"Benan bana bak. Kabus görüyorsun."
"Dokunma bana, istemiyorum."
"Kimse sana dokunmayacak bir daha buna asla izin vermeyeceğim. Kalk hadi kabus Benan."
Yataktan sıçrayarak uyandım. Derin derin nefesler almaya çalışıyordum. Çok terlemiştim.
Azat Ağa kollarımdan tutarak beni kendine çekti. "Sakin ol bak kabus gördün." Kabus gibi değildi sanki gerçekti.
Azat Ağa kendini geri çekti ve bir bardak su uzattı. Suyu yavaş yavaş içtim. Artık kendime geldiğimi hissettiğim de yataktan kalktım.
"Balkona çıkmak istiyorum." Azat Ağa başını salladı ve balkon kapısını açtı. Kendimi balkona attım ve derin derin nefesler almaya başladım.
Uykum kaçmıştı artık. Azat da peşimde heba oluyordu. "Sen uyu istersen ben bakarım başımın çaresine uykum kaçtı zaten."
"Saçmalama Benan. Benimde uykum yok zaten. Yaptığın yemeklerden atmadığın varsa yiyelim mi ister misin ?"
Başımı olur anlamında salladım zaten fazla açtım. İkimiz beraber mutfağa indiğimizde buzdolabını açtım. Sadece çikolatalı pastam vardı. Azat'a heyecan ile gösterdiğimde aklıma onun tatlı sevmediği gelmişti.
Masaya pastayı koydum ve Azat'a da bir çatal çıkardım tabağa gerek yoktu. Azat Ağa masaya geçtiğinde bende tam karşısında bulunan sandalyeye kendimi attım.
"Çikolatalı pasta yarışı yapalım mı ?"
"O ne ?"
"Bak şimdi ellerini arkada birleştiriyorsun sonra ağzınla pastaya yumuluyorsun."
"Saçmalama Benan. Çocuk musun sen çatalla insan gibi ye." Azat Ağaya gözümü devirdim ve kendi kendime yarış yapma kararı aldım.
"Ağzım ile yumulcam bir çatal alacaksan al Azat Ağa."
"Ben sevmiyorum tatlı türü şeyleri sen yumul karıcım hadi." Keyfin bilir bakışı atıp 3 2 1 diye saydım.
Pastaya kendimi gömdüğümde her yerim batmış durumda idi. Yani ağız ve burun çevrem batmış durumdaydı.
Gerçekten çok güzel yapıyordum bu pastayı. Kafamı pastadan kaldırdığımda Azat Ağa telefonuna beni çekiyordu. Kahkaha atmayı da ihmal etmiyordu.
"Benim minik karım pastaya yamulman bittiyse gel şu ağzını silelim." Başımı salladım ve dilim ile ağzıma bulaşan pastanın çoğunu almaya çalıştım.
Azat Ağa sandalyemden tutup beni kendine doğru çekti. "Çok mu güzeldi pasta bu kadar iştah ile yediğine göre." Başımı heyecan ile salladım. "Tadına bakmak ister misin ?"
Azat Ağa başını salladı onu çatalı uzattım. Azat Ağa çatalı almak yerine dudağımdaki çikolatalı pastadan kalan yerleri yemeye başladı. Burnumda olduğu için orada kalan pastayı da almıştı.
Geri çekildiğinde gözleri fal taşı gibi açılmış ben ile karşılaştı. "Baya güzelmiş tadı," dedi.
"Beni sevmediğin sürece lütfen bana dokunma Azat Ağa. Çünkü ben o kadar güçlü değilim. Beni sevmediğini bile bile bana dokunmana izin verecek kadar güçlü değilim."
Azat Ağa başını salladı. Haklıydım o da bunun farkında olduğu için bir şey diyemedi. "Çay yapacağım içelim mi ?" Azat Ağa yüzüme gerçekten mi diye baktığında çayı hemen koymuştum.
Tekrar masaya geçtiğimde Azat Ağa söze girdi. "Neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun ? O kadar dayak yedin o adam seni..." Sustu hiçbir şey diyemdi. Olayı kabullenemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin gelini
Diversos"Gün gelecek beni yaktığın cehennemde seni öyle bir yakacağım ki Azat Ağa ayağıma gelip aman desende seni asla affetmeyeceğim." "Bekleme çünkü o gün hiçbir zaman gelmeyecek. Ben düşman ailemin kızına tek bir gün bile aman demeyeceğim." Adam bunlar...