IO-11

521 24 0
                                    

Bugün Yağız'la buluşacağım. Çok gerginim. Içimden bir ses pek kolay olmayacağını söylüyor ki lanet olasıca hislerim kuvvetlidir. Sakin ol Duru sakin ol... En fazla ne olabilir ki? Hem Melih de yanında olacak.

Kendimi sakinleştirmek için bunları kaçıncı söyleyişimdi kim bilir. Artık saymıyorum bile. Derslere giriyordum ama aklım akşamki buluşmada olduğu için hiçbir şey anlamıyordum.

Melih... Daha 2 yıldır tanıyoruz birbirimizi ama o 2 yılda o kadar çok zaman geçirdik ki birlikte. Sanki yıllardır tanıyoruz birbirimizi. Her hareketimizden aklımızdan geçenleri, kullandığımız kelimelerin altındaki imayı bile anlarız. Bütün grup öyleyiz aslında; Ayaz, Asya, Melih, Sedef... Ama Melih'le samimiyetimiz biraz daha farklı. Melih'in Playboy gibi takılması, ukala tavırları bazen bizimkileri bile rahatsız eder ama ben onu böyle kabullendim. O da beni olduğum gibi. Ve onun yanında o kadar rahatım ki... Içimden geçenleri açık açık ve rahatlıkla söylerim ona. Bu konuda beni teşvik eder, rahatlatır ve asla yargılamaz. Melih herkesin hayatında olması gereken türde bir arkadaş.

Bugün de ne kadar gergin olacağımı anlamış olacak ki takıldığı kızların hepsini ekip, yanıma geldi. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Bu kadar gergin durma fıstık. Her şey iyi olacak." dedi ve güven vermek istercesine gülümsedi. Ben de gülümsedim.

"Haklısın,  ama sakin olamıyorum. Içimden bir ses bugünün kolay olmayacağını söylüyor." dedim. O da bilirdi benim hislerim çıkardı.

"O içindeki sese benim yanında olduğumu söyle. Kıymetlime bir şey olmasına asla izin vermem." diyip göz kırptı.

"Bunu biliyorum. O yüzden daha iyi hissediyorum.  Sen olmasan ne yapardım." dedim minnetle.

"Düşünme. Ben hep varım artık. Hep seninleyim." dedi. Sarıldım. Yüzlerce delici bakış üzerimize yöneldi. Bunu tek fark eden ben değildim. Melih bir kahkaha attı.

"Biliyor musun bunu daha sık yapmalıyız." dedi muzip bir gülümsemeyle. Ben de güldüm.

"Haklısın. Bu çok eğlenceli." dedim. Beni kendine çekip sarıldı tekrar. Beni rahatlatmayı iyi biliyor.

Fırat'la aramıza nedenini anlayamadığım bir mesafe girdiğinden beri Melih'e daha çok ihtiyaç duyuyorum. Fırat demişken...

"Melih?"

"Efendim fıstık?"

"Sen dün Fırat konusunda çok saf olduğumu söylerken ne demek istedin?" Güldü.

"Bilmem zamanla anlarsın." dedi.  Hadi ama! Ben sabahı zor ettim zaten bunu düşünerek.

"Melih!!!" diye isyan ettim. Yine güldü.

"Hadi bakalım şu buluşmadan önce bir film izlemeye ne dersin? O saate kadar seni tek bırakmayacağım bari güzel değerlendirelim." minnetle baktım yine ona. O da sırtımı sıvazlayıp anladığını belli etti. Kelimelere bile ihtiyaç duymuyorduk Melih'le.

"Sinema çok iyi fikir." dedim neşeyle. Kolunu omzuma attı. Ben de kolumu beline sardım. Kıskanç bakışlar yine yöneldi üzerimize. Birbirimize bakıp güldük ve sinemaya doğru yürüdük.

Yol boyunca sohbet ettik. Bir anlamda iyi de olmuştu bugün birlikte takılmamız. Uzun zamandır yalnız kalıp konuşamamıştık. Ya bizimkiler olurdu yanımızda ya da hiç görüşemezdik. Sinemaya geldik nihayet ve filmleri incelemeye başladık.

"Karar verdiniz mi?" diye sordu gişedeki kız Melih'e çapkın bakışlar atarak. Bir yandan da beni süzüyordu kıskançlıkla. Kız Melih'in takılacağı türden birisi değildi. Böyle durumlarda onun kurtarıcısı olup daha yakın davranırdım, Melih de onların pençelerinden kurtulmuş olurdu. Melih'e daha çok yanaştım. Sıcak bir gülümseme yolladı bana. Aynı anda atıldık.

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin