Gerçekler (2)

403 58 21
                                    

"kötüler ile iş birliği yapıyor" , "belki de gücü ile kandırmıştır" , "dövüşte bu kadar iyi olması şüpheliydi zaten", "O s*****te bir şeyler olduğunu biliyordum" duyduğum sözler kafamda yankılanıyordu. Nasıl öğrenmişlerdi? Ne çabuk değişmişti tavırları daha sabah bana gülümsüyorlardı. İyi anlaşacağımı sanmıştım... gerçek arkadaşlarım olacak sanmıştım.

Sırtım duvarla buluştuğunda durdum. Galiba farkında olmadan geri geri yürümüştüm. Sınıf arkadaşlarım -artık ondan da şüpheliyim- nihayet beni fark etmişti. Yüzümde ki kırgın ifadeyi hemen toplamaya çalıştım ve kapının orda sessizce bizleri izleyen sensei ye döndüm. "Sensei acil bir şey yoksa ben gidebilir miyim?" sözlerim üzerine diğerleri rahatsızca kıpırdandı aradan birinin korkak gibi bir şeyler mırıldandığını duymuştum. 

Sensei başıyla beni onaylayınca odama doğru çıkmaya başladım "Hey açıklama yapmadan kaçamazsın" bu sözleri kim söylemişti bilmiyordum. O an tüm algılarım kapanmış gibiydi. Odama gittiğimde kapıyı kapattım ve kilitleyip dibine oturdum.

Şuan ne hissedeceğimi bilemiyordum. Sensei onlara açıklama yapıyor olmalıydı gerçi artık bu önemsizdi. Gözlerimin dolmaya başladığını hissettim ve kafamı dizlerime gömdüm. İçimdeki duygular dışarı çıkmak için bana baskı yapmaya başlamıştı. Onca yılın kırgınlığı, acısı üst üste binmiş beni boğuyordu. Özgünlüğüm harekete geçmeye çalışıyordu. Etrafımda bana seslenen ruhları duyuyordum fakat anlayamıyordum. 

Özgünlüğümü kontrol etmede zorlanırken duyduklarım tekrar aklıma geldi ve duygular baskınlığını arttırmaya başladı. O anda içimden çıkan yeşil duman kümeleri her tarafa yayılmaya başladı. Odam -özenle uğraştığım odam- çıkan gücün etkisiyle darma dağın olmuştu. Yeşil dumanlar artarken ağlamaya başladım. Kötü ruhlar özgür olmak için bana baskı uygularken onları kalan güç kırıntılarımla odada tutmaya çalışıyordum. Odamın etrafına görünmez -sadece ruhlarda işe yarayan- bir kalkan oluşturmayı zar zor başarmıştım.

Ruhlar daha da sinirlenirken kalkanı kırmaya çalışıyorlardı. O sırada balkon camı kırıldı ve cam parçaları etrafa saçıldı. Ruhlar bunu fırsat bilip camdan çıkmaya çalışsalar da yaptığım kalkana çarpıp geri dönüyorlardı. Etrafımda uçuşmaya ve beni yıldırmaya çalışan ruhların etkisiyle daha da güçsüz kesilmiştim. Bu olmaması gereken bir şeydi. Ben ruhlar ve yaşayanlar arasındaki köprü görevi görürken kötü ruhları engellemem lazımdı fakat şuan aklıma dolan fısıltılar ve anılar buna izin vermiyordu.

Üstümdeki baskı artarken son bir çare kalan gücümü toplayıp çığlık atarak kötü ruhların durmasını sağlamıştım. Vücudum üstündeki kontrolümü kaybederken yan tarafa doğru düştüğümü hissettim. Gözlerim ellerime kaydığında tırnaklarımın uzadığını ve parmaklarımın uçlarının siyah renge büründüğünü fark ettim. Galiba sonum gelmişti. Gözlerim yavaşça kapanırken kapının ardında sesler duymaya başladım fakat tepki verecek gücüm kalmamıştı

 Gözlerim yavaşça kapanırken kapının ardında sesler duymaya başladım fakat tepki verecek gücüm kalmamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin