Şu an telefonda çıkan ve gitmeyen bağlanıyor yazısını ben taaa.Dakikalardır onu görmek için çırpınıyordum ve ne hikmetse görüntülü arama bir türlü bağlanamıyordu.
Ekrandaki lanet yazı kalktığında ilk önce küçük bölmede kendimi gördüm.Ölüp dirilmiş gibiydim.Birkaç günde iki üç kilo vermiş.Uyumadığım içinse mosmor göz altlarına sahip olmuştum.
Ana ekrandaki siyahlık kaybolduğu da bir an nefesimi tuttum. Görüntü hızla geldiğinde ne yapacağımı şaşırdım.
Dakikalarca yüzünü inceledim ve ağlama isteğimi zorlukla bastırdım.Yaşıyordu, hırpalanmıştı ama gitmemişti. Beni bırakmamıştı.
Sağ gözünün altı mosmordu.Dudağı patlamıştı, alnında ise kocaman bir çizik vardı.Yüzü böyleyse vücudunu düşünmek bile istemiyordum.
Kim yapmıştı nasıl yapmıştı bilmiyordum ama bunu yapan orospu çocuğunu elime geçirsem yapacağım eziyetler belliydi.Çin işkencesi yapacaktım puşta.
'Sıla' Sesini çok özlemişim sevgilim.Keşke keşke izin vermeseydim gitmene.
'Bora, Bora'm' Titreyen sesime lanet ettim.Şu an güçlü olmalıydı, onun için.
'Seni özledim' Hangi kelime hangi cümle anlatabilir hislerimi bilmiyorum.İnan bilmiyorum sevgilim.
'Çok korktum.Gerçekten çok korktum.'Patlamış dudağına rağmen kocaman gülümsedi.
'Ben iyiyim minik sapığım.Çok iyiyim.' Yalan söylüyorsun diyemedim.Bu cümleyi kurduğun sırada güldüğün için.Bana güldüğün için canın yandı da diyemedim.
'Hem bak hala taş gibiyim.Bu morluklar kötü çocuk havası verdi bana.'
'Hım bilemiyorum.'
'Ne o?' dedi şaşkın bir şekilde ve devam etti.
'Başka yakışıklılar mı buldun yoksa?' Şaka mıydı bu soru gerçek mi? Bilmiyorum ama ne saçma soruydu.Bunca zaman sonra onu bırakabilir miydim.
'Salak.'Sesimin oldukça ciddi çıkmasına dikkat ederek devam ettim.Zaten ciddiydim ama hastane yatağında bir de bunun için endişelenmesi gereksizdi.
'Sen yoksun diye ödüm bokuma karıştı.Seni kaybettim sandım.Ölmek istedim ve sen kalkmış bana ne diyorsun.' İçimde oluşan ani bir sinirle derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.
'Ben ölmek istedim.Ben İzmir'i sokak sokak dolaşıp seni bulmak istedim.'
'Sıla.' Ona kızıyordum onun başına ne geldiğini bile sormadan nasıl bir insandım ben.Ne kadar da bencildi bu yaptığım.
'Bora özür dilerim.Sadece çok korktum seni kaybetmekten çok korktum.'
'Korkma sevgilim korkma.Ben-.' Konuşması kesildi ve telefondan görmediğim birine bakmaya başladı.
'Ela, Ela sana anlatacak her şeyi.Özür dilerim ama ama anlatmaya hazır değilim.'
'Sen iyi ol yeter ki.Seni seviyorum.'
'Seni seviyorum.' İşte duymak için deliler gibi beklediğim o cümle. Şimdi o cümleyi duyuyordum, sevdiğim adam hastane yatağındayken.
'Kapatmalıyım.' Kafamı onaylarcasına aşağı yukarı salladım ve telefonu kapattım.
Telefon kapandıktan sonra wp sohbetlerine girdiğimde Ulaş'tan gelen bir sürü mesajla karşılaştım.
Ne zamandır ulaşamadığım her yerde benden kaçan Ulaş'ın mesajları.
--------------------------
Ulaş: Sıla özür dilerim
Ulaş:Bana attığın mesajları okudum.Meriç ve Elayla bana ulaşma çabalarını da biliyorum.Ben sadece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect •TEXTING
RomantizmBora: Beni bekleyen o kişinin sen olduğunu bilmiyordum Bora: Kalbin sahip olduğum tek şey