ABİLER SEVMEK İÇİNDİR
1 Mayıs 2021
•3.Bölüm•
"Sizler olmadan nefes almaya korktum"
Korku insana her şeyi yaptırabilir, yaptırmayadabilir. Anlaşılması açısından bir örnek verebilirim. Bir kız düşünelim. Bu kızın abisi çatıda. Kızın abisinin yanına çıkması lazım. Bu hikayede ki sorun; kızın yükseklik korkusu olması. Şimdi kızımız yukarı çıksa korkudan ölebilme ihtimali arasında yukarı çıkana kadar hatim indirme olasılığı var. Çıkmadığı takdirde, vicdan azabından ölecek. Kızımız her türlü ölebilir.
O hikayede ki çaresiz kız benim.
İlk önce ellerimin kavradığı merdivene daha sonra çatıya baktım. Bazen Deniz'in esnek olmasına sinir oluyorum, şu an mesela.
Ellerimle üçüncü tahtayı sıkıca kavradım. Sağ ayağımı ilk tahtaya koydum. Sakin ol! İlk kez çıkmıyorsun ya! İlk kez tek başıma çıkıyorum. Sol ayağımı ikinci tahtaya koydum. Dengede durduğuma kanaat getirip ellerimle dördüncü tahtayı kavradım. Sağ ayağımı üçüncü tahtaya koydum. Ellerime bakıp bir üst tahtaya doğru uzattım. Ellerim beşinci tahtayı kavrarken sol ayağım dördüncüye koydum. Diğer yandan bildiğim tüm duaları ediyordum.
Aşağı bakmayarak sekizinci tahtayı geçince çatıya çıktım. Yağmur oluklarından tutunarak aşağı baktım. Gördüğüm yükseklik beni korkutsada çıktığım için gurur duydum. Umarım Deniz inmem için yardım eder.
Kollarımı iki yana açarak dengemi sağlamaya başladım. Bacaklarım titrerken gözlerimi metrelerce uzak da ki dağa diktim. Tamamem ayaktayken gözlerimi dağdan çektim fakat bacaklarım hâlâ titriyor. Keşke ayakkabı giyseydim. Neden terlik giydim ki? Burda yürümesi de zor olurdu. Ah Deniz, ah!
Şimdi Deniz'in evin hangi cephesinde olduğunu bulmalıyım. On iki odası ve büyük bir kolidora sahip olan evin metre karesi oldukça fazla. Acaba çatıya çıktığımı biri gördü mü? Kafamı sağa sola çevirip kimse var mı diye baktım. Kimse yoktu. Köyün "Ayaklı Gazete" olarak nitelendirilen dedikoducu teyzesi, Hamide teyze bizim komşumuz olur. Rabbim düşmanımın başına böyle komşu vermesin.
Hava sıcak olduğu için gölge olan tarafta olduğunu düşünerek ilerlemeye başladım. Arada sırada tökezleyerek, terlik ayağımdan üç kere çıkarak, bir kaç kiremit kırılması yaşayarak, belki bir kaç saniyelik bir farkla aşağıdan geçen dedemin kafasına kiremit düşürmemeyi başararak sonunda görüş açıma Deniz'in girmesini sağlamıştım.
Yanına gidip oturdum. Olduğu cephe köy yoluna bakıyordu. Dikkatlice baktım yüzüne. Burunun ucu kızarmıştı. Kirpikleri ıslanmış, gözleri yorgun bakıyordu. Yüzünü ekşitmiş, olduğu durumdan hoşnut değil gibiydi.
Onun gibi bakışlarımı köy yoluna diktim. "Neden geldin," dedi boğuk çıkan sesiyle.
Yüzümü yüzüne çevirdim, bana bakıyordu. "Biz küçük kardeşler, bazen abilerimizi merak ederiz. Bende küçük kardeş olarak görevimi üstlendim ve abimi merak ettim."
Omuz silkti. "Tek abin ben miyim? Diğer ikisi yetmiyormuş gibi diğerinde geldi." Sesinden kıskançlık ve kin akıyordu.
Aramızda ki mesafeyi kapatıp yanına yaklaştım. Başımı omzuna koyup yüzüne baktım. "Sanırım ben en çok Deniz abimi seviyorum."
"Yalancı," deyip yüzünü çevirdi. "Eminim onları daha çok merak ediyorsundur."
Gözlerimi devirdim. "Geldin on sekiz yaşına hâlâ beni Rüzgar ve Okyanus'tan kıskanıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLER SEVMEK İÇİNDİR
Roman pour Adolescents2024 yılından yazar tavsiyesi: 15 yaşında bir anlık gazla yazılmış bir kitaptır. İlk paragraftan anlamazsanız okumanız tavsiye edilmez. Tuhaf bir aile, Üç abi, Sonradan ortaya çıkan bir abi daha, Sonradan öğrenilen abinin yanında promosyon olarak bi...