Misafir

93 13 5
                                        

~Bir önceki bölümlerde~

Özgürlük ordusu ile olan savaşta iki tarafında ağır yenilgiler alması güçsüz düşmelerine sebep olmuştu. Ortalığı karıştırmak için ortaya çıkan yüzlerce kötü yüzünden halk sığınaklara geçmek zorunda kalmış , geçmeyenler ise özgünlüklerini kullanarak kötülere kafa tutmaya çalışmıştı. İnsanların kahramanlara olan güvenleri yıkılmış , artık kötülerin kazandığını kabullenmeye başlamışlardı. 

Bu kötü olayların ardı arkası kesilmezken savaşta olan güç kaybının da etkisiyle Yurisa okuldan ayrılma kararı almış ve bunun için sınava tabi tutulmuştu. Normal şartlarda bir öğrenci mezun olana kadar resmi olarak kahraman sayılamazdı. Fakat son olan olaylar ve ailesinin ajansı sayesinde bu kurallar Yurisa için gevşetilmiş ve kahraman sayılmasına izin verilmişti. 

Yurisa nın röportajı ve güç gösterisi sayesinde insanların içlerinde umut tekrar alevlenmeye başlamıştı. Kötülere kafa tutması insanları sevindirirken onu tanıyanları endişelendiriyordu. Çünkü biliyorlardı ki kötüler her fırsatta ona saldırmaya çalışacaklardı. Çoğu ile başa çıkabilecek güce sahipti fakat kaçan kötüler arasında en güçlüleri de vardı ve eğer onlar birleşip saldırmaya çalışırlarsa işler onun için zorlaşacaktı. Onlar daha bilmese de yanında çocuk olduğunu öğrenenler direkt çocuğu hedef alacaklardı. Kötülerin çoğunda çocuk büyük ayrımı olmaması işleri daha da zor hale getiriyordu. 

Daha büyük kayıplar ve sırlar kapıya dayanmıştı. Bunu kimse inkar edemezdi

~

Çocukla beraber zar zor bulduğum mağazalardan ona uygun bir şeyler almış ve eve geçmiştik. Okuldan ayrıldıktan sonra ailemin evinde kalmaya karar vermiş ve buraya yerleşmiştim. Hem daha evdeki odaları tam anlamıyla keşfedememiştim. Bu evde kalmam sayesinde rahatlıkla odaların içindeki şeyleri araştırıp bulabilirdim. Hem ajansta sıkıldığım sıralarda yaptığım küçük çaplı araştırma sayesinde evimden ajansı idare edebileceğim bir sistem olduğunu anlamıştım. Bunu çok kullanacağımı düşünmesem de işime yarayacağı kesindi.

Makarnanın olduğuna karar verdiğimde ocağı kapattım ve masayı hazırlamaya başladım. Sabahtan beri düzgün bir şeyler yememiştik ve ikimizde acıkmıştık. Salona çocuğu çağırmak için gittiğimde yüzündeki gülümsemeyle açtığım çizgi filmi izlediğini gördüğümde bende gülümsemeden edememiştim. Şuan gözüme o kadar tatlı görünüyordu ki içimde ona karşı ayrı bir sevgi büyümeye başlamıştı. 

"Hadi gel yemek hazır" sesimi duyunca hızlıca bana dönmüş ve başını sallayarak kalkmıştı. Televizyonu kapattıktan sonra beni takip ederek mutfağa girdiğimizde başköşeye geçip oturmuş ve onun da oturmasını beklemiştim. O da oturduktan sonra yemeğimi yemeye başladım. Arada ona baktığımda iştahla yediğini görebiliyordum. 

"Adın ne ?" çocuğun yemeğini bitirdiğini fark ettiğimde sorularımı sormanın zamanı geldiğini düşünmüştüm "Benim bir ismim yok" başını eğerek söylediği şeye şaşırmıştım. Şüpheyle kaşlarımı kaldırdım ve ailesinin nerede olduğunu sordum "Ailem kötüler saldırmaya başladığında gittiler" gözleri yaşarmaya başladığında daha fazla dayanamadım ve ona yaklaşarak dizlerimin üstüne çöktüm. Kopyaladığım özgünlük ile ellerimi ona yaklaştırdığımda korkmaması gerektiğini söyledim ve yüzüne dokunarak anılarına bakmaya başladım. 

Küçük bir odada duvarın dibine çökmüş şekilde sessizce ağlayan çocuğa bakarken ne kadar da tanıdık geldiğini düşünüyordum. Kapının hızlıca açılmasıyla çocuk yerinden doğruldu ve göz yaşlarının görünmemesi için silerek gelen kişiye korkarak bakmaya başladı. Gelen kişi iri yarı , protein tozu yutmuş gibi duran biriydi. Çocuğa hızlıca yaklaşarak yakalarından tuttu ve havaya kaldırdı. Neler olabileceğini tahmin ederken bakmayı bırakamıyordum. Adam çocuğu duvara savurduğunda bu anıya daha fazla bakamayacağımı biliyordum. 

Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin