32. bölüm

6.8K 203 27
                                    

"O OROSPU ÇOCUĞUNUN BELASINI SİKMEZSEM BENDE AZAT ŞAHMARAN DEĞİLİM."

Avlu da ağlayanlar ve bağırıp çağıran insanlar vardı. Sadece ben ne tepki vereceğimi bilemedim. Ne yapacağımı bilemedim öylece dona kaldım. Ölüm fermanı imzalanan insanlar nasıl olursa öyleyim.

"Ölmemiş miydi baba bu adam ?" Sesler birbirine giriyordu net bir şekilde anlamıyordum çıkan sesin kime ait olduğunu.

"Öldü diye biliyordum."

"ÖLECEK AMA O OROSPU ÇOCUĞU BENİM KARIMA DOKUNMADAN."

"Sen karışma Azat bu benim meselem sadece karına sahip çık yeter."

"HALLEDECEK OLSAN YILLAR ÖNCESİNDEN HALLEDERDİN MERVAN AĞA."

Sesler duyuyordum, bağırışlar, ağlayışlar, şok içinde kaldığını belli eden insanların ifadelerini ama ayırt edemiyordum bir türlü.

Daldığım yerden sofradaki her şeyin yere düşmesi ile çıktım. Azat Ağa bahçedeki her şeyi yerden yere savuruyordu. Sofradaki tabakları, bardakları... Sandalyeleri, saksıları. Çiçeklerim onlara zarar veriyordu.

Tüm çiçeklerim paramparça olmuş bir şekilde yerde idi. Usulca çiçeklerimin başına çöktüm. Gözyaşlarımı topraklarına akıttım.

"Özür dilerim," diye fısıldadım. Bir çiçeği bile koruyamadım ondan. Başımı kaldırdığımda Azat Ağa ne yaptığının yeni farkına varmış gibiydi.

Yerden doğruldum ve "Beni başkasının öldürmesine gerek yok Azat senin nefretin, öfken beni zaten günden güne öldürüyor başka bir şeye gerek kalmadan."

"Gitmek istiyorum ben. Ölmek değil gitmek. Annemleri ararsanız beni almaya gelirler. Hem sizde beni korumak zorunda kalmazsınız. Herkes kendi yoluna gider."

Azat Ağa beni kollarının arasına aldı ve "Saçmalama senin yanın benim yanım sadece benim yanım." Farkında değil miydi ? Onun yanında olduğum süre boyunca sadece ben zarar görüyordum.

"Yoruldum ben." Azat başını salladı ve kulağıma bende diye fısıldadı. "Odaya çıkmak istiyorum," Azat Ağa başını salladı ve beni kucaklayıp odaya kadar çıkardı.

Yatağa uzandığımda asla uykum yoktu. Azat beni odaya bırakıp çıkmıştı. 5 dakika kadar yatakta oyalandıktan sonra kapının çalması ile yataktan doğruldum.

"Hanımım Azat Ağam gönderdi. Rahat uyumanızı sağlayacakmış." Gülümsedim ve başımı salladım. Elif ilacı ve suyu masaya bırakıp çıktı.

Yataktan kalkıp ilacı ve suyu dudaklarımın arasına götürdüm. Galiba uyku ilacı göndermişti Azat. Gözlerim yavaş yavaş kapandığında yatağa geçtim ve uykuya attım kendimi.

~~~

Gözlerimi aradığımda saat 10 olmuştu. Ben nasıl bu kadar fazla uyudum ? Uyku ilacı bu kadar çok mu uyutuyor ?

Yataktan kalktım ve kapıyı açtım. Salondan sesler geliyordu yönümü o tarafa doğru çevirdim.

"Gerekirse onu buralardan götüreceğim ama saçının tek teline zarar gelmesine müsaade etmeyeceğim. Annem gibi onu da benden almasına izin vermeyeceğim."

Azat Ağa'nın dediği ile durdum. Konuşmaları dinlemek istedim. Bana bir şey olmasından korkuyordu peki tamam ama bana niye zarar veriyordu bu adam ?

"Ben öldüm ama senin ölmene izin vermeyeceğim oğlum. O adamı ellerim ile öldüreceğim."

Mervan baba oğlunun da kendisinin canının yandığı kadar canının yanmasını istemiyordu ama bir şeyi atlıyor. Azat bana aşık değil.

Mardin gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin