Kıskançlık

1K 64 58
                                    

Gördüğüm yüzlerle beynimden vurulmuş gibi bakıyordum. Yalçın yüzüme gülerek bakmıştı ve selam verircesine kafasını önüne eğmişti. Benim bakışlarım tekrar diğerlerine kaydığında Ateş öldürecek gibi bakarken diğerleri durumu anlamaya çalışıyordu.

Bakışlarım Oğuz'a kaydığındaysa mavi gözlerini kısmıştı ve Tolga denen çocuğa bakıyordu.

Emir " Hocam sorması ayıptır ama bu arkadaşlar neden gelmiş?" dediğinde zihnimde ki soruyu söylemişti.

"Benim söylemem doğru olmaz. Teneffüste sorar öğrenirsin Emir." Dediğinde Emir sadece başını sallamıştı. "Evet çocuklar sizde boş yerlere geçin ve bizde dersimize kaldığımız yerden devam edelim." Diyerek sınıf defterini doldurmaya başladığında Balım koluma vurmuştu.

"Bunlar senin arkadaşların değil mi?" dediğinde başını sallamıştım.

"Yalçın evet de diğeri ile sadece karşılaşmıştık." Dediğimde kaşlarını çatarak onlara bakıyordu. " Eğer onlar buradaysa Asude ve Cemre de mi gelmiştir?" dediğinde çaktırmadan Yalçın'a baktım.

Bakışlarımız anında kesişmişti. Anlam vermediğim bir gülümseme yüzüne yerleştiğinde ona daha fazla bakmadım.

"Sanmıyorum olsalardı onlar da birlikte sınıfa girerlerdi."

"Belki başka sınıftalardır?" diye fikir yürüttüğünde içime bir kurt düşmüştü. "Bilmiyorum ama öğrenmekte fayda var," diyerek telefonu gizli bir şekilde çıkartıp bizimkilere mesaj yazmaya başladım. İkisi de çevrimdışıydı.

Yalçın buradaysa Serkan ve Burak neredeydi? Bunların üçü asla birbirinden ayrı gezmezlerdi. Ve Yalçının yanında gelen çocuk Tolga? Onunla olan konuşmam aklıma geldiğinde kaşlarımı daha çok çatmıştım.

Tolga ben

Her şey için çok teşekkür ederim Tolga, ama şuan daha iyiyim.

Nedense iç sesim sizle tekrar karşılaşacağımızı söylüyor.

İç sesiniz haklıysa daha iyi bir şekilde karşılaşırız.

Kafamı kaldırıp tekrar onlara döndüğümde bu sefer Yalçına bakmamıştım. Aksine Tolga denen çocuğa bakmıştım. Tekrar karışılacağımızı biliyor muydu?

Elimde ki telefon titrediğinde Asudeler sanmıştım ama Ateşti.

Takıntılı Sosyopat

"Biraz daha o iki lavuğa bakarsan bir daha görememeksin. Anladık arkadaşlarını özlemişsin. "

Mesajını okuduğumda gülerek ona baktım. Benim aksime kaşlarını çatmıştı ve son derece sinirli gözüküyordu. Gülerek geri telefonuma döndüm.

"Kıskançlığın yine gün yüzünde bakıyorum da, bu arada özlediğimden değil. Burada ne işi olduklarını anlamak için bakmıştım. "

"Bunlar İstanbul'da yaşamıyorlar mıydı? Neden geldi?"

"Bilmiyorum ama teneffüste öğreneceğim."

"Sen hiçbir şey yapmayacaksın sevgilim, biz öğreniriz."

"Ateş senin öğrenme tarzını biliyorum. Ben tatlı dille öğrenirim."

"Oldu, o da sana tatlı dille yavşasın değil mi?"

"Evet Alev ilk senden başlayalım mı?"

Öğretmenin sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Konu neydi?

"Anlamadım?" dediğimde yüzüne yalandan bir gülümseme ekleyerek "Konularımızı gözden geçiriyoruz. İlk konudan başlar mısın?" dediğinde öksürerek sesimi buldum ve dudaklarımı araladım.

Takıntılı Sosyopat 2 UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin