IO-22

272 11 3
                                    

Eve geldiğimde kendimi bitkin hissediyordum. İtiraf etmek gerekirse her ne kadar istemediğimi söylesem de Can'ın yanımda olması iyi hissettirmişti. O yanımda kalmasaydı belki daha kötü olurdum. Yanımda kalarak beni şaşırtmış ve böylece aklımın dağılmasını sağlamıştı.

Ona karşı neden hala bu kadar sert olduğumu anlamıyor olabilirsiniz. Ama ben artık çevremde kimseyi istemiyorum. Kimseye güvenemiyorum. Hayatımda olanlar yetiyor işte bana. Neden yeni birilerine güvenmek için çabalayayım ki? Yeni yaralar için mi? Hiç gerek yok.

Tek sorun Alp'le olan konuşmam ya da Can'a güvenip güvenmemek konusundaki tereddütlerim değildi. İçimde bir sıkıntı vardı işte; isimlendiremediğim...

Sıcak bir duş alıp uyusam belki biraz daha iyi hissettirirdi. Duşa girdim. Sıcak su beni her zaman rahatlatırdı ancak bugün bir işe yaramamıştı. İçimdeki huzursuzluk gittikçe artıyordu.

Telefonumu elime aldım. Bir sürü arama ve mesaj vardı. Sizin de şaşırmayacağınız gibi hepsi Alp'ten. Ben daha mesajlara bakmaya fırsat bulamadan telefon yeniden çaldı. Yeniden arıyordu. Ve ben belki dedim; belki onunla sakin ve ılımlı konuşursam o daha iyi olur ve ben daha iyi hissederim. Bu düşünceyle açtım telefonu.

" Efendim Alp? "

" Duru..." dedi bu sefer sesi daha kötüydü. Belli ki aralıksız içmeye devam etmişti.

"Efendim? " dedim tekrar.

" Beni reddedemezsin Duru. Beni kimse reddedemez! Herkes sever beni! Sen de seveceksin! Sevmek zorundasın!!" delirmiş gibiydi. Mantıklı düşünemiyordu. Tamam, derin bir nefes al Duru. Sakin olmalısın. O ne derse desin ılımlı olmaya çalış. Düzgün düzgün açıkla. Hadi kızım başarabilirsin! diye cesaretlendirmeye çalıştım kendimi.

"Alp bak fazla içkilisin. Kendine geldiğinde konuşalım olmaz mı?"

" Kendimdeyim ben! Seveceksin beni! Sev Duru!"

"Sev demekle sevilmiyor Alp. Bak, ben de sana beni sevme diyorum. Ne değişiyor? Ben sana sevme diyince değişiyor mu duyguların? Sen bana sev diyince de benim duygularım değişmiyor. " Biraz daha sakin olsam iyiydi yaa. Mantıklı konuştum ama... O bunu anlayabilecek durumda mı sanki?

"Bak ben böyle olsun istemezdim. Seni üzmek istemiyorum. Bu konuşmaya böyle devam etmeyelim. Çok içkilisin. Kendine gel söz, karşılıklı bir şekilde oturup konuşalım. Ama böyle yapma..." diye devam ettim.

" Sarhoş değilim ben! Sonra konuşmayacağız. Sonrası yok artık bunun! Şimdi bana cevap ver; beni seviyor musun? "

" Gerçekleri mi duymak istiyorsun?"

"Sadece gerçekleri!"

"Seni sevmiyorum Alp..."

"Son sözün bu mu Duru?"

" Üzgünüm..."

" Ben de Duru, ben de üzgünüm..." Ve acı bir fren sesi.

"Alp?" telefonun ucundan ses gelmedi. Çaresizce ve acıyla bağırdım;

"Aaalllllllpppppppppp!!!!!"

Biraz acıklı bir bölüm oldu. Alp'e neler olacak? Kazadan sağ çıkabilecek mi? Peki ya Duru? Bu kadar olaydan sonra toparlanabilecek mi?
Bu birkaç bölümün Duru için çok zor olacağını söylemiştim. Ne yazık ki Duru'nun yaşayacağı üzüntüler bu kadarla sınırlı değil. Bekleyin ve görün.
Bir dahaki bölüm gecikmeyecek. Ilginin azlığı beni üzüyor. Yeni bölümler için ya vote sınırı koyacağım (ki bunu hiç istemiyorum) ya da bir gün belirleyip yeni bölümleri sadece o günlerde ekleyeceğim. Sizin seçiminiz hangisi? Önerilerinizi bekliyorum. Kendinize cici bakın.

Bu bölüm TCSerayGlsever için..

Intikam OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin