13. bölüm

8.2K 250 79
                                    

Piroz neyden bahsediyordu ? Ben kime benziyordum ?

"Anlamadım Piroz. Ben kime benziyorum ve sizi neden affetmeyecğim ?"

Piroz elini kalbine koydu. Korkuttum galiba Piroz'u. "Deli kız ben uyanığım der insan bir."

"Sorduğum soruya mı cevap versen Piroz sultan ?"

"Annene benziyorsun. Annende aynı senin gibi idi. Bizi affetmeme konusuna gelirsek de Azat'ın sana uğrattığı eziyetlere sesimizi çıkaramıyoruz ya onu derim."

Başımı anladığımı belli edercesine salladım. "Piroz siz ne yapabilirsiniz ki. Hiç kafana takma hem sen bunları. Ben sizi ne olursa olsun affederim."

Piroz bana gülümsedi ve odadan çıktı. Saat kaç olmuştu ki. Duvardaki saate göz attığım da saat 19.47 idi. Baya uyumuşum diye içimden geçirdim ve yataktan kalktım.

Banyoya seke seke gidip işlerimi halletim. Dolaptan beyaz gömlek, siyah sweatshirt ve siyah eteğimi çıkardım. Tabi bir de külotlu çorap.

Ayağıma da siyah çizmelerimi çekince aynı Pinterest kızlarına benzemiş idim. Aynanın karşısına geçip halka küpelerimi ve kol saatimi taktğımda hazır idim.

Çalışanlardan duyduğuma göre bugün Azat Ağa'nın müsafirleri gelecekmiş. O yüzden biraz kendime özenmek istedim.

Aşağıdan gelen sesler ile merdivenden inmeye başladım. Yavaş yavaş basamakları iniyordum sağ ayağıma çok fazla yük vermeden.

Bahçeye indiğimde herkesin gözü üstümde idi. Misafirlere sıcacık bir gülümseme göndererek "Hoşgeldiniz," dedim.

Azat Ağa bana bir ara hayran hayran baktı sonra bu hayranlık sinire döndü. "Karım senin burada ne işin var ? Ayağın acıyor diye bize katılmazsın diye düşünmüştüm ben."

"Seni yalnız bırakmak istemedim hem arkadaşların ile tanışmak istedim."

Azat Ağa kulağıma eğilerek "Bu kıyafetin hesabını çok pis vereceksin Benan Şahmaran,"

"Bende seni kocam bende seni," dedim ve Azat'ın belimden yön vererek beni sandalyeye oturtmasına müsade ettim.

Herkes bizimle beraber sofraya geçtiğinde yemek servisi başladı. "Yenge ben efe, eşim Sude bu da kardeşim Gökhan," gülümsedim ve "Bende Benan," dedim.

"Yenge valla bende Azat'ı bizden koparan bu güzellik kim diyordum. Kopmakta haklıyım ağamız."

Gökhan'a gülümsedim ve "Teşekkür ederim," dedim. Azat Ağa Gökhan'a kafasını sen görürsün der gibi salladı.

İrem'in merdivenlerden bağırarak inmesi ile gözümü bölerttim. Salak mıydı bu ?

"Selam bebekler," Gelenlerin İrem'in burada olduğunu görmesi ile şaşkınlıktan gözleri parlıyordu. Sonuçta hangi adam eski aşığını karısı ile aynı eve sokar dimi onlar da bir yerde haklı.

Konakta sadece Hazar, Duran, Merve, Azat ve ben vardık. Bir de tabi misafirler ile İrem.

"İrem senin burada ne işin var ?" Sude'nin sorduğu soru herkesin fazlası ile merak ettiği bir şey idi.

"Bende burada kalıyorum," dedi İrem ve boş olan bir yere geçti. Gerçekten fazlası ile sinirim bozulmuştu. Bunu anlayan Merve, Sude ve Efe çiftine "Siz nasıl tanıştınız Sude abla ?" dedi.

Sude heyecan ile konuşmaya başladı gerçekten aşık idi Efe'ye. "Efeler Ankara'da yaşıyordu. Babamın tahini nedeni ile bizde Ankara'ya taşındık. Daha çocuğuz ikimiz de benim sitede hiçbir arkadaşım yok ve her gün sıkıntıdan patlıyorum. Balkonda işte Efelere bakıyordum herkes maç yapıyordu sitenin bahçesinde. Bende onları hayran hayran izlerken Efe kafama top attı. Bende hemen ağlamaya başladım. Bizim ev 2. Katta idi. Efe de hızla balkona tırmandı ve bana sarıldı şey dedi 'Bak eğer ağlamayı kesersen seni oyuna alırız,' dedi. Sonra beni kucakladı ve ikimiz beraber balkondan aşağıya inmeye çalıştık tabi yere düştük. ikimizin de kolu kırıldı. Efe de şey dedi. 'Ben seni hiç bırakmayacağım. Ne olursa olsun ikimize olacak ya ikimizin canı yanacak ya da ikimizde mutlu olacağız,' dedi sonra bir daha da hiç ayrılmadık."

Mardin gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin