İşte ben geldiiiiiiiiiiim flşsdkflşsd. Sonunda gelebildim. Bu bölüm Zayn'e göre kötü Lucy'ye göre bazı şeylerin başladığı bölümlerden biriydi. 15.bölümden sonra bir daha uzun bir süre Zucy sahnesi olmayacak ve herşey Zayn'in açısından daha boka saracak demiştim yorumlarda fsdfs. Umarım bu bölüm gelecek bölümlerde Zayn neler yaşayacak tahmin edebilirsiniz. Unutmayın bu sadece başlangıç. Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim. Bana ulaşmak için instagram hesabımı takip edebilirsiniz [@rihfectt] Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın bölüme geçebilirsiniz.
Dinleyin: Skylar Grey - I Know You [Şarkı biterse tekrar açmanızı tavsiye ederim]
****
Sinirle çenem kasıldığında derin bir nefes aldım ve yavaş-yavaş karşımda duran Daisy'ye döndüm. Gözlerinden her ne kadar korku aksa da bana bunu belli etmemek için dik durmaya çabalıyor ama istemsizce hareket eden dudakları ve kaşları onu daha çok ele veriyordu. Ben ise şuan gerçekten sinirden kafayı yemek üzereydim.
''Sen''
Diye adeta nefretle tısladım.
''Sen bana vurdun. ''
Ona doğru yavaşça adımlarken yutkundu ve geri-geri gitmeye başladı. Adımlarımı hızlandırıp onu sarı saçlarından yakaladım ve sertçe bedenini kendi bedenime çektim. Korkudan adeta kollarım arasında titrerken sinirden gözüm dönmüş bir şekilde kolunu kavradım ve tüm gücümle kolunu sıkmaya başladım.
''Sen kimsin bana vuruyorsun ha?''
Daisy yutkunduğunda sağ elimi kaldırıp ona vuracağım sırada bağırdı.
''Sakın! Sakın Zayn aklından bunu geçirme!''
Şaşkınca ona bakarken benim şaşkınlığımdan faydalanıp kollarım arasından kurtulduğunda konuştu.
''Ben Lucy değilim. Bana vurmana asla izin vermem! Ona benzemem! Seni polise şikâyet ederim!''
Dehşete düşmüşçesine ona bakarken derin-derin nefesler alıyordum. Sonunda kendime gelebildiğim de nasıl hissedeceğini umursamadan konuştum.
'' Kendini becersen bile Lucy gibi olamazsın zaten. ''
Salonu terk etmeden önce gözlerinde ki saf acıyı görmekten zevk almıştım.
-Lucy'nin Bakış Açısı-
''Kapı çalıyor!''
Carly elinde ki mısırı bana atarken Lilly seslendi. Ona karşılık olarak bende konuşmaya başladım.
''Sen bak işte!''
''Öldürsen bakmam!''
Oflayıp yayıldığım yerden kalktıktan sonra Harry'ye ait olan ve üzerimde tıpkı bir şort gibi duran boxer'ı çekiştirdim. Ayaklarımı yerde sürüye-sürüye kapıya giderken ofladım. Saatlerdir oturuyor ve kızlarla dedikodu yapıp bir şeyler atıştırıyorduk. Şimdi gelen kimse ayağımın uyuştuğu anda gelmiş ve sinirlerimi tepeme çıkarmıştı. Sinirle kapıya ulaştığımda kapıyı hışımla açtım. Karşımda 32 diş sırıtan Harry dururken şaşkınlıkla ona bakmaya başladım. Bana yarın geleceğim demişti! Şaşkınlıkla ufak çaplı çığlık atıp kendimi onun güvenli kolları arasına attığımda kıkırdadı ve beni sıkıca sarmaladı. Güçlü kolları belimi sıkıca kavrayıp beni biraz havaya kaldırdığında bacaklarımı ince beline sardım ve kollarımı boynuna sıkıca doladım. O beni etrafında döndürürken neşeyle kahkaha atıyordum. En sonunda durması için çıplak ayaklarımı zemine koyacağımda buna engel olup ayaklarımı botlarına koymama yardım ettikten sonra kollarımı gevşettim ve başımı boynundan kaldırıp dudaklarına yapıştım. Dolgun dudaklarımı açlıkla öperken inledim ve dengede durmak için kaslı kollarına sıkıca tutundum ve tüm sevgimi ona göstermek istercesine yumuşak bir şekilde biçimli dudaklarını dudaklarım arasına alıp emiyor ve ufak aşk ısırıkları bırakıyordum. Nefesimizin bizden uzaklaşmaya başladığını anladığımız anda dudaklarımız istemsizce birbirinden ayrıldı. Aptal-aptal sırıtıp ona bakarken geri çekilmek üzere bir atak yaptım. Fakat o buna engel olmuştu.