IO-21

295 10 0
                                    

İnsanlara kolay kolay güvenemiyorum ama belki de bu bir işarettir... Ona güvenmeli miyim? Istediği tek şey yanımda olmakmış gibi davranıyor fakat bundan nasıl emin olabilirim?

Can sorarcasına yüzüme bakıp bir cevap beklerken ben hala düşünüyordum. Düşüncelerimi bölen ise telefonumun sesiydi. Arayan kişi Alp'ti. Bu evrenin bana kimseye güvenme uyarısı mıydı yoksa?

Telefonu açmazsam aramaya devam edecekti biliyordum. Aramalarından ve ısrarlarından gerçekten sıkılmıştım. Sanırım son bir kez telefonunu yanıtlayacaktım.

" Efendim Alp? " dedim bıkkınlıkla. Açmamı beklemediği belliydi zira şaşırmıştı. Bir an duraksadı

"Duruuu..." dedi uzatarak. Bir gariplik vardı; sarhoş muydu?

"Seninle konuşmam lazım." diye devam etti. Sözcükleri yayarak konuşuyordu. Çok içtiği belliydi.

" Konuş." dedim en soğuk sesimle.

" Yüz yüze. " dedi bir de yüzsüzce.

" Telefonu açtığıma şükret ve şansını fazla zorlama istersen?"

" Tamam yaa..." dedi bir de kızıyor! İçki fena kafa yapmış anlaşılan. 

" Konuşacak mısın?" diye sordum.

"Seni seviyorum" dedi.

"Ne yapabilirim? " diye sordum.

" Sen de sevebilirsin. "

" Seni sevmek istediğimi de nereden çıkardın?"

"Bana değer veriyorsun. " dedi sorarcasına.

" Kötü haber; umrumda değilsin. "

Bir süre cevap vermeyince devam ettim.

" Seni üzmeyi hiç istemedim. Senin bana yaptıklarına rağmen ben seni düşündüm. Kırmak istemedim alttan aldım. Ama bunları hak ettiğini düşünmüyorum. Senin değiştiğine inanmıyorum. Sen beni seviyor falan değilsin tamam mı. Sen kendinden başka kimseyi sevmezsin. Senin tek derdin lanet olasıca egon. Reddedilmeyi egona yediremediğin için peşimdesin ama şunu bil; umrumda değilsin. Benden uzak dur. Artık seni hayatımda istemiyorum. Çık git hayatımdan. Bir kere olsun laftan anla. Istemiyorum artık. " Sinirlenmiştim. Telefonu hızla suratına kapattım. Bu kadar zamandır içimde biriktirdiklerim daha fazla barınamamıştı içimde. Her şey neden üst üste geliyordu ki? Yoruldum. Bütün bu olaylar, yaşananlar... Ayaklarımın beni daha fazla taşıyamayacaklarını anlayıp yere oturdum. Gözyaşlarım sessizce yanaklarımdan süzülürken ben sessizce denizi izliyordum.

O şekilde ne kadar kaldım bilmiyorum. Gözyaşlarım yavaş yavaş dinmeye başladığında aklıma gelen şeyle irkildim; Can benden bir cevap bekliyordu ve ben onu unutmuştum bile. Amaannn... Zaten gitmiştir diye düşünerek arkama doğru döndüğümde büyük bir şok yaşadım; buradaydı. Benim biraz ilerimde oturmuş sessizce denize bakıyordu. Ona baktığımı fark edince bana döndü.

" Sen bir şey söylemeyince kalmamda bir sakınca olmadığını düşündüm. " dedi sorarcasına ve utangaç bir edayla.

" Sıkılmadın mı? Kim bilir ne kadar zamandır burada oturuyorum ve sen burada benimle bekliyorsun. Senin benden başka uğraşacak bir şeyin yok mu?" 

"Sıkılmadım. Yaklaşık 1 saattir oturuyorsun. Seninle uğraşmayı seviyorum başka işler umrumda değil. Başka soru?"

" Yok." dedim şaşkınca.

" Buna sevindim. Soruların fena terletiyordu. " dediğinde istemsizce gülümsedim.

" Işte bu. Sana yakışan şey kesinlikle gülümsemek. Güzele ne yakışmaz lafı palavra. Ağlamak hiçbir güzele yakışmaz. En çok da sana yakışmıyor."

" Hayat her zaman gülümsetmiyor..." dedim. Kabul; belki biraz daha iyi hissetmemi sağlamış olabilirdi ama yine de kötüydüm işte.

" Haklısın" ona baktığımda devam etti.

" Her zaman gülümsetmiyor hayat. Ama sen ona inat her zaman gülümse... " diyip göz kırptı. Ayağa kalktım.

" Artık eve gitmeliyim. Ve... Teşekkür ederim yanımda kaldığın için. Söz verdiğin gibi..." O da ayaklandı.

" Rica ederim. Benim için bir zevkti. Yani şey; seni ağlarken görmek zevk değildi tabi. Seninle olmak zevkti." Utangaçca söylediği bu sözler beni gülümsetmişti.

" Hoşçakal. "

" Güle güle. " dedi ve arkamı dönüp ağır adımlarla eve doğru yürümeye başladım. 

Yazmayı özlemişim :) ama itiraf ediyorum sizin İlginizi daha çok özledim :) bu birkaç bölüm Duru açısından zor olacak. Sizi büyük sürprizler bekliyor hazırlıklı olun.
Bu bölüm beyzanurtokay'a gelsin :)
Sizi seviyorum şekerlerim

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin