"Gökyüzünde ki son yıldız sönene kadar..."
Ateşten🔪
"Ateş adınıza başlatmayın, tehlikeli ya kendini vurursa" dediğinde derin bir nefes alarak Alev'e baktım. İçinde ufak bir korku vardı ama geri çekilmedim. Alevin elini sıkıca tuttum.
"Oğuz bir şey biliyorum ki bu önemleri alıyorum. Ayrıca Alev kendini vuracak kadar kötü değil. En fazla seni yada beni vurur ki zaten o acılara alışığız değil mi? Zamanında az yaralamadık birbirimizi o silahlarla" dediğimde odada sessizlik oluşmuştu. Oğuz oflayarak kendi etrafında dönüyordu. İstediği kadar olmaz desin Demir şuan dışarıda nerede olduğunu ne yaptığını bilmiyoruz. Abime ne kadar güvensem de benim de tedbir almam lazımdı. O şerefsiz intikam için geri dönecekti kendi için olmasa bile Adanan için geri dönecekti.
Oğuz "Tamam" dediğinde gülümseyerek Alev'e baktım. "Öğrenmek istiyor musun?" dediğimde neden böyle önemler aldığımı biliyordu. O yüzden itiraz etmeden başını sallamıştı.
"Tamam o zaman hadi gidelim" diye ayağa kalktığımda Alev beni omuzlarımdan iterek geri yatırdı.
"Sen burada kalıyorsun biz gidiyoruz"
"Saçmalama güzelim, burada kalmayacağım çok iyiyim"
"Burada kalacaksın Ateş" diye gözlerini kısarak baktığında itiraz hakkımın bu sefer olmadığını anlamıştım. Ama gayet iyiydim, kendimi son derece dinç hissediyordum.
"Sadece 1 gün kalacağım" dediğimde Alev başını iki yana salladı.
"Doktor 2 gün dedi Ateş"
"İstediği kadar 2 gün desin, ben yarın burada kalmayacağım. " dediğimde Alev gözleri öfkeyle irileşirken konuşmasına fırsat vermedim. " Alev, inadımı en iyi sen biliyorsun. 1 gece kalacağım dediysem hiç kimse kararımı değiştiremez." Dediğimde hiçbir şey söylemeden sinirli bir şekilde bana bakıyordu.
Savaş "Hadi biz çıkalım" dediğinde hepsi başını sallayarak odadan çıkmıştı. Oğuz son kez bize baktıktan sonra odadan çıktı. Odanın içinde sadece ben ve Alev vardı. Bana sinirli bir şekilde baksa da gözlerinin en derinin de saf umudu görüyordum. Kollarımı açtığımda dolan gözlerle yanıma gelip sıkıca sarıldı. Ağzından bir hıçkırık kaçtığında sıkıca sarılarak saçlarını okşadım.
"Alevim... Işık parçam" dediğimde kafasını boynumdan kaldırmadı. "Çok korktum" dediğin uzun bir süreden sonra, hıçkırıkları kalbime bir bıçak gibi ardı ardına saplanıyordu. Benden ayrıldığında o güzel kahverengi gözleri kızarmıştı.
"Seni korkuttuğum için özür dilerim, bu hale getirdiğim için özür dilerim" diye devam edeceğim sırada eli ile ağızımı kapatmıştı.
"Şşt... Senin hiçbir suçun yok" diye tekrar sarıldığında saçlarına sayısız kere öptüm. Boynumu öperek benden geri çekildi. "Ateş beni bir kere dinle ve 2 gün sadece iki gün burada kal" dediğinde boğazımda bir yumru oluşmuştu. Sakin ol Ateş... Geçti gitti o yıllar...
"Tamam..." dedim uzun bir aradan sonra sesimi bularak "Ama sende yanımda kalacaksın, refakatçim Emir yada Balım olmasını istemiyorum. " dediğimde Alev gülerek başını salladı. Yanağımdan öptükten sonra ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi.
"O zaman ben Emir'e söylüyorum" diye odadan çıktığında koskoca odada yalnız kalmıştım.
9 Mart 2010
"Abi annem! Annem y-yaşasın!" diye bacağına vuruyordum. Abimse donuk bakışlarını hastanenin pis duvarlarına dikmişti. Konuşmuyordu, tepki vermiyordu sadece öylece boş boş duvara bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Sosyopat 2 Uyanış
Genç KurguAlev Bursaya taşındığı gün yep yeni bir hayat beklerken, evren ona farklı bir hayat sunmuştu. Adımını ilk attığı an karanlık, ürkütücü bir çocukla tanıştı. Ateş Ozansoy... 🔥 Yaşamayacağı her acıyı tattı ve yaşadı. Hiç beklenmedik dostlar edinirken...