IO-23

265 10 0
                                    

"Aaalllllllpppppppppp? "

Son sözcüklerim bu olmuştu dudaklarımdan dökülen. Ancak bir cevap alamadım.

"Aaalllllllpppppppppp? " diye tekrar bağırdım bir cevap bulma umuduyla. Ses yoktu. Olamazdı değil mi? Ona bir şey olmuş olamazdı?

Kaç kere daha bağırdım bilmiyorum. Sayamayacağım kadar fazlaydı belki de. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Durmaksızın ağlıyor, ve Alp'in adını sesleniyordum; belki duyar, belki bir cevap verir diye. Olmadı. Hiçbir cevap alamadım. Ambulans' ı aramam gerektiğini düşündüm. Ancak onun nerede olduğunu bile bilmiyordum. Hiçbir şey düşünemiyordum. Tamam sakin ol Duru. Ona yardım etmelisin. Iyi düşün;  kimi arayabilirsin? Kaza yaptı ama yerini bilmiyorsun. O yüzden ambulansı aramak saçma olur. Peki o zaman? Polisi arasam? Plakasını bilsem işe yarardı belki. Ama plakayı bile bilmiyorum ki! Off ne yapacağım ben?! Bu şekilde kendimle o kadar çok konuştum ki... Ne yapmalıyım hiç bilmiyorum.
Buldum! Annesi biliyordur plakasını. Ama bende numarası yok? En iyisi Melisa'yı aramak.

Hemen gidip kardeşimin telefonunu aldım ve Melisa'yı aradım. Telefon açılır açılmaz cevap bile beklemeden konuştum.

"Melisa bana hemen Alp'in annesinin numarası lazım durum çok acil." dedim.

" Duru? Ne oldu?" diye sordu. Ona durumu anlattım. Zaten mantıklı düşünemiyordum. O bana yardımcı olabilirdi.

Melisa hemen Alp'in annesini aradı. Gerekli bilgileri alıp polise bildirmiş. Ancak benimle o kadar soğuk konuştu ki, beni suçladığını anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

Polisler mobese kameraları sayesinde Alp'in aracının yerini bulmuş ambulans çağırarak onu hastahaneye yönlendirmişler. Bu bilgileri de akıllılık edip kapatmadığım telefon sayesinde öğrendim. Görevli polis memuru Alp'i bulunca açık olan telefonu alıp beni bilgilendirdi. Alp'in hangi hastahaneye gittiğini bildirdi. Orayı arayıp durumunu öğrenebilirdim.  Peki ya oraya gitmeli miydim?

O kadar karasızdım ki... Ben bile kendimi suçlarken, annesi kesinlikle tek suçlunun ben olduğumu düşünecek... Ama bunu yapamam. Ne olursa olsun oraya gitmem gerekiyor. Ben bu değilim. Onun yanında olmalıyım sonucu ne olursa olsun...

Ve gittim. Acil kapısından girip durumuyla ilgili bilgi almaya gittim. Durumunun ağır olduğunu hemen ameliyata alındığını söylediler. Ameliyathanenin bulunduğu koridora yöneldiğimde Alp'in kendinden geçmiş bir şekilde ağlayan annesini ve birkaç yakınını gördüm. Ve cesaret edemedim yanaşmaya. Sadece dua ettim; Allahım ne olur o iyi olsun...

Bu bölüm verdiği oy için; girlstellina'ya,
Hikayenin ilk yorumcusu olduğu için; TCSerayGlsever'e
Ve;
Attığı mesajlarla bildiğim kadarıyla Hikayenin yeni bölümünü heyecanla bekleyen ilk okuyucum olduğu için; Bilgehan Bayrak adlı okuyucularıma gelsin. Başta sizler olmak üzere bütün okuyucularıma teşekkür ederim.
Biraz heyecan yaratmak adına kısa bir bölüm yayınladım. Bakalım Alp'e neler olacak?

Bir dahaki bölüm bize de ithaf edilebilir; sadece oy vermeniz, yorum atmanız veya hikayeyi severek takip ettiğinize dair mesaj atmanız yeterli. Sizleri seviyorum. Kocaman Öpücükler...

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin