IO-54

128 7 0
                                    

Melih'in ağzından

Duru çok farklı birisi. En başından beri ona karşı daha yakın olabilmemin sebebi de bu belki de; Duru kimseyi değiştirmeye çalışmıyor. İnsanları olduğu gibi kabul ediyor. Arkadaşım dediğim insan sayısı bu kadar fazlayken, sadece popülaritem için çevremde olan o kadar çok insan var ki... Gerçekten dostum olduğunu söyleyebileceğim az kişi var. Duru da onlardan biri. Kız kardeşim gibi. Her zaman, her koşulda yanımda. Hata yaptığımda bile, yaptığımın yanlış olduğunu düşündüğünü, ama istediğim buysa yanımda olacağını söyler ve gerçekten de yanımda olur. Hatta sonrasında hata yaptığımı düşünüp pişman olursam, başımı yaslayacağım omuz yine ona ait olur. Onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım.
Bugün, Önder'le tanışmak için onun çalıştığı mekana gideceğim. Bu işler benim için gerçekten zor. Fakat Duru'nun söylediğine göre yapmam gereken, sadece onunla arkadaş olmak. Bu yapabileceğim bir şey. Benim için zor olan kısmı, bütün gece kızları kendimden uzak tutup Önder'le konuşmayı başarabilmek olacak.
Her şeyi hazırlamıştım. Sık takıldığım mekanlardan birisi olduğu için tanıdığım insanlar vardı ve ben o gün oraya gittiğimde benimle Önder ilgilenecekti. Her şey o kadar sıradan bir halde gerçekleşecekti ki, şüphelenmeyecekti bile.
Aynada son kez kendime bakıp, görüntüme göz kırptım. Bu kadar yakışıklı olup da kızları kendimden uzak tutmak zor olacaktı. Ahh Duru, senin için nelere katlanıyorum!
Hızla evden çıkıp arabama bindim ve Önder'in çalıştığı mekana doğru sürmeye başladım. Oraya vardığımda beni kapıda karşıladılar. Vale arabamın anahtarlarını alıp, arabayı park etmek üzere uzaklaştığında beni tanıyan ve durumdan detaylarıyla olmasa da haberdar olan birkaç çalışan beni loca yerine bar taburelerinden birine yönlendirdi. Kısa bir bakışla Önder'i işaret ettikten sonra, hızla yanımdan uzaklaşıp ona bir şeyler söyledi. Az sonra Önder yanımdaydı.
" Hoşgeldiniz Melih bey. Ne alırdınız? "
" Bir viski lütfen. Sek olsun."
"Elbette. " Az sonra viski dolu bir kadehle karşımdaydı. Kadehi bıraktığı anda konuşmaya başladım.
" Sen burada yenisin galiba?"
" Yeni sayılırım Melih bey. Birkaç aydır burada çalışıyorum."
" Tahmin etmiştim. Genelde devamlı müşterilerle ilgilenmesi için daha tecrübeli elemanları seçerler. Anlaşılan sınavı geçmişsin. " dedim gülerek.
" Umarım." dedi o da gülerek.
" Melih." dedim elimi uzatarak. Adımı her ne kadar biliyor olsa da, tanışmak için iyi bir yöntemdi, öyle değil mi? Başta tereddüt etse de elimi sıktı.
"Önder, efendim."
" Memnun oldum Önder." Anlaşılan böyle tavırlara alışkın değildi. Aslında böyle davranmaya ben de pek alışkın değilim. Önder, biten viskimi tazelerken yanıma bir sarışın geldi. Buradaki her kız gibi onun da niyeti belliydi. Biraz sükse yapmak adına altıma yatmaya hazırdı. Üzgünüm bebeğim, bu gece başka işlerle meşgulüm.
" Merhaba." dedi yanımdaki sarışın, beni etkileyebileceğini düşündüğü bir ses tonuyla. Duymamazlıktan geldim. İlgimi çekmek için biraz daha uğraştıktan sonra, bir tepki alamayınca çekip gitti. Önder, tekrar içkimi tazelerken bu olaydan bir sohbet konusu açabileceğimi düşündüm.
" Ah bu kızlar! Yalnız kalmak isteyebileceğimi düşünemiyorlar mı!" diye söylendim.
" Ne yazık ki... Eğer bir ilişkiniz varsa daha dikkatli olmanızı öneririm. Büyük sorunlara neden olabiliyorlar." Doğru yerden girmiştim konuya. Önder biraz duraksayıp devam etti.
" Üzgünüm, haddimi aştım. " Anlaşılan benim hakkımda gereğinden fazla uyarmışlardı ancak bu benim işime yaramıyordu.
" Hayır hayır. Devam et lütfen. Gereksiz resmiyetten çok sıkıldım. " diye yakındım. Gülümsemekle yetindi.
" Bu konuda dertli gibisin. Senin de mi başına geldi?" diye sordum. Hızlı mı gidiyordum? Off bu işlerden de hiç anlamam ki!
" Aslına bakarsanız evet. Hayatımda ilk defa gerçekten bir kızı sevdim ve o beni çok yanlış anladı. " Hala canı yanar gibi bir hali vardı.
" Neler oldu? " diye sordum merakla. Tereddüt eder gibi bir hali vardı.
" Hadi otur yanıma. Bugün arkadaşlık et biraz bana. Merak etme, benim yanımda olduğun için bir şey söyleyemezler. " dedim. Bunun o da farkındaydı ancak benden duymak onu daha da rahatlatmış gibiydi. Yanıma oturdu. Bir bira da o aldı kendine ve anlatmaya başladı. Hande'yi anlattı. Onu nasıl sevdiğini, neler olduğunu, nasıl yanlış anladığını... Her şeyi. İlgiyle dinledim onu.
" Hala seviyor musun onu?" diye sordum.
" Çok seviyorum be abi, hem de nasıl..." dedi. Resmiyeti bir kenara bırakmıştı. Sevdiği gerçekten de belliydi.
" Madem bu kadar sevdin, neden bu kadar çabuk vazgeçtin be oğlum. Yazık değil mi?"
" Yazık tabi. O da çekiyor, ben de. Bir hata yaptım ondan bu kadar kolay vazgeçmekle, ama hatamı anladığımda da geç kalmıştım: biriyle beraberdi."
" Onu gerçekten sevdiğine inanıyor musun?"
"Tabi ki inanmıyorum. Handem benden başkasına bakmaz. Beni o kadar kolay silip atamaz. "
" O zaman neden bir şeyler yapmıyorsun? "
"Bize yakışmaz abi. Sevmese de hayatında biri var. Yakıp yıkmak bana yakışmaz. Ya çocuk seviyorsa onu? Benim kadar sevemez ama ya seviyorsa?"
"Ya sevmiyorsa Önder? Ya üzüyorsa, kırıyorsa, kandırıyorsa? Ya canını yakıyorsa? "
"Olabilir mi bu? Kıyabilir mi Handeme? Ben gözümden sakınırım onu. Dayanabilir miyim mutsuzluğuna?"
" Sensizliğine dayanıyorsun ama? Seni sevdiğine, kolay unutamayacağına bu kadar eminsen, sensiz mutsuz olacağını nasıl düşünemezsin? "
" Ben hiç böyle düşünmemiştim... Ama hala sevse gelmez miydi? "
" Güzel soru. Peki ya o da bu soruyu soruyorsa? "
" Seviyorum ben onu. Hala çok seviyorum."
"Farkındayım."
"Peki ne yapmalıyım?"
"Vazgeçmemelisin. Madem bu kadar seviyorsun, aşkını kaybetmemelisin. "
" Bu kadar zaman sonra kolay mı karşısına çıkmak?"
"Bir yerden başlamalısın. Başkasıyla olmasına göz mü yumacaksın? "
" Abi başkasıyla daha mutlu olacaksa..." duraksadı. Ben anlamıştım ama.
" İnsan sevdiğinden başkasıyla mutlu olur mu? Şu an milyonlar serseler önüne, vazgeçer misin Hande'den?"
"Asla!"
"O halde sen Hande'nin sana olan sevgisine güvenmiyorsun?"
"Elbette güveniyorum!"
"O zaman senden başkasıyla mutlu olabileceğini nasıl düşünürsün? " bu konuşmanın onu afallattığı belliydi. Barın üzerine ikimizin içkilerinin ücretinden fazlasını bıraktım. Elimi omzuna koyup, güven verircesine sıktım.
" Seni sevdim Önder. İyi birine benziyorsun. Sana yardım edebilirim. Bu geceki konuştuklarımızı bir düşün. Eğer, Hande'nin nasıl olduğunu öğrenmek istersen, biraz araştırma yapabilirim. Sağlam kaynaklarım var." diyip göz kırptım.
" Arkadaşlık ettiğin için teşekkür ederim. Tekrar geleceğim. Eğer fikrini değiştirir de harekete geçmek istersen, yanında olacağım."
"Teşekkür ederim. " dedi o da.
Mekandan çıkarken hala konuşulanları düşünüyordum. Duru'ya bir mesaj attım.
"İlk etap başarıyla tamamlandı. Detayları yarın konuşuruz."
Şu anda ona anlatacak halim yoktu zira aklımı kurcalayan bir soru vardı:
Birini bu kadar sevebilmek mümkün müydü?

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin