Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim.
****
''Geçenlerde eve köpek almayı düşünüyordum ancak kesinlikle bu fikrimden vazgeçtim Francia.''
Francia alaycı bir gülüşle bana bakıp koltuğa yayılırken televizyonu kapattım. Birkaç saat önce Francia kucağında bir köpekle beraber kapıma gelip yürüyüşe çıkacağını ve onunla gelmemi istemişti. Bende işte oldukça sinirlendiğim için -Ki inanın bana sinirlenmemin sebebi asistanımın bana ayarlamış olduğu yersiz toplantılar ve gezilerdi- Francia'nın teklifini kabul etmiştim. Ancak Francia üstüne köpeği sahibine götürmemiz gerektiğini söyleyince bunun saatlerimi alacağını bilseydim kesinlikle gitmezdim. Bu süre zarfında annem bize geldiğinden dolayı Daniel'a o bakmıştı ve ben rahat hareket etmiştim.Annem daha gideli ve bizde geleli yarım saat oluyordu.
''Yarın kontrolüm var.''
''Biliyorum seninle gelmemi hala istemiyor musun?''
''Gerek yok Francia ben giderim ve çıkışta Daniel'ı alır yanına geliriz.''
Francia derin bir nefes alarak bana biraz daha yaklaştı ve kısık bir ses tonuyla konuştu.
''Eklem şişliklerin ve sürekli yorgunluğun ne durumda?''
Omuz silktim günden güne daha kötü duruma gidiyordum. Vücudumun bazı yerlerinde oluşan şişliklerden dolayı şu sıralar bol ve salaş kıyafetleri seçiyordum ve böylelikle o şişlikleri kapatıyordum. Vücudumda çıkmaya başlayan kırmızı ve mor izler henüz gözüken yerlerde olmadığından onları gizlemek kolay oluyordu ancak kıyafet değiştirirken derimde ki pul pul dökülmeler neredeyse her gün ağlamama sebep oluyordu.
''Her şey hala aynı, hatta gün geçtikçe daha kötüymüş gibi hissediyorum.''
''Lucy bak bu tedaviyi kabul etmen lazım. Ya kendin için bunu yapmanı geçiyorum kendin için bir şey yapmayacağına eminim ancak senin kocaman bir sorumluluğun var. Daniel sen olmadan hayata nasıl devam edecek? Zayn ona, nereye kadar senin baktığın gibi bakabilecek sana soruyorum?''
Yutkunarak başımı öne eğdim. Francia haklıydı bende bunları hatta daha fazlasını her gün düşünmekten çıldıracak duruma gelmiştim ancak beni anlaması lazımdı. Birden bire böyle bir hastalıkla karşılaşınca ne yapacağımı bilemiyordum. Nasıl düşünmem gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Oğlum için dünya üzerinde ki bütün zorluklara göğüs gererdim ancak henüz bu tedaviyi kabul etmek için kendimi hazır hissetmiyordum.
''Anlaşılan bugün konuşacak havanda değilsin, pekala ben gidiyorum sabah erken kalkmam lazım biliyorsun.''
Francia ayaklanırken başımı onaylarcasına aşağı yukarı sallayıp bende peşinden kalktım. Kapıya kadar ona eşlik ederken boğazımı temizledim. Francia bana dönüp kollarını boynuma sardığında gülümseyerek ona karşılık verdim. Gözlerimi kapatıp ona bir süre sarılı kalırken derin bir nefes aldı ve buruk sesiyle konuştu.
''Sen benim tanıdığım en güçlü kadınsın Lucy, bunu unutma ve dediklerimi düşün olur mu?''
Başımı sallarken hala sessizliğimi koruyordum. Kollarımı ondan çektim ve gözlerimi kırpıştırdım. Francia bana çok destekçi oluyordu ve son zamanlarda hayatımda yolunda giden tek şey onun benim yanımda olmasıydı.
Francia ellerini sallayarak kapıdan çıkarken derin bir nefes aldım. Kapının kapanma sesi kulaklarımda adeta yankı yaparken yutkundum ve yavaş adımlarla önce koridorun ışığını kapatarak ilerlemeye başladım. Salonun ışığını kapatırken ay ışığının etrafı aydınlatmasıyla merdivenlere yöneldim. Her bir basamağa basmak bana resmen acı veriyordu. Francia haklıydı benim acilen tedavi olmam lazımdı ama gerçekten hazır değildim, hazır olmak için neyi beklediğimi ise bilmiyordum. Düşünceler arasında yavaşça merdivenlerden çıkarken adımlarımı oğlumun odasına yönlendirdim. Bugün onu kollarım arasına alıp uyumazsam başka türlü uyuyamazdım.