21.Bölüm

1.5K 97 30
                                    

ABİLER SEVMEK İÇİN

4 Mayıs 2021

•21.Bölüm•

"Zaman farklıydı fakat çaresiz küçük çocuk hiç büyüyememişti."

Sıkıntıdan ne yapacağımızı bilemez şekilde etrafa bakıyorduk. Deniz'in çıkmasına bir saat vardı. Boş sahaya gelmiş öylece oturuyorduk. Kimse yoktu sadece Evren ve ben vardık. Hava çok sıcak olmasada bunaltıcıydı.

"Daha ne kadar bekleyeceğiz," dedi Evren.

Omuz silktim. "Yaklaşık bir saat daha," diyip boş sahaya bakmaya devam ettim.

"Var mısın?" dedi. Ne dediğini anlamak için yüzüne baktım. Başı ile basketbol sahasını gösterdi.

Koşmamam ya da bedenimi zorlamamam gerektiğini söylemişti babam. Az önce koştuğumda bile kendime gelmem yarım saatimi almıştı. Evren bir şeyim olup olmadığını sormuştu. Cevap veremedim çünkü bende tam olarak neyim olduğunu bilmiyorum.

"Boyun kaç?" dedim.

İlk önce kaşlarını çattı. "1.84 falan," dedi. Aramızda yirmi dört santim var. Oynarsak beni kesinlikle yenecek. Peki zoru sever miyim?

"Topu bul oynayalım," dedim.

Başını sallayıp ayağa kalktı. Sırt çantamı çıkardım. Ayağa kalktığımda Evren karşımda basketbol topu ile duruyordu. "Nerden buldun?" dedim şaşırarak.

"Bir bildiğimiz var ki, teklif ediyoruz," dedi egoyla. Gözlerimi devirip sahaya ilerledim. Arkamdan geldi.

"Oynayacağız fakat küçük bir kural koyalım," dedi bir anda.

Ne sandın Dünya? Babanın oğlu mu? Seninle neden durduk yere oyun oynasın?

"Oynayalım o zaman?" dedim. Bu işte bir şey var sanki, hayırlısı.

"Oynarken susmak yok," Bu muydu yani?

"Tamam," dedim.

Demez olaydım. On dakikadır oynuyoruz ve bitmiş durumdayım. O kadar çok konuştuk ki on dakika içerisinde çenem ağrımıştı. En büyük sorun şu; ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Umarım söylememem gereken bir şey söylememişimdir.

"Yeter," dedim yere uzanarak. Nefesimi düzene sokmakmaya çalıştım ama nafile. Gelip aramızda bir adım kalacak şekilde uzandı yanıma. Oruç oruç neden oynadık ki? Allah'ım akıl yağdırırken basketbol topunu kafamıza mı tuttuk?

"Sende bir şeyler var," dedi bana bakarak. Yüzüne baktım.

"Ne gibi?"

"Sen hiç iyi değilsin. Oruç olduğun için kolay yorulursun ama neredeyse hiç hareket etmedin. Ben yirmiden sonra attığım basketleri saymadım. Sense topa elini sürmedin. Senin iyi olduğunu kimse bana kanıtlayamaz."

Omuz silkip turunculaşan havaya baktım. "Kimseyi inandırmak gibi bir zorunluluğum yok."

"Bu halinle bir şey inandıramazsın zaten."

ABİLER SEVMEK İÇİNDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin