20. bölüm

7.6K 205 51
                                    

Duyduklarım ile şok yaşadım gerçek miydi bu ? Ben bu zamana kadar kimsenin zaafı olmamıştım ki ? Duran o zaman neyden bahsediyordu ?

"Ne," diyebildiğim tek kelime buydu. Başka ne diyecektim ki ? Hiçbir bok bilmiyordum bu konu hakkında.

"Sikerim lan seni ne zaafı ? Kimin zaafı benim karım olacak lan yedi sülalesinini sikerim onun. Bana bu adamı bulacaksınız gerekirse cehennemin öbür ucunda olsun ama bana o adamı bulacaksınız. Çık şimdi dışarı."

Duran, Azat'ın öfkeden deliye dönmesiyle bana baktı. Bana bir şey yapmasından mı korkuyordu ? Yüksek ihtimalle. Çünkü karısına zaafı olan birinden bahsediyorlardı. Çıkmak için benden onay beklediğini anladığımda gözümü yumdum ve başımı salladım. Duran işaretimi alınca odadan usul usul çıktı.

"KİM LAN O OROSPU ÇOCUĞU ?" Azat delirmiş gibiydi. Masadaki eşyaları hızlıca yere fırlattı ve aynaya bir yumruk geçirdi. Korku ile bağırdım. Elinden kanlar akıyordu. Ayna paramparça olmuş bir durumdaydı.

"Be-ben bilmiyorum," yalan söylemiyordum gerçekten kim olabileceği aklımın ucundan bile geçmiyordu. İlk defa Azat'tan bu kadar korkuyordum. Bu defa başkaydı. Bana bir şey yapmasından deli gibi korkuyordum.

"BİLMİYORSUN ÖYLE Mİ ?" Azat Ağa üstüme yürümeye başlayınca geriye doğru adımladım. "Bi-bilmiyorum sana yemin ederim hiçbir fikrim yo-yok."

"Bana bak Benan ne oyunlar çeviriyorsun ? Kim karımı zaafı hâline getirebilir ? Eski kırıklarından birisi mi ? SÖYLE DELİRTME BENİ BENAN BAK ELİMDE KALACAKSIN."

Hiçbir şey demedim öylece yüzüne baktım. Ne diyecektim ki ne dersem bana inanmayacaktı zaten. Boşuna konuşmaya ne hacet o zaman.

"Tabi ya eski kırığın. O yüzden sana dokunmamı istemiyorsun, seni öpmemi de istemedin çiftlikte. Eski aşığın ile yap-" susmasını sağlayan şey ona attığım okkalı bir tokat olmuştu.

Gözümden yaşlar akıyordu elimin tersi ile hızlıca gözyaşlarımı sildim ve Azat'a parmağımı salladım. "Sakın Azat Ağa sakın. Sen benim namusuma dil uzatamazsın çok mu istiyorsun kirlenip kirlenmediğimi öğrenmeyi tamam istediğin gibi olsun."

Duvarın dibinden ayrılıp yatağın oraya geçtim. "Al işte buradayım ne yapmak istiyorsan yap. Rabbim biliyor benim ne olduğumu. Kirlenip kirlenmediğime mi bakmak istiyorsun işte buradayım ne yapmak istiyorsan yap sonra da izin ver buradan siktir olup gideyim." Korkmuyordum. Söyledikleri ile zaten öldürmüştü beni. Kafama sıksa ne değişecekti ki. Benan Kahramanoğlu zaten ölmüştü ne değişecekti ?

Azat Ağa arkasını döndüğünde yüzüme öylece baktı. Anlamıyordum ne anlatmaya çalıştığını. Gözlerini okuyamıyordum.

"Senin bu evden çıksa çıksa cesedin çıkar Benan Şahmaran. Nereye siktir olup gidiyorsun ? Eski aş-"

"BENİM ESKİ AŞIĞIM FALAN YOK DUYDUN MU BENİ ? BEN KİMSEYİ SEVMEDİM. BEN SANA TERTEMİZ GELDİM AZAT AĞA. SENİN BANA KARANLIĞIN İLE GEDİĞİN GİBİ DEĞİL TERTEMİZ DUYDUN MU BENİ ?"

"O zaman Duran'ın dedikleri ne sen söyle Benan. KONUŞ YOKSA YEMİN EDERİM SENİ ELİMDEN KİMSE ALAMAZ."

"Bilmiyorum diyorum bilmiyorum neyini anlamıyorsun ?" Azat Ağa'nın bir şey demesine müsade etmeden odadan çıkmaya çalıştım. Kapı kitliydi. Ne ara kitledi bu kapıyı ?

"Nereye gideceksin eski aşığının kollarına mı ?" Hışım ile arkamı döndüm ve Azat'ı ittirdim.

"Yeter artık duydun mu beni yeter. Bana yapmadığın eziyet kalmadı. Dediklerin ile her gün beni öldürdün bir tek namusuma laf etmediğin kalmıştı onu da yaptın Azat Ağa." Elimdeki yüzüğü çıkardım ve yatağa fırlattım. Azat Ağa'nın gözü yataktaki yüzük ve benim aramda mekik dokuyordu.

Mardin gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin