"Dedin ya Azat Ağa Şahmaran sözü olsun istediğini yapacağım. Senden istediğim ailem ile konuşmama müsade edeceksin ve ben konuşurken ağzını bile açmayacaksın."
İşte şimdi ölüm emrini imzalamıştım. Eğer bugün buradan sağ çıkarsam ben artık bir daha hiç ölmezdim.
Azat Ağa hışım ile yerinden kalktı. "Ulan sen ne diyorsun ?" Herkes ayaklanıp yanımıza ulaşmıştı. Azat Ağa'nın bana bir şey yapmasından korkuyorlardı.
"İsteğimi söylüyorum Azat Ağa," kararlı idim. O zaman iddiaya gitmeyecekti. "Benan elimde kalacaksın. Sus git seni yemin ederim öldürürüm," dedi Azat Ağa.
Umursamaz bir tavırla "Ben zaten her gün ölüyorum gözünüzün önünde. Kafama sıksan ne farkeder," dedim. Korkmuyordum artık çünkü yaşayacak olduğum her şeyi yaşamıştım.
"Ulan," Azat Ağa üstüme yürüdüğünde hızla geriye bir adım attım. "İddiaya gitmeyecektin o zaman Azat efendi. İster sözünün eri ol ister kaypak bir adam ol senin seçimin," bu dediğim ile Azat Ağa daha da sinirlendi.
"Oğlum bir sakin ol. Konuşsun bırak kız," dedi Mervan Baba. Azat Ağa hiddetle başını olumsuz anlamında salladı. "İyi tamam konuş ama şunu da unutma..." bileğimi hızlıca sıktı.
Canım fazlası ile yanmıştı. "Bundan sonra asla karşında eski Azat olmayacak. Senin düşman ailenin kızı olduğunu ne unutacağım ne de sana unutturacağım," dedi. Bazen kelimeler öldürür insanı dedikleri bu olsa gerekti.
Gözümden yaş akmıştı. Acı ile gülümsedim. Azat Ağa telefonunu bana uzattı ve "Hoparlör açık olacak," dedi. Başımı salladım ve numarayı girdim. Çok heyecanlı idim uzun zaman sonra ilk defa ailemin sesini duyacaktım.
Telefonun açılması ile annemin sesini duydum. "Buyrun kimsiniz ?" Gözümden yaşlar deli gibi akıyordu. O kadar çok özlemiştim ki onları.
"Aaa-anne," sesim titriyordu. Annem feryat etmeye başladı. "Ninni kızım, Benan'ım," dedi. Nefes alamadığımı hissettim. "Annem ağlama git herkesi çağır. Hepinizin sesini duyayım vaktim az," dedim.
Annem herkesi telefonun başına topladı. "Babam iyi misin ? Sana iyi davranıyorlar mı güzel kızım ?" dedi babam.
"İyiyim babam ben. Çok iyi davranıyorlar bana siz beni merak etmeyin."
"Abim emin misin o Azat iti senden çıkarmıyor dimi hıncını ?" Boran abimin dediği ile gözlerim Azat Ağaya kaydı. Gözlerindeki nefret değildi bu daha ağır bir duygu idi. Hızla elini yumruk yapıp duvara geçirdi.
Korkmuştum deli gibi ama belli etmemeye çalışıyordum. Bugün emin oldum bizi Azat Ağa'nın nefreti bitirecekti.
"Yok abim bana hiçbir şey yapmıyor aksine herkesten daha iyi davranıyor." Yalan söylemiştim. Diyemiyordum onlara acıdan ölüyorum diye. Bu içimdeki yangın beni öldürüyordu ama ben ağzımı bile açamıyordum.
"Yalan söylüyorsun güzelim seni çok iyi tanıyoruz biz. Benan abim bizi affet sana bunu demeye yüzüm yok ama affet abim," Baran abimin dediği ile gülümsedim. Doğru ya acıdan ölmemin sebebi Baran abimdi.
"Abim ben sizi çoktan affettim. Sizde kendinizi affedin. Mutlu olun benim yerime," dedim. Çünkü ben her türlü bu yaşananların bedelini ödeyecektim bari abimler mutlu olsun.
"Benan çok özledim kızım seni. Sen nasıl karılık yapıyorsun Azat'a hiç senlik durumlar değil bunlar," dedi Berfin. Kahkaha atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin gelini
Random"Gün gelecek beni yaktığın cehennemde seni öyle bir yakacağım ki Azat Ağa ayağıma gelip aman desende seni asla affetmeyeceğim." "Bekleme çünkü o gün hiçbir zaman gelmeyecek. Ben düşman ailemin kızına tek bir gün bile aman demeyeceğim." Adam bunlar...