Duygu Seli

284 37 26
                                    

ŞU BÖLÜMÜ YAYINLAMAK İÇİN 10 DAKİKA UĞRAŞTIM
!!!Bu bölüm fazlaca duygu değişimlerine ev sahipliği yapıyordur. Kalbi kaldırmayacak olanlara önerilmez!!!

Nihayet yurda vardığımızda çoktan akşam olmuştu. Hastaneydi , ifade vermekti derken canımız çıkmıştı. İçeri girdiğimizde büyük bir kalabalık bizi bekliyordu. Ben şaşkınca onlara bakarken hasar kontrolü yaparcasına etrafımızda dönenler bile vardı. "Neden hepiniz buradasınız?" sorduğum soruyu anlayanlar bana hafifçe gülümseyerek bakıyorlardı. İnsan ilişkilerim çok mu zayıftı ?

"Sizi merak ettiler ucube"  anladığımı belirtircesine kafamı salladığımda bir curcuna koptu Sato keklerinden ikram ederken Momo ise hızlıca çay yapmaya gitmişti. O ortamdan kurtulmak için hızlıca kendimi Bakugo nun oturduğu koltuğa attım. Yanından kalkmam için beni iteklemeyi denediğinde ona engel oldum ve bacağına kafamı koydum "BENİ RAHATSIZ EDENİ RUHLARA YEM EDERİM" 

Bakugo bir süre şaşkınca bana baktıktan sonra kafamı ittirmek için elini kaldırdığında hızlıca elini tuttum "Sadece azıcık yatacağım. Rahatsız olursan gidebilirsin ama lütfen bir süre rahat dur" ellerini bıraktıktan sonra gözlerimi kapattım ve diğerlerinin atışma seslerini dinlemeye başladım. 

Bundan sonra işim daha da zor olacaktı. İlk başlarda kanımı o kutuya koydururken aklımdan sadece eğlenmek geçiyordu fakat şuan kendimi içine attığım b*k çukurunun farkına varmıştım. Beni bulmaları bir günlerini bile almayabilirlerdi. Zaten Endeavor un yanındaki işim yüzünden haberlere birkaç defa çıkmıştım. 

Bir de hiç düşünmek istemediğim iki şey vardı. İlki Dabi nin bene ele vermesiydi. İkincisi ise maskeye rağmen Twice ın beni tanıma ihtimaliydi. Onun karşısına kendim çıkmak istiyordum. Yaşadığımı başkasından öğrenirse üzülebilirdi ve ben onu üzmek istemiyordum. 

"Kendini sürekli bir şeyler düşünerek üzme" Bakugo nun sakin sesini duyduğumda gözlerimi aralayarak ona baktım "Elimde değil" diyerek düşüncelere geri döneceğim sırada kafama bir tane yapıştırarak aptal diye mırıldandı. Daha sonra ise saçlarımı okşamaya başladı "Sakın yanlış anlama. Bir an önce uyu diye yapıyorum" onu gülümseyerek onayladım. Sert gibi görünse de kocaman bir kalbi vardı. Ama işte göstermeyi bilmiyordu. Neyse ki ben onu anlayabiliyordum. Ben yavaş yavaş mayışırken aklımda son kalan düşünce çantamın kimsenin karıştırmaması için umut etmekti 

~

Güneş ışınları gözüme vurunca yavaş yavaş uyanmaya başlamıştım. Yataktan gerinerek doğrulduğumda ilk defa bu kadar güzel uyuduğumu düşünüyordum. O an uykuya dalmadan önce olanları hatırlayınca utançtan kıpkırmızı kesilmiştim. Bir insan nasıl bu kadar umursamaz olurdu ki? Gözlerim hızlıca irileşti ve yataktan fırladım. İğneleri dün çantama koymuştum. Nasıl böyle bir hata yapmış olabilirdim ? Gözlerim odada dolanırken çantamın burada olmadığını fark etmem ile kendime küfürler ederek hızlıca aşağıya inmeye başladım. Cidden ben aptaldım hem de en katıksızından. 

Çantam ortak alanın girişinde duruyordu. Onu aldım ve daha sakin bir şekilde odama gitmeye başladım. Dışardan biri beni görse kesin bir şeyler çevirdiğimi anlarlardı. Odama kimseye görünmeden girdiğimde biraz rahatladım ve hızlıca çantamı açtım. İğnelere bakarken bıraktığım gibi durduklarını görmem ile gerçekten rahatlamıştım. 

İğneleri çalmıştım evet ama ne yapacağımı düşünmemiştim. O an tek düşündüğüm oyunun kartlarını değiştirmekti. Değiştirmiştim de ama daha tehlikeli bir hal almıştı. Bundan nasıl kurtulacaktım ben ? 

Kendimi iyice karamsarlığa vurduktan sonra iğneleri sakladım ve yatağımın altındaki panoyu çıkardım. Şuan her şey değişmiş haldeydi o yüzden panoyu düzenlemem gerekiyordu. Ölen ve yakalananları panodan çıkardım ve daha sonra düzenlemek üzere geri yatağın altına koydum. 

Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin