Ne oldu?

1.7K 67 5
                                    

Saatlerdir ölü gibi yatıyordum.Tam tamına 4 koca gün geçmişti.Boradan hala haber yoktu, polisler ise her yerde onu arıyordu. Yani bana söylenen buydu.

Beni İzmir'e göndermedikleri için Meriç ve Ela'ya ne kadar sövsemde haklılardı.Hiç bir işlerine yaramazdım tek yaptığım ağlamaktı.Kendimi uzun zamandır bu kadar değersiz, gereksiz bu kadar hiç gibi hissetmemiştim.

Odamın kapısı çaldığında hiç bir tepkide bulunmadım.Ne kapıdaki kişiye gel diyecek ne de bana zorla getirdiği yiyecekleri yiyecek gücüm vardı.Ona bir şey olma düşüncesi onu kaybetme korkusu ruhumu, kalbimi bu kadar esir almışken nasıl rahat nefes alabilir nasıl hayatıma devam edebilirdim ki.

'Sıla' Mara'nın sesini duyduğumda yattığım yerden doğruldum.İlk önce gözlerimiz buluştu birkaç saniye içindeyse gözlerim doldu.Mara,bizim aptal ikizlerin zeki mi zeki kuzeniydi.Tamam aynı zamanda taş gibiydi.Peki zekiliği birazcık azıcık abartmış olabilirdim ama neysem.

Bir Yüksel  ne kadar zeki olabilirdi ki ailecek dunkoftu(salak) bunlar.Mara ise kız tam bela mıknatısıydı ama benim için  yeri ayrıydı.Ben onun sır küpüydüm iğrenç eski sevgilisinden alacağı intikam planını bile benim gibi mükkemel bir varlıkla kurmuştu.

Daldığım derin ve saçma düşüncelerden beni saran kollarla koptum.Az önce aklımdan çıkan Bora'nın yokluğunun ağırlığı üstüme çöktü.

'İyisin.' Bunu söylerken beni mi ikna etmeye çalışıyordu bilemiyorum.Çünkü duvarda olan aynayla bakışıtığımda iyi kavramıyla hiç bir alakam yok gibiydi.

Zaten büyük olan gözlerim şişmiş yetmezmiş gibi kan çanağına dönmüştü.Bütün yüzüm ise her ağladığım da aldığı o domates kırmızısı rengine bürünmüştü.

'Mara, iyi ki geldin' Dakikalar geçmişti ve hala ona sarılıyordum. Sanki o değildi sarıldığım Bora'ydı.

'Korkma bücür.Onu bulacaklar.'

'Mara' Söyleyeceğim cümlenin zihinimde bıraktığı ağırlığı bile kaldıramıyorum.Nasıl söyleyebilirdim ki.

'Ya ya bulamazsak ya onu kaybedersem' Bana sarılan kollar gevşedi yavaşça benden uzaklaştı.Bütün bir ciddiyetle yüzüme bakıp benim için ağır onun için hafif sayılan bir tokat attı.

'Sıla Avcı sen bir salaksın' Sanki yeni keşfettiği bu değerli bilgiyle canı sıkılmış gibi arkasını döndü ve yatağıma oturdu.

'Yıllarca o çocuktan vazgeçmedim.Bak yıllarca şimdi mi vazgeçeceksin?' Kaşları alayla yukarı kalktı ve birçok erkeğin deli olduğu o gülümsemeyle bana baktı.

'Vazgeçmeyeceksin. Delirmeyeceksin sadece inan.Sana geri döneceğine inan, iyi olduğuna inan.'

Kurduğu cümle zihnime hücüm edip içimdeki felaket tellalıyla savaşa girişti.Onun yanına yatağa oturdum ve gözlerimi kapattım.Sık sık dua ederdim.Mükemmel bir müslüman değildim ama inanıyordum.Bazı zamanlarda bu inanç sığınağım oluyordu.

'Lütfen Allah'ım onu bana verdin.Ona kavuşmama yardım ettin lütfen.Lütfen bizi tekrar bir araya getir.'

Gözlerim kapalı olarak ettiğim duayla gözümden bir damla yaş süzüldü.Konu Bora olunca ne kadar da sulu gözdüm.Yanımda oturan Mara'ya döndüm.Elindeki telefona kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu.

'Seni bu kadar sinirlendiren şey ne Mara?'

'Sinirli değilim ben.' Bu cümleyi kurduğu sırada yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti.Benim sahte olduğunu çok iyi bildiğim bir gülümseme.

'Peki' Mara'yı tanımayan bir insan için belki de sadece sıradan bir kelimeydi ama benim için durum farklıydı. Bu kelime 'hazır olduğumda konuşalım' demekti.

O telefona dönerken bende bir süre boş boş duvara baktım.Bu yatakta Bora'ya sarılarak uyuduğum geceyi düşündüm.Beni izlediğini söylemişti. Bilmiyordu ki sabaha karşı bende onu izlemiş her zerresini ezberlemiştim.

'Siktir siktir'

'İyi misin?' Elleri saçlarına geçmişti. Yüzünde değişik bir ifade vardı. Mutlu muydu yoksa kızgın mı anlamıyordum.

'Sıla, sakin ol bücür olur mu?'
Gözlerim kurduğu cümleyle kocam açılırken kalbim maraton koşmuş gibi atmaya başladı.Zihnimin içinde ise dönüp dolaşan ve buna acı veren tek bir düşünce vardı.

'Bora iyi mi?' Ne cevap vereceğini bilemeyecek yutkundu. Öyle bir yutkunuştu ki bu korku bir anda vücudumu ele geçirdi.O iyi miydi?

'Bora bulundu ama'

Neden mutlu sonlar olmazdı ki.Aynı çocukken dinlediğimiz masallardaki gibi prens ve prenses kavuştuğunda nesne sonsuza kadar mutlu yaşamazdı.

'Ama Bora hastane de bulunmuş.Birkaç gündür bilinci yerinde değilmiş.'




Perfect •TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin