'Sevgilim' diyerek sessizce fısıldadım.İzmire gece varmıştım Bora bey ise beni beklemeden uyumuştu.
Beni beklemesine kızmam gerekirdi belki ama kızamıyordum bile.Yüzüne yansımış bir huzur vardı.Üstü çıplaktı, İzmir sıcağında buharlaşmamaya çalışıyordu.
Eğer vücudu morluklar kaplı olmasaydı ne güzel manzaraydı.Onun dövmeleri bende apayrı meseleydi.İlk dövmesini yaptırdığı gün nasıl tuhaf hissettiğimi hala hatırlıyorum.
O güzel tenine işlemiş mürekkebe hem sinir olmuştum.Çünkü canının acıma düşüncesinden çok korkmuştum.Dövmesinin bandajı çıktığında o dövmeyi ilk gördüğümde ise daha da aşık olmuştum ona.Tam kaburga kemiğinin oraya yazdırmıştı annesinin adını.Ah güzel çocuk.
'Boraa' çığırarak ona seslendiğimde kafasını yastıktan ağır ağır kaldırdı.Gözlerini kırpıştırarak bir süre etrafa bakındı.Gözlerimiz buluştuğunda ise yüzünde aptal bir sırıtma oluştu.Aptal dediğime bakmayın çok güzeldi, hep güzeldi o.
Ben ona ve gülümseyişinin üstümde bıraktığı sersemlikten kurtulmaya çalışırken kolumdan tutup beni yanına çekti.
Yatakta biraz kayıp benim için yer açtı.Bir elli saçımda ki tokayı çıkarmaya çalışırken diğer elini belime atıp bana sarıldı.Tokayı çıkardıktan sonra tam boynumdan öptü.
Bir dakika boynumdan öptü.Tamam o benim sevgilim ama boynumdan öptü.Bir dakika bir dakika öperken derin bir nefeste mi aldı? Bora öyle ölmem ama füze at.
'Sen iyice alıştın benimle uyumaya'. Bir çocuğu azarlar gibi kurduğum bu cümle duygularımla çekiliyordu.Ben çok memnundum bu durumdan ama az naz yapam dimi.Sevgilim sonuçta.
İçimden kötü kadın kahkası attığım sırada saçlarımın arasına konan buseyle dondum.Bugün kalpten gidecektim ben.
'Seni geç buldum bırakır mıyım? Hem evlenince her gece birlikte uyuyacağız sevgilim.' Evlilik evlilik o ne gülüm?
'Evlilik?'
'Sen bana ilk yazdığında evlenmeyecek miydik kız biz?' Biraz durdu ve devam etti.
'Duygularımla mı oynadın yoksa?' Yüzündeki aptal gülümsemeyle neden bu kadar tatlısın be çocuk.
'Başkaları?' Çatılan kaşlar bir insana bu kadar mı yakışır?Neden her mimiğine aşığım senin neden be Bora?
Belimden tutup beni biraz daha kendine çekti.Sıkıca sarıldı bana başını boynuma gömdü.İşte bu yüzdendi.Kendi soruma vereceğim cevabımı almıştım.
Bora diğer erkekler gibi değildi,o güven veren biriydi.Etrafındaki herkese verecek sevgisi olan her canlıya her görüşe saygı duyan biriydi.Küçükken de böyleydi 22 yaşında hâlâ daha öyle.
O yolda yaralı bir hayvan gördüğünde başını çevirip gitmeyecek biri.O dini ırkı ya da cinsel tercihleri yüzünden karşısındaki insana farklı davranmayacak biri.O çoğu şeyi kabullenip affedebilecek kadar koca yürekli biri.
Brandon'ı bile affedebilecek kadar.
'Sıla' Ağlıyor muydu?Sesi neden titriyordu?
'Bora'
Yapma lütfen ağlama dayanamam.Yıllarca kendi yaralarımı görmeden seninkileri sarmak istedim.Şimdi o yaralara merhem olamamaktan korkuyorum Bora.O yüzden yapma ağlama dayanamıyorum.
'Sıla, gitme olur mu?Sen de gitme.' Bu cümleyle kalbime oturan o ağırlık yıllardır seninde kalbinde değil mi? Ah Bora yaralarla dolu o güzel kalbine vuruldum ben.
'Gitmem Bora.İstesem de gidemem senden' Kolları beni daha da sıkı sararken kalbimi daha da acıtacak o soruyu sordu.
'Gerçekten mi? Söz verir misin bana?' Hala o mezarın başında ağlayan küçük çocuk var değil mi karşımda.Aşık olduğum o küçük çocuk.
'Söz veriyorum Bora.Söz veriyorum kalbim.'
-------------------&-------------&----------
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*ElaYksel*: Hi Bitches!
+@MeriçYksel:Azıcık ingilizcemle hava atam.Artistik pozlar verem
+@MeriçYksel:Ana parası yiyem.Mühtşemusmukanus olan ikizim evde açlıktan duvarları yalasın
+@Mrs.İ:Ama SEVGİLİM YEŞİL ERİĞİM ben sana yaparım ellerimle ;)
+@MeriçYksel: Aha geldi bu bay grey çakması bayan İ ben kaçar
