@vaveyla; Burada olsaydın anlatacak çok şeyim vardı. Belkide susardım saatler boyu. Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. Sokak lambasının odaya vuran yarım yamalak ışığında, bir kaç dize şiir okurdum yorgun gözlerimle...
Cam kırıkları ve kanlar vardı, hızlıca kapıyı kapatıp Ateşe seslendim. odaya girdiğimde masanın üstü çok dağınıktı, yaklaşıp ne var ne yok diye bakındığımda bir sürü paloraid fotoğraf, kağıtlar, kalemler vardı. İkimizin çekildiği resimler, Ateş ile benim gizliden çekilmiş bir kaç fotoğraf, konser günü gizlice beni çektiği resimler, ve daha bir sürü bana (bize) ait fotoğraflar vardı.. bir kaç resmin arkasını çevirdiğimde şarkı ismi gördüm.
Batuhan Kordel ~ Anıları sakla' Şarkıyı hiç bilmediğim için direkt telefonumdan açtım ve koltuğa oturarak dinlemeye başladım.
"Son birkaç ay zor geçti Sevgim değil sabrım tükendi Biliyordun belki söyleyemedin Gitmek istedin de gidemedin
Seni bu yük altında bırakamam Mutlu olmaktan alı koyamam Yalnızlık bana zor değil ama Alışmışım ben bu kavgaya
Bundan geceleri uyuyamam Yastığımda kokun olmadan Sormayın halimi hatırımı Veda edin ben kaybolmadan
Gitsem buralardan Arkama bile bakmadan Senden tek isteğim Anılarımızı saklaman
Sevmeyi unutma Sen güzel seversin Olmadı diye tanrıya İsyan edemezsin."
Şarkı bitmeden hemen kapattım, gözyaşlarım akmaya başlamıştı bile.. gitmişti.. hiç bir şey söylemeden, haber vermeden, konuşmadan beni bırakıp gitmişti.. ortada sebep yokken gitmek derdi neyin nesiydi? Kendimi toparlayıp evin içinde gezinmeye başladım, her yer dağınıktı, kanların bir açıklaması dahi yoktu, yere eğilip kuruyup kurumadığına baktığımda hâla ıslak olduğunu gördüm. Yani bu kan eğer Ateşe aitse hâla buradaydı ve benim geldiğimi bildiği için saklanmıştı. Sesimi yükselterek konuşmaya başladım.
"Biliyorum buradasın.. Henüz gitmedin, gidemedin.. canın yanıyor, çık karşıma konuşalım.. şu yarana da bakayım, nereye gitmek istersen git.. sadece bana bir tane sebep söyle.. bir tane neden söyle.. sessizce gitmeni açıkla bana.. sevmedin mi beni? İnanmıştım biliyor musun.. sevgine.. duygularına.. ama bu denli korkak olduğunu bilmiyordum.. karşıma çıkacak cesaretin bile yok mu ateş? Yapma bunu.. Gitme.. Evet gitme çünkü buna hazır değilim.. sevdim seni.. değer verdim.. yanında mutlu oldum.. seni istedim.. her anım da sen ol istedim.. şimdi ise arkana bile bakmadan geri de bıraktıklarını düşünmeden gidecek misin? Çık karşıma yalvarırım.. pişman olacağın bir şey yapma ateş.. şuan karşıma çıkmıyorsan eğer bir daha asla çıkamazsın.. ne kadar zaman geçmiş olsa bile.. Üzülmüyor musun kendine? Bana? Bir sarılsak belki her şey geçer.. sıkıntın neyse gel halledelim.. bunu ikimiz el ele vererek aşabiliriz.. ama sen gitme seçeneğini çoktan ele almışsın.. belki de şuan boşuna konuşuyorum belki de sen çoktan gittin.. ama emin ol gittiğin yerlerde bizden izler bulacaksın..."
Odaya geri dönüp, bütün resimleri alıp çantama attım. Kapıdan çıkarken
"Hoş kal Ateş.."
Diye seslenmiştim, birden bütün vücudum titremeye başladı, midem de bulanınca kapıyı hızla çarpıp çıktım, ağaca doğru zar zor yürüyerek kusmaya başlamıştım.. Bir yandan ağlayıp, diğer yandan ise midemdekileri boşaltıyordum.
Telefonum çalmaya başlayınca sessize aldım, bu sefer de titremeye başladı, dayanamayıp arayanın kim olduğuna baktığımda Aslı'nın ismini gördüm zar zor da olsa telefonu açtım.
"Okulda yoksun Vera? Nerdesin."
"M-Merak e-etme beni. b-bugün g-gelmicem eve."
"Sen ağlıyor musun.. ateşten bir haber mi aldın? Nerdesin çabuk söyle geliyorum."
"Gitmiş.. B-Beni bırakıp g-gitmiş.." ağlamam daha da şiddetlenince telefonu kapattım ve yere oturdum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
•
•
Gidene ne mi zor Kalana mı sizce?
Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum, oy vermeyi unutmayın..