IO-38

238 8 4
                                    

Can'a birkaç gündür aynı şekilde yakın davranmaya devam ediyorum. Aramız baya iyi şimdilik. Hatta şimdi gidip ona süpriz yapmayı düşünüyorum, tabi o bana bir süpriz (!) yapmazsa. Malum sevgilisi ve sevgilileriyle ne zaman, nerede olacağı belli olmuyor. Hayır yani madem yapıyorsun, bari aynı ortamlara getirme de yakalanma. Gerçi aldatacak kadar ucuz birinden böyle bir zeka beklemek fazla olur. Her neyse.

Sahile indiğimde hemen Can'ı aradım.

" Efendim hayatım?" diye açtı telefonu. Hayatın batsın.

" Bil bakalım nerdeyim?" dedim neşeli bir sesle konuşmaya dikkat ederek. Bu halime güldü.

" Nerdesin?" dedi o da benim neşeli halime katılarak.

" Sahildeyim. Hadi gel." dedim.

" Hemen geliyorum. " diyip kapattı. Gülerek yanıma geldiğinde;

"Süpprrriiiizzz" diye bağırdım.

" Ne güzel bir süpriz bu böyle. Hoş geldin hayatım. Nerden esti bu süpriz böyle? " diye sordu.

" Hiç içimden geldi sadece. Olamaz mı? " diye sordum. Havadan sudan sohbet ettik biraz. Bir süre sonra bir kız bize doğru koşarak gelmeye başladı. O da sevgilisi çıkacak da planım bozulacak diye korktum. Neyse ki Can'ın kardeşiymiş.

" Abiiiii. " diye bağırarak gelip sarıldı Can'a.

" Bugün herkesin bana süpriz yapma günü galiba. Sırada kim var acaba?" dedi gerginliğini gizlemeye çalışan bir gülümsemeyle.

" Başka kim süpriz yaptı ki? " dedi.

" Ben. " diyip gülümsedim. O da gülümsedi. Çok içten ve canayakın birine benziyordu.

" Önceden sözleşsek bu kadar olur. " dedi gülerek. Ben de güldüm. Can girdi araya.

"Duru, Seda benim kardeşim. Seda, Duru da benim kız arkadaşım. "

" Ayy gerçekten mi? Çok sevindim yaa. Abim başıma kalacak diye korkuyordum. Ama bakıyorum da turnayı gözünden vurmuş. " dedi Seda. Ahh bir bilsen Seda, kaç turna birden vurdu da haberimiz yok. Tam bir şey söyleyecektim ki Can yine araya girdi. Anlaşılan tanışmamız hoşuna gitmedi.

" Eee Seda seni burada görmeyi neye borçluyuz?"

"Akşam arkadaşıma gideceğim ders çalışmaya. Onda kalacağım. Gitmeden size bir uğrayayım dedim. İyi de oldu bak Duru'yla da tanışmış olduk." dedi.

" Kimmiş bu arkadaş? Benim neden haberim yok bu kalma işinden?" Kendi can yakmaya gelince sorun yok ama konu kardeşi olunca aslan kesiliyor maşallah.

" Babamdan izin aldım abi." Dedi bezmiş bir sesle.

" Neyse ben geç kaldım zaten. Görüşürüz abi. Görüşürüz Duru." Dedi gelip beni öperken.

" Görüşürüz Seda." Dedim. Çabucak gözden kayboldu.

" Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum." dedim Can'a.

" Konusu olmamıştır canım." dedi. Üstelemedim tabi ama, bunun doğru olmadığını da anlamıştım.

Biraz daha sohbet ettik Can'la. Sonra ben ayrıldım yanından. Dolaşa dolaşa eve gittim. Bir şeyler atıştırdıktan sonra interneti açıp dizi izlemeye başladım. Dalmış arka arkaya bölümleri izlerken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Can aramasa sabaha kadar devam ederdim herhalde bu şekilde.

Saate baktığımda, 23:30 olmuştu. Bu saatte aramazdı Can. Mesaj atardı belki ama aramazdı. Hemen açtım telefonu.

" Can?"

" Duruuu" dedi. Konuşurken kelimeleri kayıyordu. Belli ki sarhoştu.

" Can her şey yolunda mı?" diye sordum.

" Neden bu kadar iyisin?" dedi benim sorumu duymazdan gelerek.

" Efendim?"

" Neden her şeyi zorlaştırıyorsun? " Sanırım birileri suçlu hissetmeye başladı. Güzeell. 

" Neyi zorlaştırıyorum Can? Sorun ne?" dedim.

" Bir şey çıksa, seninle ilgili yanlış bir şey, kötü bir şey. Ama herkes seni seviyo. Emre bile sevdi seni. Ona karşı ilk zaferimsin belki de." Bu ilgimi çekmişti işte. Hazır konuşmak için uygun kıvamdayken biraz bilgi almaktan zarar gelmez.

" Emre'yle aranızdaki sorun ne? Ne yaptı sana?"

" Ne mi yaptı? Her şeyde karşıma çıkmasından nefret ediyorum. Herkesin onu övmesinden, onu örnek göstermelerinden. Emre her şeyi yaparmış. Onlara göre ben işe yaramazım. Ama ben Emre'den daha iyiyim." Emre'yi mi kıskanıyor?

" Herkesin öyle düşündüğünü sanmıyorum. Eminim kardeşin öyle düşünmüyordur. "

" Düşünüyordur. Elinde olsa onun kardeşi olmayı seçerdi. Emre herkesi elinde tutmayı sever. Bir seni çekemedi yanına, alamadı benden. Sen neden gitmedin?" dedi birden.

" Yanlış düşünüyorsun, Emre öyle birisi değil ki." dedim. Ama o duymazdan gelip konuşmaya devam etti.

" Asıl önemli olan, beni dinleyip onunla görüşmüyor olmana neden bu kadar seviniyorum?  Ne önemi var ki?" Kendi kendine konuşur gibiydi. Ben de susup onu dinlemeye başladım.

" Onu yenmiş mi oluyorum şimdi? Peki seninle bitince yine yenilmiş mi olacağım? Ama bitecek, birgün bitecek. Bitmek zorunda." Bir şeyler daha söyledi ama bu kadarını bile zor anladım. O kadar yuvarlayarak konuşuyordu ki, söylediklerini anlamak zorlaşıyordu.

Bir şeyler daha söyledi sonra kapandı telefon. Ben de bütün söylediklerini düşünmeye başladım. Vardığım sonuç ise, en çok acıtmanın yolunun Emre olduğuydu.

Bu bölüm ; Seda Civan için gelsin. Yeni bir karakterimiz daha dahil oldu hikayeye. Hikayeye dahil olmak isteyen veya ithaf isteyen olursa mesaj atın veya yorum bırakın. Görüşmek üzere :)

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin