2. bölüm ~ Yeni öğrenci

522 58 24
                                    

İyi okumalar! Medya: Heaven

***

(Heaven'den)

Aynada gördüğüm şeyden sonra kafamı toplamam epey zamanımı almıştı. O şey ben olamazdım, ben o kadar kötü kahkahalar saçmıyordum hiçbir zaman etrafa. Ve... İnsan kanı olamazdı üstümde.

"Tamam, artık kendine gel, okula vardık."

Hala gelmemize rağmen direksiyondaki elimin üzerine biri dokunduğunda düşüncelerimden ayrılıp "Bence de. Hadi inelim, sadece yorgunluktan olan bir halüsinasyondur..." diyerek kendimi ve onu kandırmaya çalıştım. Ama zihninden onun da bu yalana inanmadığını okuyabilmiştim.

Arabadan indiğimiz an park yerinin yanında hararetli şekilde bir şeyler konuşan Stiles ve Scott'ı görmemizle birlikte onlara doğru yürüdük.

"Merhaba, çocuklar, ne konuşuyorsunuz bakalım?" diye Lia kolunun tekini Scottın omuzuna attı. Scott buna gülümseyerek karşılık vermişti, ama Stilesın yüzü garipti.

"Stiles?" diye altı çökmüş gözlerine baktım. Elimi yanağında gezdirerek "Ne oldu?" diye sorduğumda derin bir nefes aldı.

"Kabuslar görüyorum, ama sanki gerçekmiş gibi. Biz de az önce bunları konuşuyorduk Scott'la."

Dediği şeyle gözlerimi kısarak Liaya baktım. İkimiz de aynı şeyi düşünmüş gibi kaşlarımız havalanmıştı hayretle.

"Hey, yoksa siz de..."

"Heaven bugün aynada kendi yansımasının onunla konuştuğunu görmüş, Scott." diye Lia bir çırpıda başıma geleni söyleyince arkadan bir ses "Yalnız değilsiniz, çocuklar." demişti.

Lydia ve Allison endişeli bakışlarla karşımızda durmuş, bize bakıyorlardı. "Ben bugün Kate'i gördüm. Gerçek gibiydi ama kapıdan çıktığımda kendimi bu okulda buldum." diye Allison konuştuğunda gözlerimiz Scott'a dönmüştü. Aramızda başına bir şey gelmeyen sadece o kalmıştı.

"Galiba alfa olduğum için başıma hiçbir şey gelmiyor."

"Öyle bir şey olamaz, Scott. Bugün kendini koruman gerek." diye Stiles endişeyle nefesini dışarı üfledi. İşte bundan nefret ediyordum. Her şey düzelmişken, kötü şeyler olmaya başlıyordu.

"Zil çaldı. Derslere dönmemiz gerek şimdi." diye Lydia hepimizi arkasından sürüklemeye başlayınca mızmızlanarak okulun kapısından içeri girdim. Başımıza kötü şeyler gelse bile hala okuldan ve derslerden nefret ediyordum.

***

Hep oturduğumuz yerlere geçmiştik. Ben önde, Stiles arkamda, Lia paralelimdeki sırada, Scott'sa onun arkasındaydı. Lydia ve Allison resim dersinde, bizse şu an Tarih dersindeydik. Öğretmenimiz değiştiği için onun gelmesini beklerken, diğer taraftan da yeni çocukları tarıyordum. Bu sene de okula az uğradığımız, ve sınıflarımızın bile değiştiği için çocukların çoğunu tanımıyordum.

"Ne çiziyorsun yine?" diye yan sırada oturan Lia'ya tüm bedenimi döndüm. Yine kafasını küçük resim defterine gömmüştü.

"Seni." dedikten sonra defteri çevirerek bana gösterdi. Küçük bir portre olmasına rağmen çok güzeldi, ve gözlerimin içini kırmızı kalemle boyamıştı. Ona bakıp, gülümsedim ve "Olduğumdan daha güzel çizmişsin." diye mırıldandım.

Duyduğu şeyle kaşları çatılmıştı. Sinirle masasındaki kalemlerden birini bana fırlatarak "Kapa çeneni!" diye tısladı. Buna Stiles ve Scott gülerken, Lia onlara da sinirli bakışlarını atarak elindeki kalemleri gösterdiğinde Scott "Tamam, tamam, sert kız." diyerek ellerini pes edercesine kaldırdı.

Blood and Revenge 3: İlahi oyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin