12. bölüm ~ Ayrılık.

354 45 8
                                    

İyi okumalar! Medyayı izlemenizi öneririm.

***

(Lia'dan)

"Harika! Scott hala aramalarıma cevap vermiyor!"

Telefonu sinirle kapatıp cebime yerleştirdim. Aynı şekilde Lydia Aiden'ı, Stiles'sa Heaven'i durmadan arıyordu, ama hiç biri sanki bilerekten telefonlarını açmıyorlardı.

"Başka çaremiz kalmadı..." diye Stiles fısıldayıp, yüzüme baktığında ne demek istediğini anlamıştım. "Bunu yaparsak Koçtan çok büyük bir azar yiyeceğiz, bunu biliyorsun, değil mi?"

"Bunu göze alabiliriz..." dediğinde kafamla onayladım. Bir azar arkadaşlarımızdan daha önemli değildi.

"Artık siz ikinizin o inek beyinlerinden ne geçtiğini öğrenebilir miyim?!"

Lydia ikimize de sinirle baktığında ona dönüp "Boş zamanlarında tarih araştırmaları yapıp, kimya ve fizik dersinden tam not alan ve 3ten fazla dil bilen biri bize inek mi diyor? Ciddi misin?" diye tek kaşımı kaldırarak onu izlemeye başladım.

Stiles ikimizin de sözünü keserek "Hadi artık, oraya gidelim!" dedi ve önden yürümeye başladı. Lydia'nın daha fazla soru sormasına fırsat vermeden kolundan çekiştererek Stiles'ın arkasından yürümeye başladım.

***

"Evet, hadi, yap şunu artık!" diye çemkirmeme rağmen Stiles tedirgin görünüyordu.

"Bu tam bir delilik..."

Lydia'nın söylediklerine aldırmadan Stiles'a gözlerimle "Hadi." diye işaret ettiğimde sonunda yapmıştı. Parmaklarını kırmızı acil düğmesine bastığı zaman tüm okulda yangın alarmları ötmeye başlamıştı.

Yangın alarmı sesini duyan çocuklar teker teker okuldan çıkıp, uzaklaşmaya çoktan başlamışlardı bile. Zaten sabahtan beri korkuyla derslerinde oturuyordu hepsi, bir şey olmasını ve bu okuldan çıkmalarını bekliyorlardı.

"Evet, yaptım!" diye sevinçle bağırdığında Stiles'ı pek duyamamıştım. Daha çok arkasında duran ve öfkeyle bizi süzen Koç'a takılmıştı gözlerim. O kadar öfkeli görünüyordu ki, sanki gözlerinden alev çıkacaktı.

"STİLİNSKİ!" diye Stiles'ın kulağının dibinde bağırınca Lydia'yla bir kaç adım geriye attık. Sonraysa arkamıza bile bakmadan Stiles'ı orada bırakıp, koşmaya başladık.

Ne? Koçun tersi çok kötüydü!

Nefes nefese dışarı koştuğumuz sırada bir kaç kişinin daha bize katılmasıyla rahat bir nefes almıştık. Scott, Heaven ve Isaac bizimle birlikte merdivenleri inip, bahçeye çıktı.

Soluklanmaya çalıştığımız sırada Heaven kaşlarını çatıp, etrafa bakındıktan sonra bana dönerek "Stiles nerede?" diye sordu. Scott da onu onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

"Gözüme görünme, Stilinski ve diğerleri!"

Koçun bağırtısıyla birlikte deli gibi sıçramıştık. Stiles'ın kulağından çekiştirerek bir çocuk gibi yanımıza getirmişti.

"Her şeyde sizin burnunuzun olmasından çok sıkıldım artık. Eğer sizi grupunuzu – Parmağıyla bizi gösterdi- Bir daha ortalıkta görürsem, tam 4 saat durmadan koştururum. Anladınız mı beni?! Şimdi, hepiniz evinize! Hemen!"

Koç bunu söyledikten sonra hepimize "Gözüm üzerinizde" bakışı atarak yanımızdan uzaklaşmıştı. Ve uzaklaştığı an hemen ilk yaptığım şey Heaven'i sorgulamak olacakken, Heaven sözümü keserek:

Blood and Revenge 3: İlahi oyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin