Onlar kendi aralarında konuşurken tavşan kahramanın olaya dahil olmasıyla Dabi ortadan kaybolmuştu. Bu durumda bir terslik olduğunu hissediyordum. "Dabi yi takip etmeye geri dön. Yarın sabah gelip bana yaptığı şeyleri raporla ve sakın çok fazla yakınına yaklaşma." İçimden bir ses Hawks ı da takip etmeliyim deyip duruyordu. "Sen de yarın akşama kadar Hawks ı takip et ama sakın yanına yaklaşma kanatları sayesinde seni hissedebilir" bu işlerde bir bit yeniği vardı. Hawks Dabi yi gördüğüne şaşırmamıştı. Bunu biliyor gibiydi.
Dabi ortadan kaybolduktan sonra geri ortaya çıktım ve Endeavor un yanına gittim. "Eğer istersen ben onu halledebilirim Patron" bahsettiğim kişinin kim olduğunu anlamıştı "Hayır sen bana yardım et" dediği şeyleri kafamı sallayarak onayladım. Dabi nin ardından gitmemi istemezdi. "A sen şu televizyonda gördüğüm acemi kahramansın. İyi iş çıkardın" diyen tavşan kahramana döndüm "Yapmam gerekeni yaptım" bu söylediklerime gülerek "Ne kadar da ciddi. Senin yanında çalıştığına şaşmamalı Endeavor" dedi. Bu kadını sevmemiştim çok fazla sesi çıkıyordu.
Biz olduğumuz yerde beklerken Endeavor un yaralarına bakmış ve yanımdaki ruhun yardımıyla ilk yardımı yapmıştım. Daha sonra ambulans gelerek onu sedyeye yatırmışlardı. Israrım üzerine yanında kalmıştım. Onu ameliyata aldıklarında benimde yaralarımı sarmış ve çıktığında gelecekleri odaya götürmüşlerdi. "Merak etmeyin ben iyiyim" Arkadaşlarım zorla aramış topluca beni azarlamaya girişmişlerdi. "Endeavor şuan ameliyatta. Ama iyi merak etmeyin. Doktorlar birazdan normal odaya getireceklerini söylediler." diye açıklama yapmıştım. Shoto nun babası için endişelendiğini biliyordum.
"Bu yaptığın çok tehlikeliydi. İşleri profesyonellere bırakmalıydın" Aizawa Sensei nin dediklerini duyduğumda biraz üzülmüştüm. "Sensei ben de kahramanım. Olayın büyüklüğü beni korkutmamalı. Hem merak etmeyin sadece etrafta dolanan nomuları hallettim ve insanların tahliye olmasını sağladım" Endeavor veya Hawks olmasaydı daha fazla şeyi de yapardım demedim. Daha sonra içeri giren Endeavor ile telefonu kapattım.
Yatağı yerine yerleştirdiler ve bilgi verip çıktılar. İçeri gelen Hawks ile benim de çıkmam gerektiğini düşündüm ve ayaklandım. "Özgünlüğün açığa çıktı değil mi ?" Gelen soru ile kafamı yere eğdim. "Evet. Şuan bugünkü şeyi izleyen herkes ruhları kontrol edebilen biri olduğunu biliyor". Derin bir nefes aldım ve kafamı kaldırdım "Kötülerin hedefisin artık" onaylarcasına kafamı salladım "Evet öyleyim. İlk fırsatta beni öldürmeyi deneyecekler. Ama sorun değil elbet açığa çıkacaktım" sonra eşyalarımı toparladım ve kapıya doğru yürüdüm "İyice dinlen patron. Biran önce işe dönmek istiyorum" diyerek selam verdim ve odadan çıktım.
~
Yurda vardığımda çok yorgun olduğumu bahane ederek odama çıkmıştım. Dabi nin ardından gönderdiğim ruh Bianca gelmişti. Bianca gördüklerini başkalarına gösterebilen bir özgünlüğe sahipti bu yüzden çoğu zaman onu gönderiyordum. 'Göstereceğim şeyler hoşuna gitmeyebilir.' diyerek özgünlüğünü üstümde kullanmıştı
Fabrika gibi bir şeyin içinde duruyordum. Karşımda Dabi ve Hawks vardı. Bu duruma şaşırırken dediklerini dinlemek için biraz daha yaklaştım. "Gerçek bir iş birliğine ne dersin Dabi" diyen Hawks büyük tüyünü onun boğazına dayamıştı. "Hey sadece küçük tüylerinin kaldığını sanmıştım." diyen sitemli sesi duydum. "Senin gibi yalancı biriyle savunmasız buluşacağımı mı sanmıştın?" Buralarda neler oluyordu?
Olanlar çok saçma geliyordu fakat duyduklarım gerçekliğini yüzüme vuruyordu. Hawks hain miydi ? Onlar için çalışıyor olabilir miydi? Ama o kahraman güvenlik kuruluşundaydı. Bir haini bünyelerinde barındıracak kadar kör olamazlardı. Ya da olabilirler miydi? Bunu bilemezdim. Bilmeden hareket edemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Kahraman
FanfictionHerkes hayatının bir döneminde kendisini kurtaracak kahramana ihtiyaç duyar. Ama çoğu zaman kendi kahramanımız olabileceğimizi gözümüzden kaçırırız. Ben kendimi dipsiz bir kuyudan kurtarmıştım. Sırada içindeki gücün farkında olmayanları kurtarmak v...