Film bitmişti ama herkes uyuya kalmıştı. Bakışlarım Mert ve Savaş'a kaydığında birbirlerine sarılıyordu. Gülmemek için alt dudağımı dişlemiştim. Emir ve Balım bir uykunun içindeydi. Bakışlarım Ateş'e kaydığında kafası yana düşmüştü ve çok tatlı bir şekilde uyuyordu.
Televizyonun boşa çalışmaması için dikkatli bir şekilde yerimden kalkıp kumandayı elime aldım. Televizyonu kapattığımda ortam bir anda karanlığa boğulmuştu.
Pencereden yansıyan sokak lambası odayı azıcık aydınlatıyordu. Hepsi çok tatlı bir şekilde uyuyordu. Ama onları uyandırmazsam bir yerleri tutulabilirdi.
Yavaş adımlarla Ateş'in yanına gidip onu uyandırmak için elimi kaldırdığım an kapının zili çalmıştı. Gece gece kim gelmişti ki?
Oğuzun geleceğine düşünerek kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kapının önüne geldiğimde kapı şiddetli bir şekilde çalmaya devam ediyordu. "Geldim Oğuz, patlama." Diyerek kapıyı açtığımda gördüğüm kişilerle dona kalmıştım.
"Alev hanım siz misiniz?" diyerek polis kimliğini gösterdiğinde sesimi çıkartamamıştım. Arkadan polislerin arasından geçerek beni gösterdi." Evet, bu benim kızım. Onu burada zorla tutuyorlar memur bey." Dediğinde alnımdan vurulmuş gibi bakıyordum.
"İçeridekileri alın." Diye emir verdiğinde kendimi gelerek polislerin önüne geçmiştim.
"Lütfen durur musunuz? Burada ne oluyor? Ne zorla tutulmasından bahsediyorsunuz?" diye sorularımı korku dolu bir şekilde sorarken polis beni itip geçmek yerine durup sorularımı cevapladı.
"Alev hanım korkmanıza gerek yok. Babanız yanımıza gelerek durumu anlattı. Sizi burada zorla tutuyorlar artık güvendesiniz." Dediğinde bakışlarım ona kaymıştı.
"Yalan söylüyor!" diye bağırıp babamı gösterdim. "Yalan söylüyor! Ben burada zorla tutulmuyorum. Kendi hür irademle duruyorum." Dediğimde babam olacak şahıs konuşmaya başladı.
"Size anlatmıştım. Onlardan korktuğu için böyle konuşuyor ki kanıtlarımı da göstermiştim. O dört şerefsizin işlemediği suç yok." Diye tiksinir gibi konuştuğunda sinirden dolan gözlerimle ona bakıyordum.
" Şerefsiz diye adlandırdığın çocuğun hayatını bitiren sensin! Kim sence şerefsiz! Sana şerefiz kelimesi bile az kalıyor." Diye bağırdığımda sinirle bana bakıyordu.
"Alev ne oluyor?" diye onun sesini duyduğumda polislerden bir tanesi "Çocukları alıyoruz arkadaşlar." Diyerek emir vermişti.
Birkaç kişi yanımdan geçip Ateş'in kollarını tutmaya başladıklarından hızla yanlarına gidip onları engellemeye başlamıştım.
"Ya bıraksanıza! Bu adam size yalan söylüyor! Beni zorla bir yere götürmeye çalışan o!" diye bağırırken arkamızdan Emir ve Savaş'ı götürdüklerini görmüştüm. Polisler boşluğumdan yararlanıp Ateş'i evden çıkarttıklarında peşlerinden gidecektim ama babam olacak soysuz kollarımı tutarak beni engellemişti.
"Şşt bak kötü şeyler geçti ve gidiyorlar." Diyerek ağlamamı salak saçma sözleri ile dindirmeye çalışıyordu.
"Ya bırak! Onu götürüyorlar!" diye bağırdığım sırada Mert ve Balım önümden geçip gitmişlerdi.
"Yo yo Balım! Mert!"
Balımın korkmuş gözleri gözlerime denk geldiğinde içimde oluşan acıyı tarif bile edemezdim.
"Bıraksana! " diye bağırıp ayağına sertçe bastığımda inleyerek kollarımı bırakmak zorunda kalmıştı. Koşarak merdivenlerden inip bahçeye çıktığımda bizimkileri araçlara bindirmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat 2 Uyanış
Genç KurguAlev Bursaya taşındığı gün yep yeni bir hayat beklerken, evren ona farklı bir hayat sunmuştu. Adımını ilk attığı an karanlık, ürkütücü bir çocukla tanıştı. Ateş Ozansoy... 🔥 Yaşamayacağı her acıyı tattı ve yaşadı. Hiç beklenmedik dostlar edinirken...