-Biraz rahatsızım o yüzden yanlışlarım olabilir. Varsa özür diliyorum şimdiden-
Toya ile o küçük temastan sonra utanarak hızlıca oturma odama kaçmıştım. Şuan koltukta otururken bacaklarımı stresten hızlıca sallayıp duruyordum. Toya yı belkide çocukla yalnız bırakmak biraz tehlikeli olabilirdi ama bir şey yapmayacağını umut ediyordum. Hem eğer yapacak olsa ruhlar onu engellerlerdi.
Hava kararmaya başlarken Toya ve çocuk beraber aşağı indiler. Onları yan yana gördüğüme biraz şaşırsam da tepki vermeyip ne yapacaklarını izlemeye başladım. Nozomu hızlıca yanıma gelip oturdu. Toya da beraberinde gelip başka bir koltuğa oturarak bize bakmaya başladı.
"Toya abi bana alevleri nasıl kontrol edeceğimi öğretebileceğini söyledi" Nozomu nun cümlesiyle şaşkınlıkla başımı karşımda beni izleyen kişiye çevirdim. Cidden çocuğa böyle bir şeyi teklif mi etmişti ? Hem bu çocuk niye abi diyordu ki ?
Başımı tekrar koca gözlerle bana bakan çocuğa çevirdim. Benim ona baktığımı fark ettiğinde hızlıca gelip kucağıma oturdu ve köpek gözlerle bana bakmaya başladı "Lütfen izin verr o öğretsin bana lütfenn" Tek kaşım havaya kalkarken tekrar başımı Toya ya çevirmiştim. Ben ona baktığımda omzunu umursamazca silkip izleme işine tekrar dönmüştü.
"Ama Nozomu zaten seni eğitecek en iyi ruhları buraya getirdim" Nomozu kocaman yaptığı gözleriyle bakmaya devam ederken bu durumdan kaçmak için onu kucağımdan indirip mutfağa gittim.
Dolabı açıp malzemelere göz atarken Nozomu da onu bıraktığım yerden kalkmış yanıma gelmişti. Ne yaptığımı sorduğunda kısaca yiyecek bir şeyler hazırlayacağımı söyleyerek bakınmaya devam ettim.
Çıkardığım malzemelerle kimseyi takmadan yiyecek bir şey hazırlarken cidden nasıl böyle bir durumun içine düştüğümü düşünüyordum. Daha birkaç dakika önce Toya beni öpmüştü ve şimdi de Nozomu öğretmeninin o olmasını istiyordu. Ne kadar ihtimal vermesem de hatta vermek istemesem de sanki bu işlerde bir terslik var gibiydi.
Ben yemeği hazırlayıp çağırana kadar ikisi televizyondan bir şeyler seyretmişti. Televizyonu kapatıp sofraya oturdular ve benim sessiz kaldığım fakat Nozomu nun sürekli konuştuğu ve Toya nın da ona cevap verdiği uzun süreli yemekten sonra ben sofrayı toplarken onlar tekrar içeri geçtiler.
İşimi bitirdiğimde saat oldukça geç olmuştu bu yüzden Nozomu ya odasına kadar eşlik edip yatağa yatmasını sağladım. "Toya abinin bana ders vermesine izin vermeyeceksin değil mi?" saçlarını okşadığım sırada sıkıntılı bir nefes aldım ve konuşmaya başladım "Malesef tatlım bu şimdilik mümkün değil. Hem özgünlüğünde sana yardımcı olabilecek bir sürü kişi var yani ruh var"
Nozomu üzüntüyle kafasını sallarken neden böyle tepki verdiğini tam anlayamamıştım "Nozomu yoksa ruhları sevmiyor musun?" Nozomu olumsuzca kafasını salladı ve daha sonrasında odanın farklı yerlerine bakarak konuşmaya başladı. "Seviyorum ama onlar çok cansız" bu sözü duyduktan sonra odada ani bir duygu değişimi hissettiğimde birkaç ruhun bunu duyduğunu ve üzüldüğünü anlamıştım.
"Nozomu ruhlar da senin benim kadar canlılar. Sadece artık bedenleri yok. Ve lütfen bir daha böyle cümleler kurma. Ben yıllardır o ruhlar sayesinde ayaktayım ve güçlüyüm. Bana bildiğim her şeyi onlar öğrettiler. Eğer onlar olmasaydı lanet bir deney odasında ölmüş olurdum"
Cümlemle beraber tekrar bir duygu değişimi hissederken azıcık da olsa rahatlamıştım. Fakat Nozomu ya baktığımda onun gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm. Bu görüntü canımı sıkarken onu kendime çektim ve öpüp sarıldım "Bunları konuşmak için daha çok erken. Belki ileride istersen anlatabilirim. Ama şimdi uyku vakti yarın senin için çok yorucu bir gün olacak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Kahraman
FanficHerkes hayatının bir döneminde kendisini kurtaracak kahramana ihtiyaç duyar. Ama çoğu zaman kendi kahramanımız olabileceğimizi gözümüzden kaçırırız. Ben kendimi dipsiz bir kuyudan kurtarmıştım. Sırada içindeki gücün farkında olmayanları kurtarmak v...