Kuyumcuda beğendim ama özel tasarım olan kolyeyi bana yollamıştı o adam. Ne diyeceğimi bilemedim ? Bir kolyeye bir de Azat'ın okuduğu nota şaşkınca bakıyordum. İşte şimdi kıyamet kopacaktı. Gazamız mübarek olsun.
Azat Ağa bir elindeki nota bir bana baktı ve üstüme yürümeye başladı. Bana yaklaştıkça geriye adımladım.
"BU NE LAN BU NE ?" Azat Ağa hâlâ üstüme yürümeye devam ediyordu. Öfkeden delirmişti. Bu adam kesin sinir hastası acaba deli hastanesinde tedavi görmüş olabilir mi ?
"Sakin ol da anlatayım bir dur böyle üstüme yürürsen an-anlatamam." Azat Ağa tek kaşını kaldırmış bir vaziyette bana bak sen diye baktı.
Sırtım duvara çarptığında derince bir yutkundum. Azat Ağa da duvara ellerini koyup beni kendisi ile duvar arasında sıkıştırdı.
"ANLAT," ne bağırıyordu bu adam. Sağır değildim herhalde duyuyordum. Bu kadar dibimde olduğu süre de ben nasıl konuşacaktım ki ?
"Biz hani annenler ile alışverişe gitmiştik hani. İlk defa dışarı çıktığım gün hani malum ben tutsağın ya sadece-"
"UZATMA BENAN. ANLAT YOKSA BU SEFER KİLERE BİLE ŞÜKÜR EDERSİN." Azat'ın dediğine korku ile kaşlarımı çattım.
"O gün annenler mağazaya girdiler bende seninle evlenmeden önce babamın bana aldığı bir kolyeyi tamir için vermiştim Osman amcaya. Onu almak için girdim sonra bu kolyeyi gördüm çok beğendim ama özel bir tasarım olduğunu ve tasarımın arkamdaki beyefendiye ait olduğunu söylediler. Yemin ederim ben bir şey yapmadım. Sonra tam arkamı döndüm adam ile çarpıştım o da düşmeyeyim diye beni tuttu. Tutunca da göz teması kurdu ama sonra ben hemen çekildim valla bak koşarak çıktım kuyumcudan."
Azat Ağa elini yumruk yapıp duvara geçirdiğinde bağırarak yere çöktüm. Ellerim ile kulaklarımı hızlıca kapattım. "Yemin ederim bana dokunmasına izin vermedim. İstemedim be-ben kimse bana dokunsun," oradan ayrıldıktan sonra kulübeye gitmiştik ve orada beni taciz etmişlerdi.
Deli gibi ağlayıp bağırıyordum. Nefesimin kesildiğini hissettim galiba kriz geçiriyordum o gece olduğu gibi. Hiçbir şey duymayıp o gece yaşadığım şeyler geliyordu gözlerimin önüne.
Hissettiğim koku ile durdum. Azat Ağa geri çekildiğinde ellerini yüzümde gezdirdi. "Bana bak, sana kimse dokunamaz duydun mu beni ? Sen bana aitsin sadece bana."
Başımı hayır anlamında salladım. "Koruyamadın beni, başkalarının izleri kaldı vü-" Azat Ağa susmam için bana daha sıkı sarıldı. Geri çekildiğimde "Beni öldürüyorsun," dedim ve yerden usul usul kalktım.
"Odama geçebilir miyim yoksa kilerde mi kalacağım," Azat Ağadan ses gelmeyince odama çıktım.
"Oğlum biz Bahtiyar amcanın düğününe gideceğiz Antep'e. Karının pek gelecek durumu yok sende zaten KARINI N KAPISININ ÖNÜNDE YATTIN O YAĞMURDA kalın siz evde." Sultan Anne duymamı istemişti. O yüzden bağırmıştı.
Azat Ağa ben kilerde kalınca o yağmur da kapının önünde mi yatmıştı ? Neden nefret ettiği karısı için bunu yapmıştı ?
Odama çıktığımda kapıyı kapattım ve kendimi yatağa bıraktım. Çok kötü hissediyordum kendimi. Ne yapacağımı bile bilmiyordum ki ?
Yaklaşık 30 dakika boyunca yatakta oturduktan sonra hava almak için balkona çıktığımda gözüme Azat Ağa'nın sigarası takıldı. Paketini burada unutmuştu. Bir tane yakmak için sigarayı çıkardım. Çakmağı sigaraya götürdüğümde aklıma gelen sadece onun da beni böyle yakıp küle çevirdiği olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin gelini
De Todo"Gün gelecek beni yaktığın cehennemde seni öyle bir yakacağım ki Azat Ağa ayağıma gelip aman desende seni asla affetmeyeceğim." "Bekleme çünkü o gün hiçbir zaman gelmeyecek. Ben düşman ailemin kızına tek bir gün bile aman demeyeceğim." Adam bunlar...