Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim.
****
Finans müdürü Joshua ile beraber hazırladığımız raporu gözden geçirirken, ortalardan yok olduğu için dövmekten beter ettiğim asistanım elinde kahvelerin olduğu tepsilerle beraber odaya girdi. Ona kısa bir bakış atıp ekranda ki raporlara bakmaya devam ettim. Gelirin, giderlere göre çok daha fazla olduğunu gördüğümde memnuniyetle arkama yaslandım ve yapabileceklerimizi gözden geçirmeye başladım. O sırada Joshua yanımda ki sandalyeden kalktı ve adımlarını masamın önünde ki rahat deri koltuklara yöneltti. Uzun bedenini koltuğa atıp, elini çenesine yerleştirdi ve meraklı bakışlarla beni izlemeye başladı. Ona hiçbir mimik yapmadan dudaklarımı büzüp yapabileceklerimizi düşündüm. Bütçemiz bilgisayarlara yatırıma fazlasıyla yetiyordu ancak her zaman işi garantiye almak doğru olurdu. Çok kısa bir süre sonra bana meraklı gözlerle bakan Joshua'yı meraklarından kurtarmak için konuştum.
''Aslına bakarsan bu bilgisayarlar için yeterince bütçemiz var, ancak ben yinede sponsorlarla bir görüşme ayarlayacağım.''
''Güzel fikir Lucy, denemeye değer.''
Omuz silkerek kahve kupamı elime aldım ve kahvemden koca bir yudum aldım. Joshua iş yerinde sevdiğim sayılı insanlardan biriydi. Karısına oldukça sadık ve son derece nazik biriydi. Aynı zamanda onunla bir sohbete başladığınızda, zamanın nasıl geçtiğini anlamazdınız. Çoğu zaman öğle yemeklerine beraber çıkıyor, konuşmaya daldığımız için gel kalabiliyorduk.
''Lucy ben bir şey öğrendim.''
''Ne öğrendin bakalım.''
Heyecanla titrek bir nefes verdi ve avuç içlerini pantolonuna sürdü. Tek kaşımı kaldırıp koltukta biraz daha arkama yaslandım ve onun hareketlerine bir anlam yüklemeye çalıştım. Birkaç gün önce buraya gelen ve ufak bir tartışma yaşadığım Harry hakkında bir şey öğrenmemesi için içimden dua etmeye başlamama sebep olmuştu. Tavırları karşısında tıpkı onun gibi bende istemsizce gerildim. Joshua gergin bir vaziyette konuşmadan hemen önce, neden böyle bir vaziyete girdiğini sorguladım.
''Joshua sakin olup ne olduğunu söyler misin?''
''Marie hamile.''
Şaşkınca ona baktığımda yüzüne aptal bir gülümseme yayıldı. Marie ve Joshua çok uzun zamandır bir çocuk sahibi olmak istiyorlardı ancak, onların peşini bırakmayan bir takım sıkıntılar bunu ertelemelerine sebep oluyordu. Şaşkın yüz ifadem yerini kocaman ve içten bir gülümsemeye bırakırken, Joshua dudaklarını birbirine bastırıp çekingen bakışlarını bana yollamıştı. Üzerimde ki şaşkınlığı atıp ayağa kalktım ve arkadaşıma ilerledim. Ayağa kalktığında kollarımı boynuna dolayıp neşeyle güldüm.
''Aman tanrım Josh! Tebrik ederim bu harika bir haber.''
Joshua bana sıkıca sarılıp teşekkür ederken, kısa bir süre sonra kollarımı ondan çektim ve omuzlarına yerleştirdim. Gözlerim dolmuştu ve onlar adına gerçekten çok mutlu hissediyordum. Joshua dolu gözlerle bana bakarken kıkırdadım ve konuştum.
''Sen harika bir baba olacaksın. ''
''Teşekkürler Lucy, günlerdir bunu seninle paylaşmak istedim ancak bir türlü fırsat bulamadım. ''
''Joshua gerçekten çok sevindim, en kısa zamanda size gelmeliyim.''
Joshua bir süre daha benimle sohbet ettikten sonra işleri olduğundan odamdan çıkmıştı. Buruk bir sevinçle koltuğuma oturdum ve hamile olduğumu öğrendiğim zamanı hatırladım. O zamanlar oldukça salaktım ve aynı zamanda Zayn'le her zaman ki gibi beraber değil, ayrıydık. Öte yandan hamile olmanın verdiği büyük bir korku vardı. Bir süre ona hamile olduğumu söylememiş, sonrasında neredeyse ölmek üzereyken ona söylemiştim. Zayn ve ben gerçekten hiç normal bir çift olamamıştık ve bana yaşattıkları her aklıma geldiğinde canım acıyordu. Sakin olmaya çalışarak ofladım ve soğumaya yüz tutmuş kahvemi tek seferde içtim.