27. bölüm

7.5K 214 34
                                    

Gözümü açtığımda Azat'ın kollarının arasındaydım. Saat kaç olmuştu ki ? Azat'ın telefonuna uzandım ve saate baktım. Saat 17.43 olmuştu. Biz nasıl bu kadar çok uyumuştuk ki ? Hadi ben dün çok iş yaptım Azat ?

"Azat kalk saat 5 olmuş. Annen ve yengen ağzıma edecek vallahi ya. Of hepsi senin yüzünden kalk hadi."

Azat Ağa mırıldandı ve beni tekrar kendine çekti. "Biraz daha uyuyalım kimse bir şey demez hadi." Azat'ın kollarının arasından çıktım ve beni bir daha kendisine çekmesin diye hemen yataktan kalktım.

"Azat kalkar mısın kaç gündür hiç uyumamışız gibi uyumuşuz resmen. Ben duşa girene kadar kalk."

Azat Ağa oflanıp eline telefonunu aldı. Bende hemen banyoya geçip güzel bir duş aldım. Bugün banyoda hiç oyalanmadım. O yüzden hemen çıkmıştım. Ben duştan çıkınca Azat Ağa girmişti.

Tüm hazırlıklarım bittiğinde Azat'ı beklemeye başladım. Onun yanında en azından laf yapmıyorlardı.

Azat Ağa altına havlu geçirmiş saçını da minik bir havlu ile kurulamaya çalışıyordu. Gerçekten kocam yakışıklı idi baya yakışıklı hem de.

Hemen arkamı döndüm ve Azat'ın giyinmesini bekledim. Bugün pazar olmasına rağmen yine takım elbise giymişti bu adam. Takım elbise mi sıçıyordu bu adam ?

"Hazırsan çıkalım ?" Başımı salladım ve merdivenlerden beraber inmeye başladık. Herkes bahçede idi. Çünkü bir tek oradan ses geliyordu.

"Kalktı bizim hanımefendi." Gülhandan Hanım'ı duymamış gibi yapıp hemen Azat'ın yanına geçtim. "Kahvaltıyı burada mı yiyeceğiz yoksa mutfağa mı kuralım." Azat Ağa kaşını ile mutfağı gösterdi. Benden hemen yanından ayrılıp mutfağa geçtim.

Bizim için zaten sofra kurulmuştu. Azat'a seslendim ve mutfakta kahvaltımızı ettik. Bu sırada Hazar da gelmişti. O da yeni uyanmış olmalı.

"Siz Antep de ne yaptınız ? Hani hiç uyumamış gibisiniz."

"Uyumadık zaten yenge." Gerçekten mi o kadar saat nasıl uykusuz kaldı ki bunlar ?

"Günde 1 saat falan uyuduk. He bu arada abi Yaman aşireti ve Şahmaran aşireti arasında akşam yemeği düzenlenecek bugün."

"Ne için ?"

"Kurul toplanacakmış abi bilmiyorum gelsinler bir de görürüz dertlerini."

Sonra bir daha hiç kimse konuşmadı. Yemeğimize devam ettik. Azat Ağa ve Hazar Duran'ın yanına geçince bende akşam için hazırlığa yardım ettim.

Saatlerce mutfakta çeşit çeşit yemekler yaptık. Bugün yöresel kıyafetler giyecekmişiz o yüzden Merve'nin odasından kendime uygun yöresel, gözlerimin rengide olan zümrüt yeşili elbiseyi aldım.

Hızlıca odama çıkıp üstüme elbisemi geçirdim. Saçlarıma hafif bir su dalgası şekli verdim. Gece karası saçlarıma çok yakışıyordu bu model. Gözüme hafif bir sürme çektim. Altınlarımı bileklerime taktım. İşte şimdi hazır olmuştum. Duvardaki saate baktım ve saat 8.30 olmuştu.

Balkona çıktığımda Yamanlar gelmişti. Vakit kaybetmeden hızlıca aşağıya indim. Ortamın sessizliğini topuk seslerin bozmuştu. Herkes bana döndüğünde yüzümde içten bir gülümseme oluştu ve Azat'a baktım. Hayran kalmış gibi bana bakıyordu. Telefonum olsa fotoğrafını çekerdim. Çok güzel bakıyordu. Derin nefes aldı ve boğazını düzeltti.

"Hoşgeldiniz," dedim ve Azat'ın yanına geçtim. Azat Ağa Ömer Yaman'ın gözünün önünde elini belime attı ve sert çehresi ile o benim der gibi duruyordu.

Mardin gelini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin