•Bu bölümde +18 mevcut
Dün gece ben odaya girdiğimde Azat Ağa odada değildi. Bende zaten daha fazla konuşmak istemediğim için hemen yatağa girip uyudum.
"Kalk konuşacağız," Azat sarhoş olmuştu ve kolumdan çekiştiriyordu. "Azat ne yapıyorsun ? Neden bu kadar içtin ayakta bile duramıyorsun." Azat Ağa'yı kolundan tutup yatağa yatırdım.
"Ben istemez miyim sanıyordun he ?"
"Anlamıyorum Azat neyden bahsediyorsun ve ayrıca bağırma herkesi başımıza mı toplayacaksın ?"
"Mutlu olmayı," küçük bir çocuk gibiydi bunu söylerken o kadar dertli idi ki canım yanmıştı. "Ama olmuyor yapamıyorum, senden nefret etmek istedikçe sana geliyorum." Bu bir nevi aşk itirafı mıydı ?
Yavaş yavaş sızmaya başladığında mırıldandı. "Ben 10 yaşımdan sonra bir daha hiç ağlamadım ama, ama senin için ağladım ilk defa. Korkuyorum Benan ben annem için ağladım gitti, senin içinde ağladım ya sende gidersen ?"
Korkuyordu. Benim ondan annesi gibi gitmemden. O kadar çok yaraları vardı ki. Kırılmamak için kimseyi almıyordu kalbine. Sen neler yaşadın böyle be Azat Ağa.
Beni kendine doğru çekiştirmesi ile bende yanına kıvrıldım. Azat Ağa pişman olmaya başlıyordu ve bu benim için çok güzel bir şeydi. Bana kalbi yumuşuyordu.
Bunları düşünürken uyuyakaldım Azat'ın kollarının arasında.
"Benan kalk." Gözlerimi açtığımda Azat Ağa pantolonunun kemerini takmaya çalışıyordu. "Saat 2 olmuş amına koyayım, 2.15 de benim toplantım var. Kızım kalk sana." Söylene söylene yataktan kalktım ve banyoya girdim. İşlerimi halledip üstümü giyindim.
Azat Ağa çoktan gitmişti. Bende mutfak da kahvaltı edip ev halkının yanına gittim. Artık erken kalkmam gerekiyordu ama canım sürekli uyumak istiyordu.
"Kızım dışarı çıkacağız birazdan, Yaman ailesinin kızları gelecek alışverişe gideceğiz. Sen evde kal, birisi falan gelirse onun ile ilgilenirsin olur mu ?" Başımı salladım. Ne diyecektim ki beni nolur götürün mü ?
Evdekileri uğurladım ve odama çıktım. Çok üzülmüştüm, canımda yanmıştı. Kuma mıydım ben ? Neden eksik kalıyordum ki böyle şeylerden. İstenmediğim için galiba.
Öyle boş boş 2 saat odamda oturdum. Dışarıdan gelen ses ile balkona çıktım. Ali bana sesleniyordu. "Yenge telefon." Başımı salladım ve koşarak aşağıya indim.
"Efendim ?" Sesim fazlası ile üzgün çıkmıştı çünkü üzgündüm yani gayet normal bir şey bu. Üzgünsen sesin üzgün çıkar.
"Benan iyi misin ? Sesin kötü çıkıyor bir şey mi oldu ? Bir şey mi dediler ? Ayrıca sen niye evdesin herkes alışveriş de. Hasta mı oldun yoksa ? Ali seni hastaneye götürsün geliyorum hemen be-"
"Azat bir dur. Hasta falan değilim. Annen evde kalmamın daha doğru olacağını söyledi. Bende bir şey demedim işte içeride oturuyorum. Sen ne zaman geleceksin canım sıkıldı benim." Sesim sona doğru ağlamaklı çıkmıştı. Herkes isterdi sevilmeyi ama ben burada sevilmediğimi bile bile duruyordum. Durmak zorunda idim.
"Kapat." Azat Ağa telefonu yüzüme kapattı. Galiba onun da önemli işleri vardı. Telefonu Ali'ye uzattım ve "Ali beraber kahve içelim mi ?" Sesim o kadar kötü çıkmıştı ki. Birisine ihtiyacım olduğu çok belliydi.
Ali başta kararsız kalsa da olur yenge dedi. Hemen mutfağa girip kahve yaptım. Ali bahçede oturuyordu ona kahvesini uzattım ve karşısına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin gelini
Random"Gün gelecek beni yaktığın cehennemde seni öyle bir yakacağım ki Azat Ağa ayağıma gelip aman desende seni asla affetmeyeceğim." "Bekleme çünkü o gün hiçbir zaman gelmeyecek. Ben düşman ailemin kızına tek bir gün bile aman demeyeceğim." Adam bunlar...