4.Bölüm

5.1K 274 62
                                    

ABİLER SEVMEK İÇİNDİR

1 Mayıs 2021

•4.Bölüm•

"O küçük, tavşana sahip çocuğa, büyüyeceğiz, dediğim sabaha darıldım."

Merdivenleri hızlıca çıkıp balkonda oturan babaannemin yanına gittim. Deniz beni indirdikten sonra tavuklara bakma bahanesiyle yanımdan ayrıldı. Yalnız kalmak istediğini bildiğim için ses etmedim. Ona iyi gelmediğimi biliyorum, belli mi olur, belki kendi kendine bu konu da ilaç olur. Olduğumuz durumda hiç birimiz, birimize ilaç olamayız, hepimiz yaralıyız.

Babaannem avlunun giriş kapısına kısa ve anladığım bir bakış atıp bana baktı. "Geliyor Ayaklı Gaste! Aman kızım şunun ağzına laf verdirme!  Uşaklara söyle hiç biriniz gelmeyin balkona, nazarı değer bunun. Laf almaya geliyor aklı sıra. Ben laf verdirir miyim ona?!"

Babaannem söylenmeye devam ederken kafa sallayıp içeri girdim. Salondan geçip kolidora çıktım. Mutfağa girip çaydanlığın altına su doldurup tüpe koydum. Deniz ve Rüzgar gelmezdi. Okyanus'a ve onlara çıkmamalarını söylemeliyim.

Mutfağın karşındaki Okyanusların odasının kapısının önünde durdum. Sağ elimin işaret parmağının eklem yeri ile kapıya iki kez vurdum. İçerden gelen hafif müzik sesi sustu. Çok geçmeden cevap geldi. "Gelebilirsin."

Kapıyı açıp içeri girdim. Sırtım ile geriye giderek kapıyı kapattım. Ortada olan yatağına yatmış Okyanus'a baktım. Genelde odaya biri girdiğinde toplanma gereği duyardı. Şu an umrunda bile değil. Soluna düşen Rüzgar'ın yatağına oturdum. Bana baktı.

"Bir sorun mu oldu?" dedi endişeyle.

Kafamı iki yana salladım. "Bir sorun yok. Hamide teyze gelmişte, babaannem göz önünde durmasınlar, dedi." Kafa sallayıp, gözlerini kapattı. Kafasını yastığa koydu. "Okyanus," sesimi yumuşak tutmaya çalışarak. Gözlerini hafif açarak bana baktı. "İyi misin?"

Bir şey demedem gözlerini kapattı. En sevmediğimiz şey yalandır. Sözlerimizin yalan olduğunu anlarız, gözlerimiz, duruşumuz, bizi ele verir. Birbirimizin davranışlarının ne anlama geldiğini çok iyi biliriz.

Gözlerini kapattı, dinlenmem gerekiyor, dedi. Kafasını yastığa koydu, düşünmem gereken şeyler var, dedi. Bileğini ters çevirerek anlına koydu, bu kabus ne zaman biter, dedi. Bense sustum. Susmamdan ne anladığını biliyorum.

"Şey..." Gözlerini kısık açıp bana baktı. "Onlara sen söyler misin? Yani göz önünde durmamaları gerektiğini."

Kapattı mavilerini. "Seninde abin git de, insan yemiyordur bence."

Yanımda ki yastığı kafasına geçirdim. Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı ama sadece bir saniye sürdü. "Onları tanımıyorum bile," diye çıkıştım.

Omuz silki, omuz silkme olayı bize bence genetik. "Bana ne. Gerektiği müddetçe beni rahatsız etme Fare."

"Yanında arkadaşı var, üstelik dinleniyorlar sen gir."

"Bizim arkadaşlarımızla gayet iyi anlaşıyordun. Hem dinleneceklerine inanıyor musun?"

"Sizin arkadaşlarınız yok Okyanus."

Yataktan bir anda kalkmasıyla sıçradım. "Sabır Ya Rabbim! Beni sınamak için mi geldin Dünya'ya Dünya." Bir iki saniye durdu. Kurduğu cümlenin tuhaflığını fark edip bana sinirle baktı. Dinlenmesi gerektiğini düşünüp sessizce odadan çıktım.

ABİLER SEVMEK İÇİNDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin