2.Bölüm

8.5K 284 13
                                    

ABİLER SEVMEK İÇİNDİR

1 Mayıs 2021

•2.Bölüm•

"Gözlerinin kahve tonları aynıydı, değişmemişti."




Daha fazla duramayacağımı anlayıp ayağa kalktım. Üzerimi düzeltip kısa saçlarımın üzerinde ellerimi aşağı doğru gezdirdim. Kabarması en sevmediğim şeydi benim için.

Koltuğun üzerine örttüğümüz örtülerin dağıldığını görünce bıkkınca nefes verdim. Eğer burayı toplamadan gidersem babaannem "Ev misafir gelmeye müsait hâlâ etrafı dağınık bırakıyor," adlı türküsü ve daha nice bunun gibi türkülerini bana sunardı. Durduk yere azar işitmek şu an isteyeceğim son şey.

Kalktım koltuğu düzenlemeye başladım. Açık pembe koltuğun üzerine örttüğümüz kahverengi örtüyü ilk sarkan uçlarının boyutuna göre ayarlamaya başladım. Babaannemin sinir olduğu saçma takıntılardan biriydi. Bazen eline cetvel alıp santim santim hesaplayacak diye korkuyordum. Geçenlerde sırf mutfak tezgahında kirli bir tane bardak kaldığı için demediğini bırakmadı. Her an misafir gelebilir ve mutfağa girebilirmiş. Tüm köyün derdi bizim evin temizliği.

Üçlü koltuk bitince tekli koltuklara geçtim. Her ikisinide özenle düzledikten sonra soluma döndüm. Diğerlerine kıyasla dağılmayan koltuğun örtüsünü düzlemeye geçtim. İşim bitince tuttuğum nefesimi bıraktım. Evin temizliğinden daha büyük sorunlarımız vardı.

Başımı balkon kapısına çevirdim. Belki hava alsam iyi gelirdi. Hem çatıya çıkıp Deniz'in yanına giderdim. Üstelik yapacak bir işimde yoktu. Babaannem ya da dedem neredeydi acaba? En son biz içeri girdiğimizde dedem yakınarak dışarı çıkıyordu. Babaannem çoktan misafir ağırlama hizmetlerine başladığını düşünürsek, evin kirli bir yeri var mı diye bakıyordur. Her gün süpürülen günde iki kere silinen ev bence temizdir.

"Ada! Kız Ada! Kime diyorum?!"

Biri babaanneme adımın Ada değil Dünya olduğunu söyleyebilir mi? Ben neredeyse on sekiz senedir pek bir şey öğretememişim de.

Nerde küçük bir toz tanesinin olduğunu merak ederek odadan çıktım. Hava almama bile izin yoktu. Büyük dikdörtgen kolidorda babaannemin "Ada!" haykırışlarının nerden geldiğini duymaya çalıştım. Banyonun hemen sağına düşen odadan geliyordu. Misafir odasından.

Giydiğim kazağın kollarını avucuma kadar çekerken odaya adımladım. Kalbim o kadar hızlıydı ki sesinin dışardan duyulduğuna emindim. Sağ kolumu hava kaldırıp elimi dışarı tamamen çıkardım. Sol elimi yumruk yaptığımı yeni fark ediyorum. Sağ elimin işaret parmağının eklem yeri ile kapıya iki kez vurdum. Elimi kendime çekip gözlerimi kapattım.

"Sonunda Ada! Sonunda!"

Babaannemin sesi kulaklarıma gelince gözlerimi açtım. Kapının kulpunu kavrayıp vakit kaybetmeden indirdim. Sağ ayağım ile içeriye girip kapıyı aralık bıraktım. Başımı en yavaş haliyle kaldırıp babaannemi aradım. İki kişilik misafir yatağının başında durmuş bastonunun ucu ile yatağı gösteriyordu. Gözlerim odanın köşesinde ayakta duran ikiliye kaydı. Bir saniye kadar sürmeden babaanneme baktım. Yüzlerini bilmemek hayal etmemi zorlaştırıyordu.

"Kızım hadi çarşafları değiştir güzelce." Babaannem Allah'tan bir kaç gün önceden geleceklerinden haberi yoktu. Yoksa bu odayı günde on vakit temizletirdi.

"Zahmet etmeseydiniz, biz değiştirirdik." Duyduğum sesle nefesimi tuttum. Benim merak ettiğim bu ses değildi, onun, abimin sesiydi merak ettiğim. Yine de kulaklarım bu sesi de duymayı beklemiyordu. Naif, hoş bir ses tınısı vardı. Kulağa hoş geliyordu. Neyse beni ilgilendirmez.

ABİLER SEVMEK İÇİNDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin