Gözlerimi hafif araladığımda hastanedeydim. Doktor uyandığımı görmemişti kapıyı açtı.
"Noldu iyi mi ? Nesi var ? Neden böyle oldu ?" Onun sesini duymam ile gözümden yaşların akmasına engel olamadım.
"Azat Bey sakin ol şuan durumu iyi. Çok yoğun stres, üzüntü ve düzensiz beslenmeden kaynaklı olarak bu hâle gelmiş tabi zaten talesemi hastası olduğu için bedeni daha güçsüz."
"Talesemi hastası mı ?" Kocam ne hastası olduğumu bilmiyordu. Gerçekten şaka gibi bir durumun içinde kalmıştık.
"Azat Bey biz buna halk arasında Akdeniz anemisi de diyoruz ama doğu bölgelerinde nadir oluyor. Kansızlığın birkaç level üstünde. Bu yüzden hiçbir şey yapmadan yorulması ya da vücudunun güçsüz olması buna bağlı." Bunların hepsini zaten biliyordum ben.
"İlaç falan kullanması gerekmez mi ? Hayır Benan hiç ilaç falan kullanmıyor çünkü."
"İlaç kullansa da bir şey değişmeyecek Azat Bey. Değerleri hep düşük çıkacak tahmin ediyorum ki küçükken kansızlık ilaçları kullanmış olması gerekiyor şuan kullanmak zorunluğu yok zaten."
"Peki ne zaman çıkabiliriz ?" Duran da buradaydı. Hazar ile sesleri çok benziyordu ikiz oldukları için mi diyeceğim ama Berfin ile bende ikizim alakamız yok.
"Serumu bittikten sonra çıkabilirsiniz." dedi doktor. 5 dakika kadar geçtikten sonra Azat yanıma gelmişti.
Hiçbir şey demedi başucumda öyle bekledi. Galiba Hazar ve Duran ödemeyi halletmek için gitmişlerdi.
Eli yüzümde duran saçıma gitti ve usulca kulağımın arkasına doğru itti. Yerinden hafifçe doğrulup boyun girintime eğildi. Ne yapıyordu ? Kalbimin yavaş atması için dua ettim ama Azat Ağa o kadar dalmıştı ki kalp atışlarımın artışından bile haberi yoktu. Yavaş yavaş nefes aldı üstümde. Sanki son defa nefes alır gibi.
"Abi ödedik. İrem'i de havalimanına bırakmış Ali." İrem artık gitmişti. Kurtulmuştum ondan tamamen ama buna bile sevinemiyordum.
"Bağırma amına koyduğumun çocuğu," diye fısıldadı. Uyanmamdan korkmuştu. Üstümden çekilip koltuğa geçti Duran ve Hazar da abilerinin yanında yerini aldılar.
"Neden abi ? Ona bu kadar acıyı yaşattıktan sonra neden onun için korkudan deliye döndün ?" Hazar'ın dediği ile şaşırmıştım. Benim için endişelenmişti.
"Ben sana söyleyeyim ikizim. Abimiz olacak şahıs Benan'a aşık olmaktan korktuğu için Benan'ın ondan nefret etmesini istiyor ama geç kaldın abi sen Benan'ı sevmeye başlıyorsun yoksa Benan bayıldıktan sonra o konaktaki hâlinin hiçbir açıklamsı yok." Bu kadar korktun mu Azat Ağa ? Ama hepsi yanılıyordu o bana aşık değildi. Vicdan azabı çektiği için korkmuştur. Başka hiç bir açıklaması yok. Çünkü onun kalbi taştan kimseye merhamet bile etmez gidip bir de o kalbine sevdayı mı alacak.
"Ben sanmıyorum sevdiğini eğer sevseydi sevdiği kadın orada acı içinde çırpınırken buna göz yummaz idi." Keşke Hazar ile evlenseydim onun kalbinde en azından merhamet duygusu vardı.
"Kesin sesinizi sizin bir bok bildiğiniz yok. Semayı neden ayrı tuttuğumu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Eğer Benan'a aşık olursam ben yenilirim duydunuz mu beni ? O yüzden Benan'ın benden nefret etmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım."
Ediyorum zaten Azat Ağa senden ölesiye nefret ediyorum.
Azat Ağa konuştuktan sonra bir daha kimse konuşmadı. Bende kendimi uykuya attım. Çaresiz olduğum da hep uyumak isterdim ve uyandığımda her şey düzelirdi. Şimdi de düzelsin uyandığımda annem ve babamın yanında olmuş olayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin gelini
Random"Gün gelecek beni yaktığın cehennemde seni öyle bir yakacağım ki Azat Ağa ayağıma gelip aman desende seni asla affetmeyeceğim." "Bekleme çünkü o gün hiçbir zaman gelmeyecek. Ben düşman ailemin kızına tek bir gün bile aman demeyeceğim." Adam bunlar...