakta doğrulmaya çalışırken acıyla gözlerini kıstı,yaraları halendaha iyileşmemişti.Yavaşça yerinde doğrulup gömleğini giyindi,kanlı gömlek...Kimse onu düşünüp aptal bir giysi bile getirmemiş miydi yani? Revirden madam Pormfrey e gözükmeden çıkmış ve yatakhaneye gitmeye başlamıştı,yolun yarısına bile gelmeden karın gurultusu ile durmuş ve yolunu ortak salona çevirmişti,yürürken onu gören ve olaydan habersiz olan bir kaç birinci ve ikinci sınıf öğrencisi ona hayalet görmüş gibi bakıyordu,hatta bir öğrenci ona nasıl öldüğünü bile sormuştu Frea ise soğuk kanlılıkla "Ne beni görebiliyor musun,demek zamanı gelen öğrenci sensin..." demişti ve düşünceli gözüken bir şekilde yoluna devam etmişti,kendi kendine mırıldandı "Meraklı veletler."
Ortak salona girince kendinden emin adımlar ile bina masasına ilerlemiş ve tam olarak Severus'un karşısına oturmuştu ,o sırada kendisini izleyen çapulculardan tabiki de haberdardı,aptal değildi ve onlar da değildi ne yaptıklarını daha doğrusu ne yapmaya bile zahmet vermediklerini hepsi çok iyi biliyordu.Frea'nın nefreti o an öyle kuvvetliydi ki Salazar'ın bile kemikleri sızlamıştır o gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter/Bir dahi ve çapulcular|Sirius Black
Fanfic[TAMAMLANDI] Frea soğuk terler dökerek sürekli yattığı yerden fırlıyordu.Nazik bir ses tekrardan onu sorun olmadığını söyleyerek yatırdı.Remus,Frea'nın elini tutarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu genç kız tüm gece boyunca yattığı yerden defalarca...