22.BÖLÜM

279 14 5
                                    




Başımın çatlayan ağrısı ile gözlerimi açtım, yataktan doğrulmaya çalıştığım an üstümde sadece bralet olduğunu fark ettim ve gözlerim fal taşı gibi açıldı hemen örtüyü üzerime çektim. Evin içinde bir yerden su sesi geliyordu, ateş banyo yapıyordu büyük ihtimalle. Dün gece neler olduğunu hatırlamak için beynimi zorluyordum ama aklıma en ufak bir şey bile gelmiyordu, sadece çok içtiğimi biliyordum ve devamı yoktu. Su sesi kesildiğinde içeriye yarı çıplak ateş girdi.

"Noluyor ateş niye bu haldeyim." Saçlarını havluyla kurutarak

"Dün geceyi hatırlamıyor musun?"

"Hatırlasam sana sormazdım herhalde. Sarhoş olan birine sahip olabilecek kadar düştün mü gerçekten?"

"Ne saçmalıyorsun Vera aramızda hiç bir şey geçmedi."

"Peki niye böyleyim?"

"Dün gece ateşin çıktı, duş aldıracaktım ama uykuluydun ve yanıyordun. Mecbur üstündekini çıkarmak zorunda kaldım ve soğuk su ile müdahale ettim daha da fazlası olmadı."

"Hiç bir şey geçmedi Yani."

"Ne olmasını isterdin." Göz devirerek sweatshirtün nerede olduğuna bakmaya çalıştım, pikeyi bütün vücuduma sardıktan sonra banyoya doğru ilerledim ve güzel bir duş aldım.
Ben çıktığım da ateş ise çoktan kahvaltı masasını hazırlamış beni bekliyordu. Beraber yemeğe başladığımız sırada uzun zamandır elime almadığım telefonumun sesini duydum. Hemen gidip baktığım da Aslı'nın aradığını gördüm.

"Sana inanamıyorum Vera. Başına neler gelmiş.. niye benim hiç bir şeyden haberim yok.. duyduğum an hemen aradım... kim o piç.. sana kafayı takan.. zarar verdi mi yoksa.. konuşsana Vera.. nerdesin hemen söyle gelip alacağım seni.. zaten Eren'e haber verdim."

"N-Ne ne Eren'i"

"Bundan sonra o şerefsizle eren ilgilenecek. Bir kelimesine bakar İçeriye attırması. Sen iyi misin"

"İyiyim.. ateşleyim.. İstanbul'a geldikten sonra konuşsak." Dedikten sonra hemen telefonu yüzüne kapattım, masadan kalkıp odaya geçtiğimde ateş de peşimden geliyordu.

"Eren kim?"

"Benimle ilgili bir çok şeyi bildiğini söylemiştin."

"Eren kısmını atlamışım." Dedikten sonra tebessüm ettim. Sorusuna yanıt vermeyince tekrarladı,

"Kuzenim.. emniyet amiri.. benim dosyamdan haberi varmış o ilgilenecek."

"Ne güzel işte.. işimiz kolaylaşacak ve şerefsizi bir an evvel içeriye atabiliriz." Onun söylediğine yanıt vermeden,

"İstanbula dönsek mi?" Kafasını salladıktan sonra masayı toplamaya gitti, bende peşinden giderek yardım ettim. O hazırlanırken bulaşıkları yıkayıp yerleştirdim.

Evden çıktıktan sonra hızla arabaya binip ehliyet kemerimi taktım, yol boyunca sessiz bir şekilde ilerliyorduk ki ateşin canı sıkılmış olmalıydı. Radyoyu açtığında bir iki bilmediğim şarkı çalmıştı ama ateş mırıldandığı için onun bildiğini anlamıştım.

"Seni öpmeden uyursam
Rüyalarım yarım kalır
Bunu yapmamalısın
Kabusum olmamalıydın."
Ateşe baktığım zaman nakarat kısmının geldiğini anladım ve bana kafasını çevirerek,

"Beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl
Kokunu benle sarıp bağrıma basarım
Kendime darılır kendime kızarım
Odamdan solmaya başladın."





Bu şarkının yeri bende apayrı🤍
İyi ki böyle güzel gruplar var

BU ŞEHİR BUGÜN SENSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin