"Ateşin uyanışı değil..."
Ateş kaşlarını iyice çatarak tehlikeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Kiminle konuşuyorsun sen?" dediğinde konuşmamızın duymadığını anlamıştım. Derin bir nefes verdiğim.
"Asude ile" dediğimde başını iki yana salladıktan sonra boydan beni süzdü.
"Yalan söylüyorsun"
"Söylemiyorum Ateş" diye yanına gittiğimde tek kaşını kaldırarak bana bakıyordu. Bal rengi gözleri şüpheyle koyulaşıyordu.
"Yalan söylüyorsun Alev, sevgilimi iyi tanıyorum. Yalan söylediğinde sol bacağı titrer, elleri yada parmakları buz tutar" diyerek yanıma gelip ellerimi tuttu. Ellerimi tuttuğu an parmaklarımda kavurucu bir sıcak oluşurken, buz tutmuş parmaklarım sıcaklıktan eriyor gibiydi. Dizlerini sol bacağımın arasına sıkıştırdığında titremesi durmuştu. " Yalan söylüyorsun. Asudenin adı ne zaman Oğuz oldu? Asude cinsiyet mi değiştirdi? " dedi şüpheli ve kızgın gözlerle, ona cevap vermediğimde derin bir nefes aldı ve benden uzaklaştı. Elini saçlarından sertçe geçirip ensesinde durdurdu ellerini" ben başka bir şey daha duydum " dediğinde korkarak serçe yutkundum.
"S-sen k-konuşmalarımızı du-duydun mu?" diye korkudan kekelediğim zaman Ateş korkutucu halini geride bırakıp sakin kalmaya çalışan haline büründü ve yanıma gelerek kollarımı tuttu.
"Üst kata öyle bir çıktın ki, bir şey oldu sandım. Sonra senin Oğuzla olan konuşman kulağıma doldu. Benden ne saklıyorsun Alev?" dediğinde gülümsedim.
"Bir şey saklamıyorum Ateş" bunu şimdi öğrenemezdi. Çok erken Oğuz özellikle Ateş'in bilmesini istemiyordu.
"Of Alev, birbirimize söz verdik. Bir şey saklamayacaktık. Ne saklıyorsun" dediğinde köşeye sıkışmıştım. Ne yalan söylemem gerek? Neden yalan söylüyorsun ki eninde sonunda öğrenmeyecek mi Alev? Ama bu çok erken değil mi iç sesim! Erken geç sonuçta Ateş bunu öğrenecek ayrıca bilmek zorunda! Oflayarak yatağın üstüne oturdum ve oturması için işaret yaptım.
Yanıma oturduğunda cevap bekleyen bakışları üzerimdeydi. Derin bir nefes aldım. " Anlatacaklarımı yorumlamayacaksın" dediğimde başını salladı.
Yerimde dikleşerek " Oğuzla konuştum çünkü..." diyerek söze başladım ve bütün gerçekleri anlatmaya başlamıştım. Hiç bir ayrıntıyı atlamadım, koparmadım. Ne hatırlarsam birebir Ateşe anlattım ama Ateş ne kadar yorum yapmayacağım dese de sürekli yorum yapmıştı.
"Nasıl sen ve Oğuz? Bu saçmalık Alev!" diye sesini yükselttiğinde elimle susturdum.
"Ateş sessiz olur musun? Bunu hiç kimse bilmemesi gerekiyor."
"Aklım hala almıyor Alev, Oğuz benim baş düşmanım..." diyerek öfkeyle ayağa kalktı. Derin bir nefes alarak yüzüme bakıyordu. " Saçmalık bu, test yaptırdınız mı? Nereden biliyorsun belki bir şey pl-"
"Ateş " diyerek yorgun sesle yerimden kalkıp yanına gittim. "Test var, kanıt var. Evet kabul etmesi çok zor bir durum bunu biliyorum. Hatta hiç olasılığı olmayan bir durum gibi duruyor ama gerçek bu" dediğimde Ateş başını iki yana salladı.
"Hayır bunda bir şey var Alev" dediğinde bir adım daha atıp ellerini tuttum. "Alevim, bak travmadan sonra kafan karıştı sende yani" dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"Ne yani beynim oyun mu oynuyor?"
"Ah hayır öyle demek istemedim"
"Dediğin o kapıya çıkıyor Ateş" dediğimde derin bir nefes alıp ellerini ellerimden çekip kollarıma koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat 2 Uyanış
Teen FictionAlev Bursaya taşındığı gün yep yeni bir hayat beklerken, evren ona farklı bir hayat sunmuştu. Adımını ilk attığı an karanlık, ürkütücü bir çocukla tanıştı. Ateş Ozansoy... 🔥 Yaşamayacağı her acıyı tattı ve yaşadı. Hiç beklenmedik dostlar edinirken...