17. BÖLÜM

291 17 15
                                    



Ateşin ağzından;

Vera gittikten sonra hemen uyuya kalmıştım, dışarıda birinin bana seslendiğini duyunca uykumdan uyandım ve çadırdan çıktığım da Nazlıyı gördüm.

"Hayırdır nazlı? Bir şey mi oldu?"

"Şey ateş benim seninle konuşmam lazım."

"Dinliyorum."

"Vera nerde?" Anlamayarak ona baktım,

"Uyuyordur."

"Yani Kaan'la birlikte."

"Ne söyleyeceksen hemen söylesene nazlı." Ellerini önünde birleştirdikten sonra konuşmaya başladı.

"Bir ses duydum, böyle tiz ve kısa bir çığlık gibiydi Yani."

"V-Vera ile ne alakası var?"

"Kaan.." şakaklarım zonklamaya başlamıştı. Nazlıya bağırarak,

"Kızım ne susuyorsun anlat."

"Saplantılı aşık.. Veraya karşı.. gözü dönmüş.. ikinizi de ayırmak istiyor.. elinden geleni yapıyor.. ve ben gece.. sesi de duyunca.. ya kıza bir şey yapıyorsa.. Ecem ile konuşurlarken duydum.. bugün sikicem felan diyordu.. ne kast ettiğini bilmiyorum.. belki de benim kuruntu yaptığım bir şeydir ama.. bilemiyorum.. aslında seni uyandırmadan Verayı çağıracaktım.. korktum.. sana da acı vermek için veraya zarar verebilir.." Bir çığlık koptuğunda veranın sesi olduğunu anladım ve kan beynime sıçradı, hızlıca çadırı parçalarcasına açtığımda karşımda hiç bir zaman karşılaşmak istemeyeceğim manzarayı görmüştüm. Kaan'ı veranın üstünden ittikten sonra yumruklamaya başladım, nazlı ise hemen Verayı çıkarıyordu.

"Sen napıyorsun lan orospu evladı." Kaan karşımda gülüyordu, iyice yüzünü hırpaladım ama çadırın içinde olduğumuz için adam akıllı dayak bile atamıyordum.

"Az daha geç kalsaydın.. o benimdi."

"Seni şurda sikerim." Çadırdan çıkartıp tekrar vurmaya başladım, bütün herkes uyanmıştı ve bizi izliyordu. Nazlı bağırarak,

"Sınıfımızda tecavüzcü sapık var." Dedikten sonra bir kaç kişi de kavgaya karıştı ve Kaan'ı öldüresiye bir şekilde dövmüştük, Oğuz halat getirdikten sonra Kaan'ı ağaca bağladı ve o da bir şeyler söyleyerek vurmaya başladı. Kendime biraz da olsa hakim olduktan sonra etrafta gözüm Verayı arıyordu. Nazlının yanına giderek,

"Vera nerde?"

"Senin çadırında, yalnız kalmak istedi.. ha bu arada ateş polisi aradım.." kafa salladıktan sonra hızlıca çadırın oraya gittim, fermuarı açtığımda vera uzanmış, bacaklarını kendine doğru çekmiş ve ağlıyordu. Hemen yanına gittim ve doğrulttum, oturur pozisyonunda olduğunda sımsıkı bir şekilde sarıldım, ağlamaya devam ediyordu. Kendisini çektikten sonra, ellerimle gözünde ki yaşları sildim, zorla da olsa konuşmaya çalıştı.

"G-gelmeyeceksin.. s-sandım.. b-beni.. k-kurtaramayacaksın.. s-sandım.."

"Şşş burdayım.. dokundu mu sana.. zarar verdi mi.." ağlaması şiddetlendiğinde elimle saçlarını geriye doğru attığımda boynunda ısırma izi ve morluk vardı.. ayağa kalkmaya yeltelendim, Kaan'a bunların hesabını sormam lazımdı. Vera elimi tutarak.

"G-Gitme.. o-o gelir.. d-dokunur b-bana y-yine."

"Gidelim mi burdan, bak daha fazla burda kalman iyi değil güzelim. Eve gidelim, güzelce uyu. Veya otele gideriz yol uzun sürer çünkü. Yarın da İstanbul'a geçeriz, ifade felan veririz. Sana söz veriyorum o piçin ağır ceza alması için elimden geleni yapacağım." Vera kafa salladıktan sonra beraber çadırdan çıktık, kendime doğru çekmiştim onu ama yürümekte bile zorlanıyordu. Nazlı herkesi çadırına sokmayı başarmıştı, Oğuz yanıma gelerek arabasının anahtarını verdi. Verayı kucağıma aldıktan sonra, arabaya yürüdüm. Ön koltuğa güzelce koyduktan sonra emniyet kemerini taktım,
Bende hemen şoför koltuğuna geçip hızlı bir şekilde arabayı kullanıyordum. Şehir merkezine doğru geldiğimizde ilk gördüğüm otelin oraya arabayı park ettim. Vera da arabadan inip beni bekledi, yol boyunca gözünden yaş eksik olmamıştı. Kendime çok kızıyordum, ona git diyen bendim. Belki ben kalması için zorlasaydım ve birlikte kalsaydık.. bunların hiç biri olmayacaktı, sevdiğim insana kimse dokunmamış, ona zarar vermemiş olacaktı.




Çok fazla bekletmek istemedim bu bölüm önemli diye..
bundan sonra neler olucak bakalım..

BU ŞEHİR BUGÜN SENSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin