Yeniler

84 11 11
                                    


"Peki ya kötülerden biriyle yakın olduğunuz dedikodusu? Onun için nasıl bir açıklaman olacak acaba sözde kahraman "  

Duyduğum cümle ile adımlarım kesildiğinde yüzümü zorla ifadesiz bir hale getirip arkamı döndüm. "Ne demeye çalışıyorsun" yüzünü memnuniyet dolu bir gülümseme kapladığında kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. 

"Aldığım bazı duyumlara göre kötülerden biriyle ilişkiniz varmış" 

Kahkaha atmaya başladığımda yüzündeki gülümseme gitmiş yerini şaşkınlığa bırakmıştı. "Benim mi ilişkim varmış? Ah keşke daha önce söyleseydin de gidip tanışsaydım sevgilimle" Kafamı umutsuz vaka dercesine salladım ve yavaşça ona doğru yürümeye başladım. "Saldırmak için çok yanlış kişiyi seçtin ve malesef bugün sınırlarını çok fazla zorladın. Kendine gel sen sadece gazetecisin. Saçma dedikodular uydurarak kimseye iftira atamazsın. Her şeyi geçtim benim kahramanlığıma laf etmek senin hakkın değil." 

Arkamı dönmüş giderken aklıma gelenlerle tekrar döndüm "Sanıyorum ki özgür bir dünyadayız bu da demek oluyor ki istediğim kişi ile beraber olabilirim ve kimse buna karışamaz ve sorgulayamaz. Hele ki sizin gibi sadece para uğruna kahramanları ateşin içine atmaya çalışan kişiler asla karışamaz" 

Yavaş adımlarla sabahtan beri sinirlerimi bozan gazeteciye yaklaştım ve kulağına eğilip fısıldayarak konuşmaya başladım "Yerinde olsam bundan sonra atacağım her adıma dikkat ederdim" geri çekildim ve omzuna elimi atarak gülümsemeye başladım. Uzaktan bakan biri bunu masumane bir gülüş sanabilirdi ama kesinlikle öyle değildi. 

Kameraya öpücük attıktan sonra hızlıca ilerlemeye başladım. Ruhlar peşimden ilerlerken aklımda hızlıca planlar oluşturmaya çalışıyordum. Ben fazlaca göz önünde olduğum için Midoriya biraz rahat nefes alabilirdi. Ama peşindekiler pes edecek türden değildi. Her an tehlikeyle karşı karşıya gelebilirdi. 

Arkamı dönüp birkaç düzine ruhu görünür hale getirdim. "Ülkenin dört bir yanına dağılacaksanız. Gittiğiniz yerlerde kötüleri etkisiz hale getirip bilgi toplamaya çalışacaksınız. Eğer bildiği bir şey yoksa teslim edin gitsin fakat bir şeyler bildiğinden şüphe ederseniz hemen yanıma getireceksiniz." 

Daha sonra aklıma gelen şey ile sırıtıp cümlemin devamını getirdim "Gittiğiniz yerlere benim selamımı da götürün. Herkes ismimi duysun. Her tarafta olduğumu ve benden saklanılmayacağını bilsinler." Kendimi Kösem Sultan gibi hissederken iyice havalara girmiştim. 

Ruhlar etrafta dağılırken bir şeylerin yaklaştığını hissedebiliyordum. Öyle büyük bir şeyler yaklaşıyordu ki başımıza neler geleceğini tahmin edemiyordum. Tahmin etmeye çalıştıkça başıma ağrılar saplanıyordu

Odaya girdiğimde bilgisayardan gelen bildirim sesiyle koşturarak masaya ulaştım. Gördüğüm görüntülü arama sıkı bir azar işiteceğimi kanıtlıyordu. Tabi bundan kaçamayacağım için aramayı kabul ettim ve karşımdaki duvara yansıttım. Şimdi herkesi daha büyük görebiliyordum. 

"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN UCUBE? O KONUŞMA DA NEYDİ ÖYLE? AKLINI PEYNİR EKMEKLE Mİ YEDİN? YA O SÖYLENENLER NEYDİ? YİNE NE KARIŞTIRIYORSUN? " Sarı kafa bağırmaya devam ederken gözlerimi devirdim ve sandalyeye yaslanarak boş boş kameraya bakmaya başladım. 

Nihayet biri akıl etmiş olacak ki susmasını sağladı. "Yaptığın şeyler çok tehlikeli Yurisa. Kendini hedef göstermekle kalmıyorsun her konuşmanda farklı cümlelerinle insanların tepkisini topluyorsun. Çok yakında kahramanlığını iptal etmek için gelebilirler" 

Gözlerim kapıya çevrilirken gelen kişilerin kim olduğunu çok iyi biliyordum. "Çok geç Sensei. Geldiler bile" Elimdeki dumanlarla kapının açılmasını sağladım. 

Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin