17. bölüm

8K 208 50
                                    

Kaç kere kabuslarımdan ağlayarak uyandım sayısını bilmiyorum. Her seferinde benimle birlikte Azat da uyanmıştı ya da uyanıktı bilmiyorum.

Gözlerimi açtığımda saat 14.00 olmuştu. Bu kadar çok mu uyumuştum ben ya ? Yaşadıklarımdan sonra gayet normal aslında bu kadar çok uyumam.

Yataktan hafifçe doğruldum. Azat etrafta görünmüyordu. Yavaşça yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim. Yaşanılan olaylardan sonra ilk defa bakacaktım kendime.

Üstümdeki her şeyi çıkardım sadece iç çamaşırlarım kaldığında aynanın karşısına geçtim.

Bu ben olamazdım. O yüzü hep gülen insanlara mutluluk saçan, her düştüğünde yerden daha mutlu kalkan kız yoktu aynanın karşısında. Yıkılmış hayattan nefret eden bir kız vardı.

Dudaklarımdan bir çığlık koptu. Sonra hemen elim ile ağzımı kapattım.

Tekrar aynaya baktığımda yediğim dayağın izleri duruyordu. Alnım morarmıştı. Ağzım paramparça olmuş durumdaydı, kaşım patlamıştı. Sıra vücudumu incelemeye gelmişti.

Karnım morarmıştı yediğim tekmelerden, ayaklarımda kendimi yere atmamdan morarmış durumda idi. Koluma baktığımda onun da bacağımdan bir farkı yoktu. Göğüs kısmında diş izleri vardı. Aklıma gelen ile bağırmaya başladım.

Kendimi durdurmaya çalıştıkça olmuyordu. Atak mı geçiriyordum acaba ? Nefes almayı deniyordum ama başaramadım sadece bağırıyordum.

Kapının açılması ile Azat koşarak yanıma geldi. Kolları ile sıkıca beni sardı ve nefes almamı istedi. Deniyordum ama olmuyordu. Beni kucağına alıp balkona çıkardı. Yavaş yavaş nefes almaya başladım yeşilliklerin arasında.

"İyi misin bana bak Benan Şahmaran ?" Başımı salladım ve nerede olduğumuz aklıma gelince "Üstüm uygun değil beni içeri bırakır mısın ? Bir gören olacak yoksa."

Azat Ağa üstüme bakış attığında üstümü yeni fark etmiş olmalı ki dudaklarından bir küfür firar etti.

Beni hemen içeri bıraktı. Bana ne olduğunu anlamak ister gibi baktığında başımı göğsüme çevirdim. Azat Ağa da bana uyum sağlayarak gözlerini göğsümdeki ısırığa çevirdi.

Gözleri büyümüştü. Elini yumruk yapıp duvara geçiriyordu. Onu öyle görünce daha çok korkmuştum. "Sikeceğim onu yedi sülalesinini sikeceğim hem de sana bunu yaşatan herkese yaşadıklarının daha beterini yaşatacağım."

"Yapma korkuyorum," dudaklarımdan fısıltı şeklinde çıkan kelimeler ile durdu Azat. Yanıma geldi ve beni kendisine çekti. "Krem sürelim mi yaralarına sonra üstünü giydiririz olur mu ?" Başımı salladım.

Azat Ağa çekmeceleri kurcaladı ve eline bir krem alarak yanıma geldi. "Kremini sürebilir miyim ? İzin veriyor musun ?" Başımı salladım ve Azat Ağa yavaşça her yerime kremi sürdü.

Canımı acıtmak istemediği belli oluyordu naif dokunuşlarından keşke kalbime de bu kadar naif olsan be adam.

"Gel şimdi üstünü giydirelim."

"Hayır ilk önce kapatıcı ile kapatacağım bende bıraktıkları izleri sonra giyineceğim." Azat Ağa başını salladı.

Şifonyerden kapatıcımı aldım ve göğsümde bulunan morluğu kapattım sonra yüzümdeki kolumdaki bacağımdaki morlukların hepsini kapattım.

Beyaz boğazlı body üstüne mavi bir sweatshirt geçirdim. Altıma da beyaz eşofmanımı giyim. Saçımı da yanlarından alarak arkada birleştirdim.

Mardin gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin