Uyandığım da kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa inmiştim, masayı kurduktan sonra Adanın odasına çıktım. Odaya girdiğimde beni fark etmedi, camdan dışarıyı seyrediyordu,
"Kızım" diye seslendiğim de duymadı, yanına giderek
"Neye bakıyorsun?" Hızla arkasını dönüp
"He. Hiç. Hiç bir şeye."
"Emin misin."
"Evet evet"
"Dur bi de ben bakayım hava nasıl."
"Bakma anne."
"İyi misin bebeğim." Gözleri dolmaya başlayınca sıkıca sarıldım, camdan baktığımda gözüm direkt Ateşin evinde ister istemez dolaşıyordu. Bu sayede ise Adanın neye baktığını anlamış oldum. Yatak odasında Tuğçe ve Ateş uyuyordu.. Ada yanımda olduğu için kendimi sıktım.. daha fazla bakmak istemediğim için
"Kahvaltı hazır. 5 dakikaya gel." Diyip hızla odasından çıktım ve kendimi banyoya attım. Ağlamaya başladığım da musluğu açtım, adanın ses duymasını istemiyordum.
Banyodan çıktıktan sonra mutfağa indiğimde sandalye de oturmuş başlamak için beni bekleyen kızımı gördüm gülümsedikten sonra masaya oturdum ve hiç bir şey söylemeden kahvaltımızı yaptık.
Mutfağı toparlayıp odaya geçicekken kapı çaldı, açmaya gittiğim de karşımda Tuğçe'yi gördüm."Dün için kusura bakma."
"Problem değil."
"Eve davet etmicek misin? Güzel haberim var kızınla sana." Kapıyı full açtıktan sonra içeriye girmesini bekledim, Ada da meraklı gözler ile Tuğçe'yi süzüyordu. Çantasından davetiye tarzı bir şey çıkarıp bana uzattı,
"Mutlu günümüz de sizi de aramızda görmek isteriz. Ateşle evleniyoruz." Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi bir his vardı, Ada ise ellerimi sıkı sıkı tutarak Tuğçe'ye bakıyordu.
"Hayırlı olsun. Gelmeye çalışırız."
"İki gün sonra.. İşin varsa da iptal edersin.. sonuçta Ateşin mutluluğu söz konusu.. senin de yanımızda olmanı isteriz.. ha bir de bu küçük kızın." Diyip sahte bir gülüşle Adaya baktı,
Ada da Tuğçe'ye bakarak,"Buraya Annemi kıskandırmak için geldiysen boşa gelmişsin. Ateş abiye karşı hisleri yok. Emin ol düğününüz de de yanınızda oluruz ama şimdi gitseniz iyi olur. Sizin gibi birinin daha fazla havayı kirletmesine dayanamıyorum."
"Nasıl konuşuyorsun sen benimle."
"Sizin anladığınız dilden."
"Ben de hata Vera gibi bi insanın terbiye vermesini beklemezdim."
"Anneliğime laf edebilecek en son insan bile değilsin kes sesini ve git şurdan." Kolundan tutup kapıya doğru sürüklediğimde Adaya bakarak,
"Baban bile ortada yok gayri meşru çocuk olmak nasıl bir şey."
"Babamın iki gün sonra düğünü varmış, istersen tanıştırayım seni."
"Ne saçmalıyorsun sen."
"Evleneceğin adam benim babam. Bakalım hâla onunla evlenmeyi düşünücekmisin. Gerçekten sana aşık olduğunu düşünmen bile komik. Anneme davranışlarını ve bakışlarını görmüyor musun. Deli gibi aşık. O da biliyor bunu. Her yerde anneme ait şeyler var. Hayatına seni hiç dahil etmemiş." Tuğçe'nin eli kalktığı an Adaya vuracağını anladım, biri kolunu hızla tutup aşağıya indirdi, kim olduğuna bile bakmadan Tuğçe'nin saçlarına yapışıp,
"Bana bak, kaldırdığın elin hesabını çok pis ödetirim sana. Bir daha bana veya kızıma yaklaşmayacaksın. O elin kızıma değerse eğer dünyayı sana dar ederim." Diye tısladığımda Ateşin sesini duydum,
"Tuğçe sen naptığını sanıyorsun?"
"O bücür bunu hak ediyor." Diye kendini savunmaya geçtiğinde kolunu tutup duvara yasladım,
"Şansını çok fazla zorlama. Eğer benim damarıma basarsan hiç bir zaman mutlu olamazsın." Ateşin sesi ile ona döndüm
"Ada. Ada yok."
"N-Nasıl? Burdaydı." Hızla kapıyı açıp evin içlerine baktık Ateş ile. Dışarıya çıktığımda
"Yok. Bilmiyor buraları nereye gidecek bu kız." Tuğçe'ye bakarak
"Eğer onun başına bir iş gelirse çok kötü hesaplaşacağız" diyip hızla arabaya bindim ve yavaş yavaş sokak aralarına girip bakıyordum, Ateşin de beni takip ettiğini anlayıp arabayı durdurdum ve arabadan indim, o da aynı şeyi yapınca, yanına doğru gidip
"Sizin yüzünüzden kızım ortada yok farkında mısın?"
"Bulacağız Vera sakin ol."
"Nasıl sakin olmamı bekliyorsun benim kızım yok. Nereye gitti Allah aşkına."
"Halletcem ben merak etme."
"Siktir git Ateş. Hayatımdan çık git. Ait olduğun yere git. Mahvediyorsun bizi anlamıyor musun? Sensiz çok mutluyduk sen geldin ve bize yara açmaya başladın."
"Gerçekten kızımı bırakıp gidebileceğimi mi düşünüyorsun."
"Neyden bahsediyorsun? Adanın senin kızın olabileceğinden mi?"
"Duydum Vera. Duydum kulaklarımla duydum. Ada benim kızım."
"Yanlış duymuşsun yok öyle bişey." Arabaya gidecekken kolumdan tuttu,
"Kaçıyorsun."
"Senin yaptığını yapıyorum. Bunları konuşacak vaktim yok. Kızımı bulmam gerekiyor."
•
•
•
Ateş öğrendi.. sizce Ada nerede?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU ŞEHİR BUGÜN SENSİZ
Romance@vaveyla; Burada olsaydın anlatacak çok şeyim vardı. Belkide susardım saatler boyu. Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. Sokak lambasının odaya vuran yarım yamalak ışığında, bir kaç dize şiir okurdum yorgun gözlerimle...